41

34 7 0
                                    

Tünelin içini kontrol ederek hızla geri döndüler. Bu kez rampa yukarı yürümek zorlaşmıştı. Üçü de tünelin sonunda nefes nefese kaldı. Merdivenleri güçlükle tırmandılar. Daha sonra sürünerek gizli banyoya ulaştılar.

Halil kapıda nöbet tutmaya devam ediyordu. "İyi misiniz Semih Bey?"dedi,"aklım sizde kaldı."

Semih,"İyiyiz iyiyiz,"dedi,"bir sorun yok."

Halil,"Oh çok şükür,"diye karşılık verdi,"peki tüneli buldunuz mu?"

Arda, "Bulmaz mıyız?"diye araya girdi,"tünel hem denize hem ormana çıkıyor."

Halil, "Kulaklarıma inanamıyorum,"dedi, "Beyefendi'nin bizden sakladığı şey buymuş demek."

Semih, "Sadece bu değil,"dedi,"hani demiştin ya iki çalışma birden vardı. Muhtemelen diğeri de benzer bir tünel çıkacak Halil. Onu da bulmamız şart."

Halil, bir süre çenesini kaşıyarak düşündü. "Eğer böyle bir tünel varsa evin diğer yakasında olmalı,"dedi.

Kenan, "Neden öyle düşünüyorsun?"diye sordu.

"Çünkü iki farklı gruptakiler birbirlerini neredeyse hiç görmediler. Hatta başka bir çalışma olduğunu bile sonradan öğrendiler. Bu da çalışma yapılan iki yerin arasında uzak bir mesafe olduğuna işaret. Buraya en uzak mesafe evin diğer yakası."

Vakit kaybetmeden en alt kattan evin diğer yakasına geçtiler. Tıpkı ilk yakada olduğu gibi duvarlarda gizli bir geçit aradılar. Odalara girip çıktılar. Yine bazı odalarda labirente düşüp kayboldular.

Arayışları neredeyse 2 saate yakın sürdü. Gece yarısı olmak üzereydi. Ama herhangi bir tünel ya da geçit bulamadılar.

Arda, "Şefim, ben pes ediyorum,"dedi,"dünden beri sıfır uyku. Ara ara bitmiyor bu ev."

Kenan ve Semih de yorulmuşlardı. Kenan, "Elimizde hiçbir veri yok. Bu şekilde zaten işimiz çok zor,"diye karşılık verdi.

Halil, "Siz isterseniz dinlenmeye çekilin,"dedi, "ben gerekirse sabaha kadar aramaya devam ederim Semih Bey."

Semih göz ucuyla Kenan'a baktı. En azından bir süre dinlenmenin mantıklı olacağında o da hemfikir gibiydi. "Tamam, sen sakin sakin devam et,"dedi,"biz üst kata çıkıyoruz. Lütfen ses çıkarma ve senden başka kimse bilmesin!"

"İçiniz rahat olsun Semih Bey,"dedi Halil,"bütün hassasiyetleri göz önünde bulunduracağım."

Halil'i en alt katta bırakıp hep birlikte en üst kata çıktılar. Ofis olarak kullandıkları odaya geçtiler. Arda, koltuğuna kurulup arkasına yaslandıktan sonra, "Vay be,"dedi,"ne gündü ama! İleride torunlarıma anlatacak manyak anılar biriktirdim bir günde. Az daha ölüyordum."

Kenan da aynı şekilde koltuğuna geçmişti. "Henüz torunlarına anlatabilecek bir kıvama gelmedi işler Arda,"dedi,"kaç aydır uğraşıyoruz, bulabildiğimiz tek şey bir tünel!"

Arda,"Dur şefim ya azıcık keyfini çıkaralım,"dedi,"evin labirent bir ev olduğunu da çözdük ayrıca. Mustafa Kurtul meselesi de var. Aylardır evi gözetlememize rağmen en somut verileri bugün elde ettik."

Semih, ortadaki üçlü koltuğa kurulmuştu. Kafasını bir uca, ayaklarını bir uca yerleştirdi. Bu esnada evin içinde dolaşan ve sürekli ortadan kaybolan Hades koltuğun kenarından belirdi. Ekibin yorgunluğunu kendisine fırsat bilerek Semih'in kucağına atladı. Dizlerine uzandı ve kuyruğunu sallamaya başladı. Semih, "Bir sen eksiktin!"diyerek Hades'in başını okşarken arka cebindeki telefonuna uzandı. Arden'i aradı. Ancak Arden'in telefonu kapalıydı. Bu durumu garipsedi. Çünkü Arden'in telefonu ilk defa kapalıydı.

İnönü'den Önceki Beyaz Ev | Semih KılıçsoyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin