*Sen Oturabilirsin*

84.6K 3.3K 168
                                    

MEDYADA KEREM KARAKTERİMİZ VAR.

İYİ OKUMALAR...

Kerem gibi bende başımızda dikilen, sabah görenleri kendine çeviren egosu tavan yapmış, kendini beğenmiş, siyah gözlüklü, okula değilde bara gidermiş gibi giyinen, insandan başka her şeye benzeyen neyse tamam tamam sustum. İşte o çocuk başımızda dikilmişti. Kerem başını kaldırarak:

-Bir sorun mu var?

-Evet

-Ne?

-Şu an oturduğun yer benim yerim

-Sınıftakiler buranın boş olduğunu söyledi.

-Ama artık dolu.

-Evet haklısın dolu. ben oturuyorum.

-Hayır ben oturuyorum orada kalkar mısın?

Aralarındaki atışma kavgaya dönüşcek ve birbirlerine attıkları aç kurt bakışlarını kesmek için:

-Kerem hadi biz arka sıraya geçelim orası da boş

Kerem bana sinirle baktı. Ona lütfen ağa bakışını atınca çantasını aldı ve bir arka sıraya yöneldi. Bende çantamı ve telefonumu almışken tipsiz (çarpılcan sus ne tipsizi) kolumu tutarak:

-Sen oturabilirsin.

-Gerek yok.

Diyerek kolumu çekip tam Kerem'in yanına oturacakken saçları dağınık maganda bir tip yanına oturarak:

-Burası dolu güzelim.

-Pardon?

-Burada ben oturuyorum.

Çok güzel. Nereden çıkmıştı bu maganda öküz? Arkamı döndüğümde tipsiz gülerek geçmemi gösterdi. Sıraya geçtim ve duvara iyice sindim. Tipsiz iyice yayılarak oturdu. Kapının açılmasıyla sınıfa bir hoca girdi. Herkes gibi bende ayağa kalktım. Ama yanımdaki aygır hiç istifini bozmadı. Okulun ilk günü olduğundan hoca bizi serbest bıraktı. bende telefonumu çıkardım ve müzik dinlemeye karar verdim. Taki sağır olan insanlara duyu yetisini geri getiren sesi duyana kadar:

-Sınıfımızda yenisin galiba.

-Evet

-Adın ne?

-Bahar

-Benimkini sormayacak mısın?

-Gerek yok

-Bende memnun oldum. benim adımda ...

Hocanın sesi ile irkildim. Hatta irkildik:

-Kızım sen yen misin?

-Evet hocam

-Hangi okuldan geldin?

-Ben Ankara'dan geliyorum.

Bakışları beni süzdü.. sonra konuşmaya devam etti:

-Bende matematik öğretmenin.

-Peki hocam

Bakışlarını Kerem'e çevirdi. Onunla da tanıştı. Hıh bizim tipsiz tekrar konuşmaya başladı:

-Arkadaki ile sevgili misin?

-Arkadaki mi?

Başını Kerem'e çevirerek işaret etti onu. Bakışlarımı ona çevirerek:

-Sana ne!

-Anlamadım?

Sakince, sabırla ve heceyle:

-Sa-na-ne dedim.

-Peki bebek.

-Oldu manda.

Zilin çalması ile ayağa kalktım. Ama bu mandanın kalkmaya niyeti yoktu.

-Geçebilir miyim?

Öküz gülerek ayağa kalktı. Kolumda hissettiğim el ile beni kendine çevirdi. Nefesim kesildi. Ama korkmadım. Korktum ama Kerem'in olay çıkarmasından. Onun omzunda Kerem'in elini hissedince kaç tipsiz dedim. Tabi içimden tipsiz bizim Kerem'e döndüğünde:

-Ne var?

Kerem'in, bizim tipsizin suratına kafa geçirmesi ile çığlık attım. Tipsiz elinin tersi ile burnunu sildi ve:

-Bunu ödeyeceksin küçük bey.

-Sende ona dokunmanın bedelini ödeyeceksin Bay Ukala.

Sınıftaki sessizlik beni korkuturken, içeriye giren kişi ile bakışlar kapıya döndü.

FAZLA MERAK İYİ DEĞİLDİR AMA İŞTE...

Piskopat Geliyorum Demez (KİTAP OLDU)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin