3.Bölüm- Sannhet.

Start bij het begin
                                    

Naz'ın söyledikleri ile o saf kalbinde ne kadar yalnız olabileceğini anlamıştım. Ben de onun gibi hisleri yaşamıştım ama biri beni koruduğu için değil, hayatımı yıktığı için. Zihnim onun kelimeleri ile yumuşamaya başlarken artık onu kıramayacağımı biliyordum. Benim hayatımda bir şansım yoktu belki ama onun olabilirdi.

"Tamam." dedim hızlıca.

    "Bak gerçekten herkesi senden uzak tutacağım ve... Tamam mı?! Ay inanamıyorum!"

Amfide kimsenin kalmamasına rağmen bu çığlığı ile kapıdan çıkanların dikkatini üstümüze çekmişti Naz. Onun bu hevesine karşı çıkamadığım için yüzümde nadir de olsa var olan tebessümlerimden birini yolladım. Bu sıcaklığın onu daha da heyecanlandırırken bedenimi sıkıca sardı ve anında yüzümü acıyla buruşturdum.

Acılar sabah ki anıları usulca gözlerimi doldurdu ve derin bir nefes almaya çalıştım. Bu sabah işler planladığım gibi gitmemişti ve o adam erkenden uyanmıştı. Son dakikada yaşadığım bu talihsizlikle yaralarımı bile tam kapatamamıştım. Kapatıcımıda yanıma almadığım için birinin yaralarımı görmemesi için umut etmek dışında hiçbir seçeneğim yoktu.

Tüm bu kara düşünceleri zihnimden uzaklaştırdım ve en sonunda eşyalarımızı da toplamamızla yemekhanenin oraya yol aldık. Enes'in bir dersi boş olduğu için bana yemek almıştı bile ve o iğrenç sıra ile uğraşmayacağım için çok mutluydum. Büyük kantin binasına girmemiz ile Naz'ın her daim oldukları masaya beni çekiştirmesi bir oldu.

"Naz, ben Enes'i bulmalıyım ama..."

   "Mesaj attım. Sigara içiyormuş birazdan gelir." Her şeyi düşünmesi ile ona şaşkınlıkla baktım ve sadece Efe'nin bacaklarını yayarak oturduğu masaya geldik.

"Oo, kimleri görüyorum?"

Efe'nin her zamanki neşesi ile ona gülümsedim. Açık kumral saçları alnına rahatça dağılmış ve masmavi gözleri her zamanki gibi parlamıştı. Parmakları yediği yemek ile kirlenmişti ama bunu umursamadan çıkmakta olan sakallarını kaşıdı ve çocuksu bir tavırla bizi odaklandı.

   "Artık hep bizimle olacak Efe. Onu ikna ettim." Dedi Naz heyecanla.

   "İyi yapmışsın. Sana daha iyi arkadaş bulamayız. Hem bu ekibi adam edecek bir tipe benziyor Ada." Efe'nin muzip sesi ile gözlerimi devirdim.

   "Ben bunu yapacağımı sanmıyorum. Sessiz kalmak her zaman en iyi seçenek."

Efe buna cevap verecekmiş gibi dursa da arkamdan gelen tanıdık koku ile başımı oraya çevirdim.

"Senin sessiz olduğunu çok görmedim. Böyle durduğuna bakmayın, adalet kelimesini duyduğu anda atağa geçer."

Koyu kahverengi düzenle dağılmış saçlar ve sıcak kahvelerin bana odaklanmasıyla ruh halim daha iyi bir hale doğru gitti. Enes'in elinde yemekle sırıtarak yanıma oturmasıyla ona teşekkür eden bir bakış attım. Bir tarafımda Naz bir tarafımda Enes otururken karşıma yerleşen insan ile gözlerimi tabağıma indirdim.

Varlığını şimdiden hissediyordum ama onu görmek istemiyordum. Dünki bakışlar aklıma geldikçe midem tepetaklak oluyordu ve kendimi hazır hissetmiyordum. Onun yanında otursam bile onu görmemezlikten gelecektim. Sanki var olmamış gibi davranacaktım. Buz mavisi gözlerin üzerimde olduğunu bilerek bedenimi dikleştirdim ve bakışlarımı tabağımdan ayırmadım.

   "Ee, Ece ve Demir Abi yok mu?"

Naz'ın umut dolu sesi ile yavaşça ona baktım. Demir Sezen'in kırıcı tavırlarından sonra bile onu merak ediyordu. Belki de nefret ede ede seviyordu ama asla onu bırakamıyordu. Bu saf aşk hiç görmediğim kadar özelken Naz'ın üzülmemesi için sadece dua ediyordum.

Varoluşun HissiWaar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu