*Şok*

55.6K 2.5K 53
                                    

GEÇ GELEN BÖLÜM İÇİN DEFALARCA ÖZÜR DİLERİM. YORUM VE VOTEYİ UNUTMAYALIM. İYİ KEYİFLER Medyada Bahar'ın kombini var...

Çantamdan dosyayı çıkardım ve:

-Bu istediğiniz dosya.

-Lan ne dosyası naptı sana niye ağlıyorsun?

-Hiç-hiçbir şey. Lütfen beni götür bu pis yerden.

-Tamam güzelim sakin ol.

Başımı cama yasladım ve sessiz gözyaşlarımın akmasına izin verdim.

Çalan alarma içimden binlerce kez saydırarak yatağımdan doğruldum ve banyoma girdim. Aynadaki bana baktığımda kendimden korktum. Pörtlemiş gözler botokslu gibi dudaklar. Biri görse hortlak deyip kaçar. Eminim yani bundan. Biraz düzelirim umudu ile elimi yüzümü yıkadım ve dolabımın karşısına geçtim. Dolabımdan Krem üstüne çiçekli keten kotumu sıfır kol lacivert gömleğimi kahverengi kalın topuk butiğimi altın sarısı kalın bilekliğimi ve son olarak da koyu kahve güneş gözlüğümü çıkardım. Giyindikten sonra saçlarımı su dalgası ve hafif bir makyajdan sonra odadan çıktım. Kerem'in odasına girecekken aşağıdan gelen kahkaha sesleri ile anladığım kadarıyla Selim ve Kerem aşağıdaydı. Merdivenleri bitirdiğimde ikiside masada oturuyorlardı. Benim geldiğimi ilk fark eden Selim'di ve donup kalmıştı. Acaba çirkin mi oldum derken beni yanıltan ses Kerem'in ıslık sesiydi.

-Ooo güzellik ne bu güzellik?
-Kerem mümkünse sen espri yapma olur mu?
-Hahaha peki güzellik. Hadi gel kahvaltıya.
-Canım istemiyor. Sizde doyduysanız arabada bekliyorum.
-Tamam. Beş dakikaya geliyoruz dimi Selim?

Kerem Selime'e bakıyordu ama o donuk bir haldeydi. Kerem elini Selim'in önünde salladı ama olmayınca bir tane ensesine vurunca Selim kendine geldi.

-Lan nerelere daldın?
-Hahh?
-Oovv balataları yakmışsın. Noldu niye daldın uzaklara?
-Hıı hiç ya. Bir şey düşünüyordum lan.
-Eyi hadi kalk. Okula geç kalacağız.
-Hı tamam.

Selim'in haline gülerek evden çıktım ve arabanın öndeki yolcu koltuğuna yerleştim. Arabayı ben süremem çünkü Kerem söyleniyordu. Erkeğin yanında bir bayan araba kullanamazmış. Geri kafa işte. Beş dakika içindede erkekler arabaya yerleşti. Okuldan giriş yaparken ayaklarım bana ihanet ediyordu. Sınfa girdiğimde tek tesellim Rüzgar ve çetesinin sınıfta olmamasıydı. Hızla sırama oturdum ve başımı dinlemek için sıraya koydum. Uykum vardı ama uyuyamıyordum. Acaba koyun mu saysam. Bu düşüncelerimi erkeksi bir ses bozdu:

-Selam
-...
Cevap vermek yerine koyunları saymaya karar verdim. Tabi yanımdaki öküz izin verirse

-Selam dedim ama.
-Sabah sabah belanı benden bulma.
-Ovvv çok korktum.
-Defol.
-İnsan biraz nazik olur.
-Ne yapayım? Lütfen defolur musun mu diyeyim?
-Yok. İnsan nezaketen de olsa bi başını o sıradan kaldırır mesela.

Bu ses bana fazlasıyla tanıdık geliyordu. Biraz zahmet edip başımı kaldırdım. Beş saniyelik bir şok geçirdim. Çünkü karşımda karşımda o vardı. Kim mi? Aklınıza gelen ilk seçeneği silin o değil. Yani Rüzgar değil. Karşımda Kıvanç Berke vardı. Kim g?i Şu size bahsetmiştim ya. Uçakta vedalaştığım sevgilim. Yani eski sevgilim. Hatta sevdigim erkek. Evet. Annemler yüzünden ayrıldım. Ve şu an o karşımdaydı. Kıvanç karşımdaydı. Onun sesi ile irkildim.

