Semih, Halil'in kapıyı tıklatmalarıyla uyandı.

"Semih Bey, Semih Bey; uyansanız iyi olacak."

Uyanır uyanmaz Hemen kapıya koştu. "Ne oldu Halil?"

"Semih Bey, sanırım ormanda yine bir olay var. Ayrıca Kenan komiser apar topar çıktı."

Halil'in verdiği bilginin ardından pencereye döndü. Perdeleri açıp ormana baktı. Ormandaki kalabalığı ve havada uçuşan helikopterleri görünce, "Olamaz!"deyip hazırlanmaya koyuldu.

Ormana girdiğinde birçok TV aracının ormandan canlı yayın yaptığını gördü. Her aracın yanında onlarca insan vardı. Haberciler, gazeteciler... Ayrıca ilk defa bu kadar büyük bir polis kalabalığı görmüştü. Sanki ormanda savaş çıkmıştı.

Aralarına sıyrılıp kalabalığın merkezine indi. Bu kez olay yeri girilmez şeritleri çok geniş bir alana çekilmişti. Meraklı kalabalık etrafında sıralanmıştı. Tepedeki helikopterlerin ring atarken savurdukları rüzgar ağaçların arasından kalabalığa vuruyordu.

Kenan ve Arda'ya bakındı. Kenan, çevreye gerilmiş geniş şeritlerin içerisindeki başka bir şerit çemberinin içindeydi. Yanında takım elbiseli kişiler vardı. Onlara parmağıyla çeşitli noktaları işaret ederek bilgi veriyordu. Yanına gitmek için doğru bir zaman değil diye düşündü. Bu esnada iç çemberin dışındaki Arda'yı gördü. Yaklaşarak ona seslendi.

Arda Semih'i görünce ilk şeridin olduğu yere kadar geldi. Şeridi geçmeden durdu.

"Neler oluyor Arda? Bu kalabalık da ne?"

"Korktuğumuz başımıza geldi Semih. Yeni bir parça daha bulundu. Yine bir kol. Ama bu bir şekilde medyaya sızdırılmış. Eski olaylarla birlikte. Vali'yi mi ararsın, Başsavcı'yı mı ararsın, Emniyet Müdürü'nü mü ararsın hepsi burada!"

"Peki ne olacak şimdi?"

"Ne olacağını pek kestiremiyorum. Ama umarım bilgi sızmasının faturasını şefime kesmezler. O zaman hiç iyi olmaz."

"Neden ona kessinler ki? Aylardır uğraşıyor büyük bir gizlilikle. Kimsenin ruhu bile duymadı. Ayrıca daha önce meraklı bir çok kişi olay yerindeydi. Belki onlar sızdırmıştır."

"Sen bu işleri bilmezsin Semih kardeşim. Vatandaşın rastgele verdiği bilgiyle olmaz bu kalabalık. Hem vatandaşların hiçbirisi olayların iç yüzünü bilmiyor. Şimdi ise tüm detaylarıyla medyada... Bir olayı tüm Türkiye konuşuyorsa mutlaka Bir günah keçisi lazım."

Arda'yı dinledikten sonra ormandaki durumlar Semih'in de canını sıkmıştı. Kendisini artık Kenan'ın ekibindeki bir polis gibi görüyor ve onun başının derde girmesine asla istemiyordu. Merakla Kenan'a bakınırken Arda konuşmasına devam etti.

"Bence sen şimdilik buralarda görüntü verme. Boş yere sana da tebelleş olmasınlar. Şu kalabalık dağıldıktan sonra görüşürüz."

Semih, "Haklısın,"diyerek geriye doğru birkaç adım attı. Daha sonra arkasını döndü ve hızla uzaklaştı.

Saatler geçmek bilmemişti. Sürekli ya televizyondaki ya da internetteki haberlere bakıyordu. Gerçekten de tüm ülkede tek gündem ormandaki parçalar olmuştu. Vücut parçalarının çok düzgün bir şekilde kesildiği ve bir profesyonelin elinden çıktığı da bir şekilde medyaya sızmış; bu nedenle bu kişiye medyada "Cerrah"lakabı verilmişti. Cerrah, bütün haberler ve sosyal medyada konuşuluyordu.

Vali ve Emniyet Müdürü'nün basın açıklamaları esnasında arkada Kenan'ı gördü. Üzerindeki stres her hâlinden belli oluyordu.

Akşama doğru Semih'in telefonu çaldı. Arayan Kenan'dı. "Müsaitsen sana geliyoruz."

İnönü'den Önceki Beyaz Ev & Semih KılıçsoyWhere stories live. Discover now