*Gerçek Giray *

51.3K 2.4K 106
                                    


ASLINDA YB BUGÜN GELMEYECKTİ. AMA BİR OKUYUCUMUN MESAJLARI BENİ MUTLU ETTİĞİNDEN YENİ BÖLÜMÜ ONUN İÇİN BUGÜN YAYINLADIM. @leylasenem01 mesajların yorumların ve fikirlerin için çok teşekkürler canm. Bu bölüm senin için.

Medyada Giray karakterimiz var.

Bugün olanları asla
unutmayacaktım. Hala korkuyordum ama aynı zamanda güvende de hissediyordum. Gözlerimden akan sessiz çığlıklarımın kanıtı olan gözyaşlarını sildim. Ve gözlerimi bir daha açmamak üzere kapattım.

***

Sabah uyandığımda kendimi mavi ve beyaz renklerinin hakim olduğu bir odada buldum. Çift kişilik bir yatakta yatıyordum. Sade ama hoş bir odaydı. Hafızamı yoklayarak dün neler olduğunu hatırlamaya çalıştım. En son Giray'ın arabasındaydım ama devamı resetlenmişti resmen. Üstümdeki pikeyi çekince kıyafetlerimle gözlerim fal taşı gibi açılmıştı. Bunlar benim kıyafetlerim değildi. Tam ondan hesap sormak için yataktan kalkmıştım ki kapı açıldı. Gelen tonton şeker yaşlı bir kadındı. Elinde kahvaltı tepsisi ile gelmişti.

-Siz kimsiniz?
-Korkma kızım ben Hafize.
-Bunlar benim kıyafetlerim değil. Ben hatırlamıyorum nasıl değiştim ben kıyafetlerimi. O , o mu değişti yoksa?
-Kim kızım?
- Giray fırsatçısı.
-Yok kızım ben ve kızım değiştik. Giray oğlum dün getirdi seni. Baygındın. Biz değiştik kıyafetlerini. Giray oğlum hiç odana bile girmedi. Hatta gece evde değilde müştemilatta kaldı. Senin için.

Kadının dediklerini düşünmeye başladım. Ama kadının anlattığı anlayışlı Giray ile benim tanıdığım Giray arasında dağlar kadar fark vardı. Peki bu tonton kimdi?

-Siz Giray'ın annesi misiniz?
-Yok kızım. Ben onun-

Sözünü kesen Giray'dı

-O benim tonton Hafize sultanım. Bir nevi annemde sayılır.
-Hadi oradan sıpa.

Hafize teyze Giray'ın poposuna şakadan vurunca kendimi tutamadım ve güldüm. Bu karşımdaki Giray çok farklıydı. Ve ben bu Giray'ı daha çok sevmiştim. Aslında yakışıklı çocukdu ama bende sorun vardı. Kıvanç Berke'ye bile soğuk davranmıştım. Ki Giray ondan kat be kat daha yakışıklıydı. Üstüne giydiği beyaz keten pantolon ve lacivert gömlek ile gerçekten çok çekiciydi. Ama bende sorun işte.
Hafize teyze:

-Kızım bu kahvaltın.
-Şey siz yaptınız mı kahvaltınızı ?
-Yok kızım. Sen rahatsız olmaman için sana özel hazırlamıştım. Bende Giray'ın koşudan dönmesini bekliyorduk.
-Eğer sakıncası yoksa bende sizinle beraber kahvaltı yapabilir miyim?
-Tabi ki  de.

Hafize teyze gülerek odadan gidince Giray'a dönerek:

-Teşekkür ederim.
-Önemsiz. İyi misin sen?
-Evet.
-Peki kahvaltı yapalım. Sonra istersen beraber bir şeyler yapalım?
-İsterim. Kafam dağılmış olur.
-Anlaştık. Hadi kahvaltıya küçük prenses.
-Peki küçük bey.

Gülerek aşağıya indik. Genç bir kız daha masadaydı. Hafize teyzenin bahsettiği kızı Seda olmalı herhalde. Kahvaltı masasına oturmuştum ki aklıma Kerem gelince:

-Şey Giray, Kerem onun haberi var mı?
-Neyden?
-Dün olanlardan ve burada kaldığımdan.
-Burada kaldığını biliyor. Çok yorgundu uyudu dedim. Zaten iyi anlaştığımız için sorun çıkarmadı. Merak etme.
-Teşekkür ederim.
-Etme. Kahvaltını yap. Hadi.

Bu kez yine kahvaltıya başlayacaktım ki bir yerlerde telefonum çalıyordu. Giray telefonumu masanın üstünden alıp bana uzattı. Arayan annemdi. Ovvvv ben o ortaklarla olan yemeği unutmuştum.

