(6.2)-Sırra Kadem Basmak

1.5K 149 37
                                    

Hiçbir şeyi olmayan birinin her şeyine ithafen.

🍁

Doğu Yazgın

"Nerede kaldı bunlar?"

Cemre'nin sorusu Doğu'nun dikkatini yeniden ona yönlendirmesine neden olurken genç adamın bakışları şefkatle kızın karnına indi. Her şeyi bir kenara bıraktığında karşılaştığı manzara onu büyülüyordu. Bir zamanlar çocukluğunun acılarından asla sıyrılamayacağını sanan adam şimdi çocuk sahibi olmak için hazırlanıyordu. Deliler gibi aşık olduğu bir karısı, harika bir ailesi ve onu kazanmak için elinden geleni yapan bir babası vardı. Çocukken kardeşiyle hayal ettiği her şeyi yaşıyordu artık. Gözleri yeniden karısının gözlerine tırmandığında onun yürek ısıtan maviliklerine bakarak "Gelirler şimdi," dedi. "Yollar karla kaplı, motorsiklet de kapının önünde duruyor. Bu yüzden gecikmişlerdir."

Böyle dediyse de içindeki kötü hissi bir türlü söküp atamıyordu Doğu. Cemre'ye pasta almak için gideli tam iki saat oluyordu ama ikisinden de ne bir haber ne de bir iz yoktu. Cemre kapanmak üzere olan gözleriyle ona bakarken kızın başını dizlerine koyup saçlarını okşayarak uyumasını beklemeye başladı. Emre'nin ve Cihan'ın bakışlarından onların da oldukça endişeli olduğunu anlayabiliyordu. Sedef bir saat önce diğer sabah okulu olduğu için uyumuştu ve salonda böylece durmaktan herkesin sırtı tutulsa da kimse ses çıkarmıyordu. Cemre bebeğin de verdiği ağırlıkla çok geçmeden uykuya daldığında Emre göz kırparak kardeşini işaret etti. Doğu kızı uyandırmadan başını dizinden kaldırdı. Ayağa kalkıp karısını kucaklayarak odalarına götürürken oldukça yavaştı. Yatak odasına girip karısını geniş yatağa yatırdığında dizlerinin üstüne çöküp saçlarını okşadı zarifçe. Yüzüne düşen bir tutamı kulağının arkasına atarken kızın bembeyaz tenine yumuşak bir öpücük kondurdu ve dudaklarını alnından çektikten sonra saçlarının kokusunu da içine çekip üstünü örterek parmak uçlarında odadan çıktı. Yeniden salona döndüğünde gözleriyle kızın derin bir uykuda olduğunu onayladığında kendini tekli koltuğa atmıştı.

"Başlarına bir şey mi geldi acaba?" diyerek dirseklerini dizine koyup öne doğru kaykıldı Cihan. "İkisi de aramalarımıza cevap vermiyor."

Doğu iç çekti. "Başları beladan kurtulmuyor ki zaten. Kim bilir yine ne oldu?"

"Kenan olabilir mi?" Emre kaşlarını kaldırdı.

"Kenan bunca zamandır sessizliğini koruyor. Birden saldıracağını sanmıyorum. O olsa bile Batı ne yapar eder bize ulaşırdı." diye fikir yürüttü Cihan. "Başka bir şey var."

Doğu'nun çalan telefonu bir süredir peydah olan sessizliği bölerken genç adam ekranda Duygu'nun ismini görmesiyle hızla aramayı yanıtladı ve telefonu kulağına götürür götürmez "Duygu?" dedi. "Neredesiniz siz kaç saattir? Meraktan kafayı yiyecektik haberiniz var mı?"

Duygu diğer uçtan derin bir nefes alarak gözlerini karakolda gezdirdi. İki saattir Batı ile görüşmeye çalışıyordu ama başarılı olamamıştı ve nihayet telefonuna bakmayı akıl ettiğinde karşılaştığı cevapsız aramalarla da iyice şaşırmıştı. "Doğu," diye fısıldadı. "Biz karakoldayız. Batı'yı gözaltına aldılar."

Doğu'nun gözleri irileşti. "Ta-tamam. Hangi karakoldasınız? Hemen geliyorum."

"Mesaj atarım." Duygu aramayı sonlandırıp hangi karakola geldiklerini birine sorarak mesajı attığında çok geçmeden Doğu kızları Cihan'a emanet ederek Emre ile birlikte yola çıkmıştı.

Arabası karakolun önünde durduğunda içeri girer girmez karşılaştığı Duygu ile afalladı. Kızın teni bir ölününki kadar beyazdı. Yanına gittiğinde göz göze geldikleri an kollarını kıza dolayıp ona sımsıkı sarıldı. "Ne oldu güzelim?"

Zamanın Üçüncü TekiliWhere stories live. Discover now