(4.2)-Açıklama

2.3K 189 11
                                    

Duygular ruhun kamburudur.

🍁

Doğu Yazgın

Doğu, Sedef'in saçlarını sakince okşarken Cemre yanına oturdu. "İyisin değil mi?"

"Eh işte," dedi Doğu fısıltıyla. "Sanırım bazı şeylere alıştım. Artık eskisi kadar acıtmıyor."

"Senin yanındayım ama... Olamıyor gibi hissediyorum Doğu. Ne denir, ne hissedilir bilmiyorum."

Doğu gülümseyerek Sedef'in başını yastığa koydu. Diğerleri dolaşmaya çıkmıştı ama onlar evde kalmayı yeğlemişti. Batı ve Duygu ise birden ortalıktan kaybolmuştu. Birlikte evin diğer odasına geçtiklerinde "Boğuluyorum," diye itiraf etti. "Sense nefes gibisin. Bir şey söylemene gerek yok, gözlerine baktıkça içim açılıyor zaten."

Cemre güldü. "Kadınların dilinden iyi anlıyorsun."

Doğu da güldü. "Eh, yetenek var. Allah vergisi." Cemre ayağa kalktı. "Kahve içer misin?" Genç adam onu onayladığında kız mutfağa geçip kahve pişirdi ve kupalara boşaltıp odaya geçerek birini Doğu'ya uzattı. Genç adam teşekkür ederek kupayı alırken diğer elini ensesine attı ve saçlarını kaşıdı. "Senin yanında nasıl davranacağımı bilmiyorum," diye itiraf etti Doğu. "Bu şeylerden anlamam pek. Bir kız arkadaşım oldu daha önce o da arkadaşlarla iddiaya girmek gibi bir aptallığın sonucuydu."

"Belki de birbirimizi tanımalıyız bu aşamada," dedi Cemre. "Hislerimizi biliyoruz ama sevdiklerimizi ve sevmediklerimizi değil."

"Haklısın," dedi Doğu. "Öyleyse sırayla birer soru sorup ikimiz de cevaplayalım." Cemre başını sallarken Doğu "İlk sen sor." dedi. Kız gözleriyle onu onaylayıp kısa bir an düşündü.

"En sevdiğin renk ne? Benim mavi."

"Sanırım artık benimki de mavi," dedi Doğu. Hayranca kızın gözlerine bakıyordu. "Peki ne tarz müzikler dinlemekten hoşlanırsın?"

"Yabancı müzikleri severim genelde," dedi Cemre de. "Blues zirvededir."

Doğu istemsizce güldü. "Yurt dışındayken en çok ona yönelirdim ben de."

"Doğu," dedi Cemre aklına takılan bir soruyla. "Niye ben?" Doğu, ona anlamsız bir bakış atarken kız saçlarını kulağının arkasına sıkıştırdı. "Daha önce yaşadığın yerde de burada da hayatına benden çok daha güzel kızlar girdiğine eminim. Neden onlardan birini değil de beni seçtin?"

"Ben seçmedim ki," diye mırıldandı Doğu. Kafası karışmış olsa da cevabı kalbi verdiği için çok düşünmesine gerek kalmamıştı. Kızın beyaz, narin elini alıp sol göğsünün üstüne koydu. Cemre hızlı ritimleri elinin altında hissettiğinde "Kalbim seçti." dedi Doğu. "İnsan kimi seveceğini seçemez ki zaten, Cemre. Bu irade dışı bir olay. Biri oluyor, aniden karşına çıkıyor. Yürürken, okuduğun kitaptan başını kaldırdığında ya da içine işleyen bir notayı dudaklarından saldığında. Engel olamıyorsun, ben bunu istemem diye itiraz edemiyorsun. Doğru kişi kavramında zihnim değil kalbin hüküm sürdükçe sen kendi içinde bile koca bir hiçten farksız kalıyorsun. Sen de öylesin işte. Beni hiç ediyorsun ama içimdeki sen daima en tepede gülümsüyorsun bana. Bunun adı bu yüzden aşk. Oldukça karmaşık yapısına rağmen huzur verdiği için. Biz okuldayken çoğu öğrenci arkadaşım bunun hormonal bir olay olduğunu iddia eden tezler hazırlardı ama öyleyse bile herhangi birine değil de o özel kişiye kalbinin hızlanması tedasüf olamaz. Benim için aşk bir mucize, yani sen mucizesin." İç çekti. "Seni sevmek bana çok şey kazandırdı. Kardeşimi, içimdeki diğer kişiliğimi, iyiliğimin değerini fark etmemi ve en önemlisi bu mucizeyi hissetmemi. Sen herkes gibi olabilirsin ama kalbim, bunu şiddetle reddediyor. Bu yüzden neden sen bilmiyorum fakat iyi ki sen."

Zamanın Üçüncü TekiliWhere stories live. Discover now