*Adalet mi Bu?*

35.4K 1.9K 78
                                    

 YB GELDİ. BİR İKİ GÜNCÜK GEÇ GELDİ AMA NAPALIM. BOL BOL OY VE YORUM OLURSA AKŞAM YB GELİR. SİZE BAĞLI HER ŞEY. 

BOL BOL OY VE YORUM. LÜTFEN

***


Yavaşça odanın kapısını açtım. Yatakta baygın yatıyordu Bahar'ım. Serum takılıydı. Yüzünde hala izler vardı yavaşça yaklaştım. Boynuna baktım. O piçi daha beter yapacaktım. Bahar'ın elini tuttum. Bir daha bu eli bırakmayacaktım.

-Baharım affet beni.Seni seni seviyorum ben. Sensiz olamam ben. Asla seni yalnız bırakmayacağım bir daha. Asla. Ama beni affet. Beni affet Baharım.

***

# BAHAR'DAN DEVAM #

Gözlerimi zorla da olsa açtım. Gözüme çarpan ışık ile gözlerimi kırpıştırdım birkaç kere. Elimin üstünde bir ağırlık vardı. Başımı zorla yanıma çevirdim. Rüzgar elimi tutmuş üstüne de başını koymuştu. Elimi hızla elinden çekince oda hızla başını kaldırdı. Bana bakarak:

-Baharım uyandın mı? İyi misin?

-Bana Baharım deme.

-Ben-ben özür dilerim.

-Dileme.

O anda odanın kapısı açıldı. Kerem ve Giray içeri girdi. Kerem hızla yanıma gelerek:

-İyi misin güzelim?

-İyim.

-Canın yanıyor mu?

-Hayır. Beni nasıl buldunuz?

-Rüzgar adresini bulmuştu. Bizi de aradı. Orası tek gidilemeyecek kadar tekin bir yer değil. Birkaç adam ve bizde geldik işte.

-En son hatırladığım Giray'ın bana sarılmasıydı. Ondan sonrası yok.

-Şimdi iyisin ya gerisini boş ver.

-Yorgunum.

-O piç sana dokundu mu?

-...

-Bahar bana cevap ver?

-Konuşmak istemiyorum Kerem.

-Bak söyle hadi güzelim. Seni dövdü mü? Dokundu mu sana?

-...

Ben yine cevap vermeyip gözlerimi tavana diktim. Birden Rüzgar:

-Cevap versene Bahar. Dokundu mu o sana?

Bağırarak sormuştu bana. Ona diktim dolan gözlerimi ve:

-Ne duymak istiyorsun Rüzgar bey? Sen bana inanmadığın için çekip gitmeye kalktığımda nasıl kaçırıldığımı mı? Nasıl dayak yediğimi mi? O Cenk denen pisliğin bana nasıl dokunduğunu mu? Bana nasıl tokat attığını mı? Neyi anlatayım Rüzgar bey? Şu anda kendimi iğrenç hissettiğimi mi? Şu camdan atlayabileceğimi mi? Senden ne kadar çok iğrendiğimi mi? Hadi şimdi sen cevap versene Rüzgar? Niye susuyorsun? Aa Rüzgar beyimizin gözlerimi doldu? Ben bugün o pisliğin karşısında ağlamamak için neler yaptım ama beceremedim. Neden o bana dokunurken bağırmadım biliyor musun? Sesim kesilmişti ağlamaktan. Güçlü dediğin Şirine yok artık. Bu kez yenildim. Bana inanmayan ama ben ona sırılsıklam aşık olduğum Gargamel için ne halde olduğumu görüyor musun?

Ondan daha fazla bağırmıştım. Sonlara doğru sesim kısılmış yine gözyaşlarım akmaya başlamıştı. Rüzgar bir şey demek yerine odadan çıktı. Giray ve Kerem bana bakınca:

-Beni yalnız bırakır mısınız?

-Ama-

-Lütfen Kerem.

Onlarda çıkınca bende gözlerimi kapattım. Boğazımda bir yumru vardı. Nefes almama engeldi. Gözlerimde bir ağırlık vardı. Açmama engeldi. Vücudum sanki ruhsuzdu. Ruhum beni terk etmiş gibi hissediyordum. Ağır geliyordu artık yaşadıklarım.
Şu zamana kadar yaşadıklarımı düşünmeye başladım. Çok değil. En fazla üç ay önce mutlu bir ilişkim, annem, babam, Kerem gibi bir arkadaşım vardı. Ama şimdi hayatım yerle bir olmuştu. Neden? Suçlusu kim? Kalbimdi.

***

# RÜZGAR'DAN DEVAM #

Odan çıkıp kapının önünde yere çöktüm. Benden hemen sonra Kerem ile Giray'da çıktı. Kerem karşıdaki koltuğa oturdu. Bana sinirle bakıyordu. Haklıydı. Birden daha fazla dayanamayıp kalkıp beni yakamdan tuttu ve ayağa kaldırdı. Sertçe duvara vurup:

-O senin yüzünden bu halde. Yeter artık oynama onunla.

-...

-Senin yüzünden atlatamayacağı şeyler yaşadı. Bir daha seni onun yakınlarında görmeyeceğim. Yoksa sana yemin ederim Duygu'nun da onunda acısını çok kötü çıkarım senden.

-...

Ne verecek bir cevabım ne de cevap verecek halim vardı. Kerem beni yere bırakıp hızla hastane koridorunda yürümeye başladı. Yere çöktüm. Dayanamayacak haldeydim. Omzuma konulan elle yanımdaki kişiye döndüm. Giray'dı. Yanıma benim gibi oturdu ve:

-Tekrar dost olmaya ne dersin?

-Olmaz. Ne ben ihanetini kaldırabilmişim ne de sen sana yaklaşımımı kaldırabilmişsin.

-Deneriz. O ihaneti unut. Sana gerçekleri anlattım. İnanıyor musun bana?

-İnanıyorum. Ama sen Bahar'a aşıksın. Ki bende.

-O zaman şöyle yapalım. Bahar hangimizi seçerse diğeri çekilsin.

-O zaman yenersin.

-Bence benim hiç şansım yok dostum. Senden nefret ediyorum derken bile sana aşık gibi bakıyordu kız.

-Emin misin?

-Evet. Gözlerinin içine baksaydın anlardın.

-...

-Hadi kalk gidelim. Ona biraz zaman ver. Kendine gelsin. Sonra bir şeyler yaparsın elbet.

Giray'ın yardımıyla çöktüğüm yerden kalktım. Yavaş adımlarla hastaneden çıktık. Araba kullanacak halim yoktu. Anahtarı Giray'a fırlattım. Ve bende Baharım'ın kokusunun sindiği koltuğa yerleştim. Gittiğin her yerde kokundan iz bırakmak zorunda mısın?

Hangi ara eve geldiğimizi bile fark edemeden arabadan indim. Annemler hastanede olmalılardı. Yavaş adımlarla eve girdim. Giray'da arkamdan geldi. Odama çıkıp banyoya girdim. Rahatlamaya ihtiyacım vardı. Hem de çok.

# BAHAR'DAN DEVAM #

Kerem'in yardımıyla hastaneden çıktık. Tam arabamıza binecekken İpek hanım ve Kemal bey geldiler. İpek hanım:

-Baharcım bizde kalacaksın?

-Gerek yok. İyim ben.

-Canım annenlere söz verdik. Sana bir şey olmasından endişeleniyorlar. Ayrıca henüz tehlike geçmiş değil.

-Ama ben-

-İtiraz yok hadi bizimle geliyorsun canım.

İpek hanımların arabasına bindik. İçimde ufak bir ürperti vardı. O kadar şeyden sonra onunla aynı evde kalmak benim için hiç iyi olmadı. Ondan uzak durmalıydım. Öfkeliydim ona. Onun yüzüne bakamazdım. Sesini duyamazdım. Ama şimdi ben onunla aynı evde kalacağım. Adalet mi bu? Nerede adalet. Ondan daha fazla iğrenmem için sanki herkes iş birliği yapıyor. Ah be Rüzgar ah be? Keşke o gece bana inansaydın da şu an boynumdaki izlerden kendimden nefret etmeseydim.

#BÖLÜM SONU

Piskopat Geliyorum Demez (KİTAP OLDU)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin