-Ama kütüphane kapanalı çok oldu.

-Öyleyse oraya gitmeye gerek yok.

-Saçmalama hadi gidelim. Belki kilitli kalmışlardır.

-Hayal dünyana hayran kaldım. Asıl sen saçmalama. Neden kütüphanede kilitli kalsınlar. Gel yurda geri dönelim.

-Hayal dünyası mı? Bence gayet mantıklı bir sebep.

-Off Ecem boşuna oraya kadar yürüyemeyeceğim. Sen yürüyeceksen sana iyi yürümeler.

Dönüp arkamı gitmek üzereyken kolumdan tuttu ve kendine çekti.

-Bak hava karanlık ve okula kadar tek gidemem. Etraf ürkütücü görünüyor. Lütfen benimle gel.

Lütfen benimle gel mi? O kaba kız gitmiş ve yerine ricada bulunan bana soran adeta bakışlarıyla yalvaran kız mı gelmiş. Sanırım bu kızı sevdim. Bu haline gülesim gelse de bakışlarımı sert tutmaya çalışarak

-Bak Ecem saçmalıklarına vakit ayıramam bu zamanımı Doruk'u bulabileceğim yerlere bakara geçirmek istiyorum.

-Ya Demir... Lütfen... Orada olabilirler.

-Offff Ecem...

-Lütfennnnnn...

-Tamam, hadi gidelim. Umarım orada olurlar.

-Umarım.

Okula doğru yürüdük. Ecem ürkekçe hareket ediyordu. Hatta kaplumbağa hızında yürüyordu. Böyle giderse 10 dakikalık yolu 40 dakikada bitirmiş olacağız.

-Ecem hadi biraz hızlı yürü. Sabaha karşı orada olmak istemeyiz değil mi?

-Oha! Yuh! Abart istersen. Sabaha karşıymış.

-Bana bağırma Ecem!

-Sende benimle dalga geçme.

-Sana uyup buraya kadar gelende hata. Gidiyorum ben.

Dönüp tekrar gideceğim sırada Ecem kolumu yine tuttu ve kendine çekti. Bu sefer dengemi sağlamayarak Ecem'in üzerine düştüm.

-Ahhh... Kalk üstümden hayvan!

-Hayvan mı? Senin ağzın yine bozulmuş. Toplamak gerekiyor.

-Ağzım mı bozulmuş. Nasıl bozulmuş. Ayrıca nasıl toplayacaksın.

-Emin ol çok güzel toplama yöntemlerim var

Ona biraz daha yaklaştım. Gözlerini kocaman açtı. Hadi ama onu öpeceğimi mi düşündü? Onu öpmezdim. Üzerinden kalkıp elimi uzattım. Başta şaşırsa da elimi tuttu ve onu kaldırdım. Üstünü falan düzeltti. Ardından bana dönüp;

-Hadi gidelim.

-Tamam gidelim.

-Hey! Yurdu kastetmiyorum. Okula gideceğiz.

-Ne! Hayır, kütüphane kapalı orada olamazlar.

-Demir lütfennnn. Hadi ama bak az kaldı.

-Tamam Ecem tamam yürü.

Anlamıyorum hem kütüphane kapalı diyor hem de oraya gitmek istiyor. Kütüphaneye gittiğimizde kapıya koştu açmaya çalıştı ama dediği gibi kilitliydi.

-Arya! Burada mısın?

-Hey! Burada kilitli kaldık. Kapıyı üzerimize kilitlemişler.

Oha! Gerçekten burada kilitli kalmışlar. Doruk ile Arya!

-Tamam, kardeşim şimdi görevliyi arıyorum.

-Arayın artık çıkmak istiyorum buradan Demir.

ARKA DÖRTLÜWhere stories live. Discover now