13

64 9 4
                                    

"Alo! Şefim günaydın. Yoldaysan hiç şubeye uğramadan geçen seferki ormana gel."

Arabasıyla emniyete yol alan komiser Kenan, Arda'nın aramasının ardından rotasını değiştirdi. "Bu sefer elimden kaçamayacaksın Semih efendi!"diye söylenerek gaza yüklendi. Daha önce bir kol ve bir parmağın bulunduğu ormanlık alana doğru seyretti.

İki gündür gecesi gündüzü Semih olmuştu. Semih'in İstanbul'a dönmesinin ardından bulunan iki uzuv canını çok sıkmıştı. Uzuvlardan daha fazla canını sıkan şeyse, uzuvlara ait cesetlerin ya da yaralıların halen bulunamamış olmasıydı.

Kol ve parmağın bulunması ile birlikte Semih'in tüm hareketlerini mercek altına almıştı. Adli tıp raporları Semih'i doğruluyordu. Bulunan parçaların bedenlerinden tahmini koparılma zamanları, Semih'in uçağının İstanbul'a inmesinden öncesine aitti. Ayrıca Semih'in kendi hakkında verdiği tüm bilgiler teyit edilmişti.

Ama Kenan bir defa Semih'i kafaya takmıştı. Bulunan uzuvların Semih ile bir bağlantısı olduğundan adı gibi emindi. Ancak henüz aydınlatabilecek bir done bulamamıştı. Cinayet vakalarının çok büyük bir kısmını ya aynı gün ya da ertesi gün aydınlatır, katillerin kaçmasına fırsat tanımadan enselerdi. Ne zaman ki iki günü geçse o iş sarpa sarar ve uzardı.

Anlık işlenen cinayetlerde katiller, olayın sıcağı sıcağına mutlaka hatalar yapar ve bir şekilde kendilerini ele verecek izleri arkalarında bırakırlardı. Ne zaman ki iki günü geçse o zaman katiller olayın şokunu atlatmış olurlar. Dolayısıyla daha soğukkanlı düşünerek hareket ederler ve rahatlıkla delil karartma ya da kaçma yoluna başvururlardı.

Kenan aynı zamanda iki gündür gizlice Semih'i izletiyordu. Semih'in mezarlığa gitmesinden, mahallede dolaşmasından haberdardı. Hatta Arden ile içtiği kahveye, derenin karşısındaki bir binanın çatı katından bizzat kendisi eşlik etmişti.

Ayrıca Beyaz Ev'e girip çıkanları da takip ettirmişti. Çalışanlar dışında bir avukat, iki mali müşavir ve güvenlik kamerasını takan teknik ekip girip çıkmışlardı. Hepsinin de peşine adamlar takmış, haklarında bilgiler edinmişti. Ancak tüm uğraşlarına rağmen henüz Semih'i suçlayabilecek bir ize rastlamamıştı.

Adli tıptan gelen DNA raporları parmak ve kolun farklı kişilere ait olduğunu doğrulamıştı. Önörgüleri de doğru çıkmıştı. Kol, 20'li yaşlarında bir genç kıza aitti. Parmak ise aynı yaşlarda farklı birisine... İkisinin de kimlikleri henüz tespit edilememişti. Türkiye'deki tüm hastane polislerine resmi yazı yazmış, kesik bir parmak veya kol vakası ile başvuru olursa anında bilgi talep etmişti. Ancak herhangi bir dönüş gerçekleşmemişti. Kayıp şahıslar dosyalarından, uzuvların ait olabileceği kişilerin listesini almıştı. Yüzlerce, hatta binlerce kayıp gencin isim listesi geldi. Ayırt edebilmesi imkansızdı.

Arda'yı özel olarak dövmecilerle görüşmesi için görevlendirmişti. İstanbul'da ne kadar dövmeci varsa Arda teker teker dolaşıyor, yetişemediği yerlere başka ekipleri yolluyordu. Koldaki dövmenin fotoğrafını tüm dövmecilere gösteriyorlar, tahmini yapıldığı zamanı ve bu dövmeden yaptıranların bilgilerini toplamaya çalışıyorlardı.

Arda sadece İstanbul ile sınırlı kalmamıştı. Diğer 80 şehre özel ve ivedi olarak resmi yazı yazdırmış, her şehirden bir ekibi görevlendirip tüm dövmecileri dolaştırarak resmi göstermelerini sağlamıştı. İşin kötü yanı ise dövmenin deseni gençler arasında en popüler olan desenlerdendi. Binlerce kişi aynı desenden çizdirmişti. Ulaşabildiklerinin iletişim bilgileri ve sosyal medya hesaplarını listelemişlerdi.

Sonuç olarak ortada binlerce genç kız ismi vardı. Üstelik bu sadece kola ait olma ihtimali taşıyanlardı. Parmağa ait henüz ellerinde hiçbir bulgu yoktu.

İnönü'den Önceki Beyaz Ev & Semih KılıçsoyOnde histórias criam vida. Descubra agora