-Efendim anne?
-Niye telefonlarıma cevap vermiyorsun yine?
-Sessizdeydi.
-Yemeğe niye gitmedin? O kadar hazırlık yapmış kadın.
-Unuttum anne.
-Tamam neyse. Bu akşam gideceksin. Sakın unutayım deme. Ben arar yine hatırlatırım zaten.
-Ama anne ya

Daha savunma bile yapamadan telefon suratıma kapatılmıştı. Oflayarak masadaki meraklı gözlere baktım.

-Annem. Karışık meseleler.

Hepsi kahvaltılarına dönünce bende kıtlıktan çıkmışcasına yemeye başladım.

Kahvaltıdan sonra Giray ile evden çıktık. Benim evime gidiyorduk. Hazırlanacaktım. Sonrada kafa dağıtacak bir şeyler yapacaktık. Üstümde Seda'nın kıyafetleri vardı. Arabada sessizlik hakimken:

-Neden gerçek Giray gibi değilsin?
-Gerçek Giray?
-Dışarıdan kötü çocuk imajı çiziyorsun. Her gün biri ile yatan falan filan işte.
-Sence de öyle değil miyim?
-Hayır.
-Peki nasıl biriyim? Ya da gerçek Giray nasıl biri sence?
-Hala çocuk olan komik sevecen ama aynı zamanda soğuk gibi birisin. Aslında gerçek Giray'ı çözemedim hala. İlk görüşteki insan sarraflarından değilim.
-Peki git giyin ve gidip gerçek Giray'ı tanıyalım. Ne dersin?
-Harika derim.

Hızla hevesle arabadan indim ve eve girdim. O beni arabada bekleyecekti. Dolabımın kapağını açtım. Güzel olmak ve dünü unutmak istiyordum. Aynaya baktım. Beyaz kahve kemerli mini bir etek üstüne de kahve çiçekli bir ceket kahve taşlı bir çanta ve yine kahve kalın topuk yarım bot tarzı ayakkabıyla hazırdım. Saçlarıma da fön çekerek düzleştirdim. Eyeliner rimel ve göz kalemi.ile makyajımı da tamamlayıp evden çıktım.

Oda arabasına yaslanmış beni bekliyordu. Beni görünce ağzı açık bakakaldı. Çok mu güzel olmuştum? Gülümseyerek arabaya bindik.

Uzun sayılabilecek bir yolculuktan sonra geldiğimiz yere baktım. Bir yetiştirme yurduna gelmiştik. Ona şaşkınca bakarken o arabadan indi. Bende arkasından indi.. Demir kapının arkasında küçül parkta oynayan çocuklara baktım. En küçükleri dört yaşında gibiyken on beş yaşında olanda vardı. Demir kapıyı açtığın çocuklar birden bize doğru koşmaya başladılar. Çocuklardan biri sarışın maviş erkek bir çocuk Giray'ın kucağına atılarak

-Giray abi!
-Hop delikanlı yavaş.

Çoğu Giray'ı tanıyordu. Ben hala olayın şokunda iken Giray çocuklarla beraber park alanına geçmişti bile. Küçük bir kız benim elimi tutarak beni de parka doğru çekti. Kız çocuğuna baktım. Esmer ama mavi gözlüydü. Güneşte parlayan simsiyah saçları çok hoş tatlı bir kızdı.

Bir sürek çocuklar oynadıktan sonra köşedeki banka oturdum. Giray hala oynuyordu. Hemde hiç yorulmadan. Gülüyordum onun bu haline. Yanıma genç bir kız oturdu. Elini bana uzatarak

-Ben Umut
-Bende Bahar.

Kumral, kahve gözlü zayıf güzel bir kızdı.

-Giray abinin sevgilisi misin?
-Hah?
-Yani Giray abi daha önce hiç bir kızla gelmeyince seni kız arkadaşı sandım.
-Ha yok hayır. Biz sadece arkadaşız canım.
-Yakışıklı ama Giray abi.
-Bilmem. Öyle galiba.
-Ayrıca çokta iyi biri.
-Sürekli gelir mi buraya?
-Evet. Haftanın her günü bir saat falan gelir. Bazen her gün gelmese de gelir işte.
-Neden geldiğini biliyor musun?
-Hayır. Daha çok bizim ile ilgilenir. Kendinden bahsetmez. Ama geçen gün geldiğinde telefonunda senin fotoğrafını görmüştüm.
-Benim fotoğrafım mı?
-Evet. Galerisinde vardın.

Bizim tatlı ve bir o kadarda ilginç sohbetimizi Giray böldü. Çocuklarla vedalaşarak arabaya bindik.

Giray sessizliği bozarak:

-Sor hadi.
-Neyi?
-Buraya neden geldiğimi?
-Neden geliyorsun?
-Gerçek Giray bu.
-Nasıl yani?
-Gerçek Giray'ı tanımak istemiyor muydun?
-Evet.
-O zaman. Bu daha başlangıç.
-Anlamıyorum seni.
-Birazdan anlayacaksın.

Hadi bakalım tanıyalım şu Giray kimmiş?

Piskopat Geliyorum Demez (KİTAP OLDU)Where stories live. Discover now