(6.2)-Sırra Kadem Basmak

Start from the beginning
                                    

Geri çekildiklerinde "Bilmiyorum," dedi Duygu. "Ne olduğunu söylemiyorlar. Biri şikayet etmiş. Nedenini de bilmiyorum. Onu bana göstermiyorlar Doğu."

Doğu Emre'ye bakarak genç adamı Duygu ile bırakırken emniyet amirinin odasına girdi. Polis onu gördüğünde şaşırsa da "Merhaba," diyen yumuşak sesle duraksamıştı. "Ben Doğu. İkizim Batı hakkında konuşmak için gelmiştim. Gözaltına alınmış." Adam eliyle koltuğu gösterdi. Doğu koltuğa geçip otururken adamın onu süzen gözlerine aldırmadan "Bu konuda bir açıklama isteyebilir miyim memur bey? Kardeşim neden alındı?"

Adam önündeki dosyayı incelerken "Hakkında haneye tecavüz suçundan şikayet varmış." dedi. Doğu kaşlarını çattı.

"Batı böyle bir şey yapmaz. Ne zamandan bahsediyoruz?"

"Bu akşam suları."

Doğu gözlerini devirdi. Bir oyunun içinde olduğunu biliyordu ama başta endişelendiği şey kardeşinin önceki hayatında yediği haltların ortaya çıkmasıydı. Şimdiyse rahatlamış bir şekilde geriye yaslanırken "Bu olamaz," dedi. "Batı tüm gün benimleydi ve şahitlerimiz de var. Polisler onu aldığında da eşime pasta almak için dışarı çıkmıştı."

Adam, "Kamera kayıtlarına bakılıyor," dedi. "Bu gece nezarette kalacak."

"Nezaret," diye tekrarladı Doğu. "Peki onu görebilir miyim?"

"Bu gece olmaz," dedi adam.

Doğu ısrar etmek üzereyken dışarıdaki gürültüyle içinden bir küfür savurdu. Başkomiserle birlikte dışarı çıktığında koridorda yatan Emre'yi ve burnu kanayan Duygu'yu gören Doğu sabır dilercesine tavana baktı. Adam elini alnına bastırırken "Ne oluyor burada?" diye bağırdı yanındaki polis.

Duygu kendisini tutan polislerin elinden kurtulmaya çalışırken "Amirim bu kadın," Polislerden biri Duygu'ya tuhaf tuhaf bakarak "İçeri girmek istedi. Arkadaşı onu engellemeye çalışınca da ona kafa attı."

Doğu'nun gözleri büyürken herkes en az onun kadar şaşkındı. Amir kendini toparladığında "Atın şunu nezarete!" diye emir verdi. Doğu o an, Duygu'nun dudağının kenarını saniyelik kıvırmasından bunu bilerek yaptığını anlamıştı. Ne yani, sırf Batı için kendini içeri mi attırmıştı? Polisler onu götürürken "Özür dilerim Emre," diye dudaklarını oynattı Duygu. Gözden kaybolurken Doğu'nun yardımıyla kalkan Emre eliyle alnını tuttu.

"Çok mu acıyor?" diye sordu Doğu.

Emre başını iki yana salladı. "Sorun değil. Duygu manyağı canımı yakmamak için efor sarf etti zaten de burnu çok kötüydü. Kendi kendine zarar veriyor manyak." Yanına oturan Doğu gülerek başını iki yana salladı.

"Ama kabul et, fazla havalıydı."

Emre de gülmeye başladı. Acıyan alnı yüzünden inleyerek gülüşü bölündüğünde "Al birini vur ötekine," dedi sızlanarak. "İkisi de birbirinden garip. Bir de özür diliyor."

*

Batı gözlerini boş nezaretin rutubetlenmiş duvarlarında gezdirirken duyduğu seslere aldırış etmeden yanağının içini ısırdı. Onu içeri attıranın dost canlısı biri olmadığına emindi. Burada olduğuna göre birinin dışarıda işleri vardı ve onu ayak altından çekmek istiyordu o kişi her kimse. Batı'nın korktuğu onun Kenan olmasıydı. Neyse ki Duygu hala dışarıdaydı.

Yandaki yere birini koyup gittiklerinde Batı sıkıntıyla geri yaslandı ve gözlerini kapattı. "Baksana," dedi o an tanıdık bir ses. "Bensiz uyuyabilecek misin?"

Batı yavaşça kapadığı gözlerini son süratle açıp başını çevirdiğinde Duygu masumca gülerek ona el salladı. Genç adam hızla doğrulup parmaklıklara ulaştı ve ellerini demire sarıp "Ne işin var senin burada?" diye sordu. Gözleri kızın kanayan burnuna değdi. "Biri bir şey mi yaptı? Bu halin ne?"

Zamanın Üçüncü TekiliWhere stories live. Discover now