*Yaşam Savaşı*

28.9K 1.5K 60
                                    

YB GELDİ. OY VE YORUMLAR GÜZELDİ. BENDE SÖZ VERDİĞİM GİBİ YB YAYINLADIM. EĞER YİNE GÜZEL OY VE YORUMLAR GELİRSE HEMEN YB YAYINLAYACAĞIM. AMA DEDİĞİM GİBİ SİZE BAĞLI. 

NE KADAR ÇOK OY VE YORUM O KADAR ÇABUK YB

Ozan da çekip gidince başımı geriye attım ve ormandaki sesleri dinlemeye başladım. bir süre sonra birinin bağrışını duydum:

-hocam bulundu. Bahar bulundu.

Hızla yerimden doğruldum. Bahar Giray denen pisliğin kucağında baygındı. Noldu sana Bahar'ım. Noldu? Yeni kuruyan gözyaşlarım akmaya başladı. Bahar sanki ölü gibiydi. ölemez dimi? Beni bırakamaz dimi? Başında bir kan izi vardı. Yerimden kıpırdayamıyordum. Bedeni kendini tamamen bırakmıştı. Ya ona bir şey olursa?

***

# RÜZGAR'DAN DEVAM #

Bahar'ı o halde gördüğümden beri kıpırdamıyordum. Sadece etraftaki koşuşturmayı izliyordum. Kerem ile Ozan koşarak Bahar'ın çadırına girdiler. İçerde zaten hocalar vardı. Gitmeye korkuyordum. Onu kaybetmiş olmaktan. Zaten az önce kaybetmedim mi onu? Ama hayır. O sadece benden gitti. Kaybetmedim onu. Çadırdan çıkan hocaların yanına gittim hızla.

-hocam Bahar nasıl? İyi mi? O kanda neyin nesiydi? Nerdeymiş?

-oğlum sakin ol. İyi Bahar. Bir ağacın altında bulmuş Giray onu. Baygınmış. Yerde bir taşa başını vurmuş. Şimdi pansumanını yaptık. Kız arkadaşları kıyafetlerini değiştiriyor. Daha sonra eve göndereceğiz onu özel araba ile.

-peki teşekkürler hocam.

Çadırdan çıkan kızlardan sonra Kerem girdi içeri. Kucağında Bahar'ım ile çıktı. Yarı uyanıktı. Arkasından Dünya'da Bahar'ın sırt çantası ile onları takip etti. Bahar'ı o pisliğin Giray'ın arabasına bindirdiler. Arkada Kerem'in göğsüne yaslanmış küçük bir kız çocuğu gibi ağlayan alnı pansumanlı sevdiğim vardı. Gözümden bir damla daha yaş siper etti. Giray ile Dünya da arabaya bindiler ve uzaklaştılar.

***

# BAHAR'DAN DEVAM #

Şu anda Kerem'in göğsünde tabiri caizse küçük sanki oyuncak barbie bebeğini kaybetmiş bir kız çocuğu gibi ağlıyordum. Belki barbie bebeğimi kaybetmedim ama Ken'imi kaybettim. (Ken: barbie'nin beyaz atlı prensi) . arada bir gözyaşımı silip tekrardan ağlıyordum. Başımda keskin bir ağrı vardı. Neler olduğunu hatırlamıyordum. Uyandığımda başımdaki hocalar soru yağmuruna tutmuşlardı. Neyse ki hatırlamıyordum. Bir süre sonra bir ses ile başımı Kerem'in göğsünden kaldırdım ve ona baktım:

-güzelim hadi geldik eve.

-ha tamam.

Yavaşça arabadan indim. Eve girdik. Arkamdaki meraklı insanları geride bıraktım ve odama çıktım. Kapımı kilitledim ve aynanın karşısına geçtim. Dudaklarıma dokundum. Daha dün beni öpmüştü. Ellerime baktım. Daha dün ellerimi tutmuştu. Saçlarıma dokundum. Onun dün dokunduğu gibi. çekmeceye yöneldim ve makası alıp geri aynanın karşısına geçtim. Saçlarımı kesmeye başladım. onun dokunduğu yerleri kestim. Sonunda ne halde miydim? Yamuk yumuk kesilmiş sarı kabarık saçlar. Gözlerimden akan yaşlar ve hala elimde olan makas ile ayna karşısındaydım. Dolabıma yöneldim. Onun bana aldığı elbiseyi ve tişörtleri çıkardım. Elimdeki makasla paramparça ettim. Acımadım. Çünkü ondan bana kalan hiçbir şey kalsın istemiyordum. O sürtük kızı öptüğü aklıma geldi. sinirle makyaj masasını dağıttım. Bağırıyordum. Ağlıyordum ve de bağırıyordum. Yatağımı dağıttım. Kapının vurulma sesleri geldi. üçüde bağırıyordu. Dünya , Kerem ve Giray:

-Bahar? Bahar iyi misin? Aç kapıyı? Hadi aç.

Hiç birini takmadım. Masanın üstündeki ikimizin fotoğrafının olduğu çerçeveyi aldım ve karşımdaki aynaya fırlattım. Cam kırıkları kollarıma saplanmıştı. O anda kapı kırıldı. İçeriye girdiler. Giray hızla ben yere düşmeden beni tuttu. Baygınken son duyduğum ses:

-neden kızım neden?

***

Uyandığımda etrafıma bakındım. Odamdaydım. Bileklerim sargılıydı. Etrafa bakındım. Toparlanmıştı. Kapının aralanması ile gelen kişiye baktım. Giray'dı. Elindeki tepsi ile yanı başıma oturdu ve beni dikleştirdi.

-iyi misin?

-sence?

-değilsen de olmak zorundasın?

-iyi olmak için bir nedenin yok ki?

-var. Kerem ben Dünya. Seni seven annen ve baban.

-artık herkes bana boş geliyor. aşk sevgi hayat. Her şey ve herkes.

-böyle düşünme. Sen güçlü bir kızsın. Onun kölesiyken bile pes etmedin. Şimdide etmemelisin.

-saçma. Pes ettim ben. Bu kez fena bir oyun oynadı hayat. Ve oyunu ben kuralına göre oynayamadım. Yenildim.

-o zaman sıra bizde. Şimdi bir yeni bir oyun oynayacağız hayata.

-ne oyunu?

-yaşam oyunu.

-sence kazanır mıyız?

-kazanacağız. Beraber kzanacağız.

-neden bana yardım ediyordun Giray?

-bilmem.

-neden?

-belkide seni seviyorumdur.

-intikam olabilir mi?

-beni başkası ile karıştırma. Sakın. Sen safsın ve ben bu saflığını kullanamam. Kullanmam da.

-peki.

-hadi yemek yiyelim.

-canım istemiyor.

-ama seni bekleyen birileri var.

-kim?

-çocuklar gelin.

Kapı açılınca gelen kişilere baktım. Bu çocuklar Giray ile yetiştirme yurduna gittiğimizdeki çocuklardı. Umut denen kız ve bir iki kız erkek çocuk yanıma doğru yaklaştılar. Ellerinde çiçekler vardı. Papatya. Gülümsemeye başladım. umut:

-geçmiş olsun?

-teşekkür ederim canım.

-Giray abi rahatsız olduğunu söyledi bizde arkadaşlarla toplandık ve geldik.

-çok iyi yaptınız. Beni arkadaşlarınla tanıştırsana.

Yatakta iyice doğruldum. Çocuklarda yanıma yaklaştıklarında Giray:

-korkmayın çocuklar. Oturun hadi yatağın bir köşesine.

-aynen çocuklar. Öcü değilim ben. Korkmayın yemem sizi. Ya da belki yerim. Bilemem. Zaten açım. Yemeğin üstüne tatlı niyeti yiyebilirim belki.

Çocuklar gülmeye başladılar. Bende onların bu güzel gülüşlerine katıldım. Azda olsa kalbimdeki sızı geçti. Ama unutmadım. Ama kararlıydım. Bundan sonra güçlü olcaktım. Ağlamak yok. Pes etmek yok. Vazgeçmek yok. Savaşacağım. Herkesle her şeyle kısaca hayatla.

# RÜZGAR'DAN DEVAM #

Özgür yanı şoför arabayı getirdi. Kamp alanından uzaklaşmak için hemen arabaya bindim. Gideceğim yer belliydi. Tibet'in barı.

Bara giriş yaptığımda gözüme uzaklardan bir köşe seçtim ve geçip oturdum. Tibet yanıma gelince:

-noldu lan sana?

-bitti.

-ne bitti lan?

-hayatım. Yaşama nedenin. Nefesim gitti. Benim yüzümden gitti. Bahar gitti. Benden nefret ediyor artık. Daha dün onu deli gibi öperken şimdi yüzüne bakacak yüzüm yok. Onu görmeye dayanacak gücüm bile yok. Artık nefes almayacağım. Yaşamayacağım. Bakıpta görmemek gibi. yaşayıpda hissetmemek...
-oğlum sen yaşamıyorsun desene. Hissetmemek hiç kalır senin yanında. Anlatta çözüm bulalım...

BÖLÜM SONU

Piskopat Geliyorum Demez (KİTAP OLDU)Where stories live. Discover now