-Huuuu sevinmedin mi beni gördüğüne prenses?
-Ben ben şaşırdım. Yani senin burda ne işin var?
-İnsan bi sarılır dimi ya!

Şaşkınlığımı üzerimden attım ve boynuna sarıldım. Oda bana sıkıca sarıldı. Uzunca sarılmak isterdim ama buna engel olan şey Rüzgar ve çetesinin sınıfa girmesi oldu. Hepsinin bakışları bana kaymıştı. O Alya denen kızın bakışları bile. Kıvanç'tan istemeye istemeye ayrıldım. Gülümsemem solunca Kıvanç:

-Ne oldu prenses?
-Hiç. Senin burada ne işin var?
-O nasıl bir soru ya?
-Yani neden buradasın?
-Senin için.

Daha ben soru soramadan başka bir ses konuşmamızı bozdu.

-Bahar beş dakika içinde arka bahçede ol.

Bu ses Ozan'a aitti. Anlaşılan dünle ilgiliydi. Onu başım ile onayladım ve Kıvanç'a dönerek:

-Ben derse yetişirim. Sonra konuşuruz.
-O kim Bahar?
-O?
-Az önce gelen çocuk sevgilin mi?
-Hayır tabiki de saçmalama. Arkadaşım sadece.
-Peki.

Onu başım ile onayladım ve çantamı alıp bahçeye çıktım. Arka tarafa geldiğimde yine hepsi toplanmıştı. Anlaşılan beni bekliyorlardı hep beraber. Yanlarına geçip boş sandalyeye oturdum. Bakışlarım Rüzgar'a kaydı. Dudağı patlamıştı. Kaşında yara bandı vardı. Ve en önemlisi kolunda sargı bezi vardı. Anlaşılan dün onu iyi benzetmişlerdi.

-Dün neler oldu?

Bunu soran Rüzgar'dı.

-Bildiklerin.
-Baştan anlat. Atladığımız bir yer var ki Giray seni yutmadı.
-Bence atladığımız bir yer yok. Sizin planınız saçmaydı.
-Bahar sana soru sormadım. Nerede hata yaptık diye? Sen sadece dün olanları anlat.
-Off peki. Dün barda otururken yanıma geldi işte.
-Oraları geç.  Odaya çıkarken neler oldu?
-Odaya girdiğimizde bana yaklaşmak istedi bende ondan şey duş almasını istedim. Zorlada olsa duşa girince bende hemen kasaya yöneldim. Dosyayı çıkardım ve çıkmak istedim ama kapı kilitliydi sonra işte seni aradım. Telefonla konuşurken birden o duştan çıktı işte. Sonra çantamdan dinleyiciyi ve dosyayı çıkarıp attı. Sonra beni şeye yatağa fırlattı. Niye bana oyun oynadın falan dedi. Rüzgar istedi dedim. Rüzgar'ı hallettim zaten dedi. Anladığım kadar ile tüm planlarınızı biliyordu. Sonra ben ağlayınca anahtarı ve dosyayı üzerime atıp kovdu beni.

Rüzgar sinir ile bir kaç küfür savurdu. Sonra bana dönerek:

-Seni iyi keklemiş.
-Anlamadım.
-O dosyalar sahte.
-Ben bilmiyordum.
-Tamam. Gözümün önünden kaybolma.
-Anlamadım?
-Kölem değil misin? Aradığımda seni bulacağım ben.
-Offf tamam.

Oflaya oflaya masadan kalktım ve okula doğru gittim. Okulun kapısındaki kalabalık beni şaşırttı. Umursamadan okula girecekken biri bana seslendi

-Bahar!

Arkamı döndüğümde ufak tefek değil hayatım boyunca geçerebileceğim en büyük şoku geçirdim.

GEÇ GELEN BÖLÜM İÇİN TEKRARDAN ÖZÜR DİLERİM. VOTE VERMEYİ VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYALIM.

Piskopat Geliyorum Demez (KİTAP OLDU)Where stories live. Discover now