*Aşık Oldum*

42.9K 2.2K 60
                                    

YB GELDİ. YARIN YAZAMAYACAĞIM İÇİN TELAFİSİNİ BUGÜN YAYINLADIM. UMARIM BEĞENİRSİNİZ. OY VE YORUMLARINIZI BEKLİYORUM. İNANAMAYACAĞINIZ DERECEDE YORUMLARINIZ BENİ MUTLU EDİYOR. ZATEN BENİ AYAKTA TUTANDA YORUMLARINIZ. O YÜZDEN LÜTFEN OY VE YORUM.

Ben daha bir şey diyemeden Bahar geldi. gözü yaşlıydı. Noldu benim baharıma. Yağmur yağıyordu. Baharım. Ne yağmuru bu o masmavi gökyüzü gibi gözlerinden. Elimi Rüya pisliğinden çektim. Yavaşça ona baktım. Eli ile gözündeki yaşları yağmurları sildi. Yukarıya merdivenlere doğru baktım. O odanın kapısı açıktı. Odaya girmişti. Ben ben odanın kapısını geri kilitlememiştim. Temizleyecektim orayı ama o benden önce görmüştü. Ve o yüzden de alıyordu. Ah be baharım ah be. Ona doğru yaklaşmak istesem de eli ile beni durdurdu ve bana dönüp bir tokat attı. Ben hala olayın şokundayken:

-Bu tokat sana az. Beni sevdiğini sanmıştım. Ama sen hala ondan kalan hatıraları saklıyordun. İşte bu gerçeklerde benim yüzüme tokat gibi indi. Senden nefret ediyorum Rüzgar.

*** 

Sözleri bittiğinde benim bir şey dememe izin vermeden vestiyerdeki eşyalarını aldı ve tam çıkacakken Rüya:

-Sen onun seni seveceğini mi sandın? Ay yazık. Sen onun ancak sürtüklerinden biri olursun. O bir tek bana aşık.

Rüya'nın dediği şey ile sonunda hareket etmiştim ve Rüya'nın boğazına yapışıp onu duvara yapıştırdım. Şu an elimde çırpınıyordu. Onu öldürmek istiyordum. Son saniye biri kolumdan beni çekip bana yumruk attı. Yine mi sen? Ozan insan bir rahat bırakır ki şu Baharıma sürtük diyen asıl sürtüğü boğayım. Ozan'ın attığı yumruk ile kendime geldim ve hemen dışarı çıktım. Baharı gördüm. Bir araba yanında durdu. Hızla koştum. Arabadaki oydu. Giray. Son saniye Bahar'a yetiştim ve kolunu tuttum:

-Bahar beni dinle.

- Seni dinlemek mi? Uzak dur Rüzgar. Benden uzak dur.

-Duramam anlıyor musun? Duramam. Sana aşıkken senden uzak duramam.

-O kız doğru söyledi. Benim senin o sürtüklerinden bir farkım yok. Sen hala o kızı seviyorsun. Hala onunla olan fotoğraflarınızı saklıyorsun. Duvarlarda, masalarda her yerde. Ama en önemlisi kalbin de. Kim var ben mi o mu? Bence hala hatıraları durduğuna göre kalbinde de o var. Senin kalbinde bana yer yokken ben sana inandım ve sadece kalbime seni aldım. Sadece senin Rüzgarında kavruldum. Niye Rüzgar niye?

Dedikleri kalbimi hançer gibi deldi ve oraya saplandı. Ah be Baharım. Benim bir şey dememe izin vermeden onun arabasına bindi. Zaten diyecek halim de bir lafımda yoktu. Bana inanmayacaktı. O sinir ile hızla bende arabama bindim ve her zamanki bara gittim. Henüz hava kararmamıştı. En fazla on kişi vardı. Her zamanki köşeme geçip oturdum. Tibet elinde her zamankinden ile geldi. Anlıyordu bu çocuk beni ama şimdi onunla bile konuşamazdım. Bir bardağı hemen diktim başıma. O da konuşamayacağımı anlamış olacak ki işine geri döndü. O burada barmendi.

Kaç bardak, kaç şişe devirmiştim ama hala rahatlamamıştım. Sonunda Tibet geri pes etti ve yanıma oturarak:

-Yetmez mi Rüzgar?

-Bir şişe daha aç.

-Ne oldu lan?

-Oldu bir şeyler işte.

-Anlat.

-Kavga ettik.

-Bahar ile mi?

-Evet.

-Neden?

Evet o Bahar'ı biliyordu. Ona sürpriz yaparken Tibet'ten yardım almıştım. Onun fikriydi.

Piskopat Geliyorum Demez (KİTAP OLDU)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin