21

45 8 3
                                    

Yaklaşık yarım saat sonra birkaç ekip daha geldi. Bütün çalışanları holde topladılar. Kenan'ın görev paylaşımı ile Beyaz Ev'in arama planını çıkardılar. Her ekibe bir çalışan eşlik edecekti. Semih de Kenan'ın yanında olacak ve tüm arama anında bulunacaktı.

Kısa bir süre sonra arama başladı. Beklediği kadar agresif bir arama olmuyordu. Genel hatlarıyla evin bütün odalarına girip çıkıyorlar, dolapları açıyorlar ve genel bir şekilde arıyorlardı. Kenan ise arama esnasında bir aksilik çıkmaması için katları teker teker geziyor ve kontrol ediyordu. Tabii ki Semih de Kenan'ın bir saniye bile yanından ayrılmıyordu.

En heyecanlı an, alt katın aranmasında yaşanmıştı. Semih ile Kenan birlikte alt kata inmişler, koridor boyunca arama yapan ekiplere eşlik etmişlerdi. Beyaz Ev'deki onca oda bir türlü bitmiyordu. Semih de Kenan da bütün odalara girmeyi düşünmemişlerdi.

Alt katta koridorda birlikte yürüdüler. Koridorun sonuna doğru yaklaştıkça Semih'in kalp atışları hızlandı. En sondaki gizli kapının bulunma ve içeriden ceset çıkma ihtimali Semih için bir felaketin habercisi olabilirdi.

Koridor sonuna yaklaştıkça Semih az önce yaşadığı ikilemin daha şiddetlisini yaşamaya başladı. Kenan'a gece gördüklerini anlattığı an, bütün olaylarla doğrudan kendisini ilişkilendirebilirdi. Düzgün bir araştırma ile belki sıyrılabilir de ancak neler döndüğünü henüz kimse bilmiyordu. Kenan da dahildi buna ve çok riskliydi. Ayrıca iki sonuç da Semih için büyük risk taşıyordu. Yaşadıklarını anlattıktan sonra ceset çıkarsa bütün şüpheli kendisi olacak, ceset çıkmazsa akıl sağlığına yitirdiği düşünülecek ve yine tüm şüpheleri üzerine çekecekti.

Kenan ile birlikte koridorun en sonuna ulaştılar. Semih çaktırmadan duvara bakıyor, gizli kapının görünme ihtimalini ölçmeye çalışıyordu. Ancak şanslıydı. Çünkü duvarda kapının varlığını belli edebilecek hiçbir detay bulunmuyordu.

Koridorun sonuna geldiklerinde Kenan bir süre sağa sola bakındı. Merdivenlere, tavanlara, duvarları... Duvarlara baktıkça Semih'in kalp atışları hızlandı. Parmakları titremeye başladı. Belli etmemek için iki elini birden kot pantolonunun ceplerine soktu. Bir süre öylece bekledi.

"Burası... Burası çok mistik bir eve benziyor Semih."

"Sadece mistik mi? Siz bana, anlattıklarıma inanmadınız ama bu evde geçirdiğim her dakika artık çok zor gelmeye başlıyor."

Kenan güldü."Acele etme. Elbet dosya açıklığa kavuşunca gidersin."

Semih,"Ya hiç aydınlatılmazsa olaylar?,"dedi,"ölene dek buraya hapsolmuş mu olacağım?"

Kenan,"Gerçek bir cezaevine hapsolmaktan iyidir bence ha,"diye karşılık verdi,"ne dersin?"

Neydi şimdi bu? Tehdit mi? Üzerine alınmalı mıydı?

"Evet. Bu konuda haklısın galiba. Bir an önce ortaya çıkar her şey umarım. Siz de kurtulursunuz ben de."

Korktuğu başına gelmemişti. Kenan, koridorun sonundaki gizli kapıyı fark etmemişti. Geriye döndüler ve koridor boyu diğer uca kadar yürüdüler.

Aramalar bittikten sonra bahçede toplandılar Semih'in gördüğü kadarıyla başlarına artacak hiçbir şey çıkmamıştı. Sadece güvenlik kamera kayıtlarında oynanma ihtimaline karşı bütün kayıtların tutulduğu sabit disk incelenmek için sökülmüş ve yerine yenisi takılmıştı. Semih, Kenan'ın hiçbir detayı kaçırmadığından artık emindi.

Kenan'ın organizesiyle altı araçlık konvoy halinde evden ayrıldılar. Semih, Kenan ve Arda'nın bulunduğu araca binmişti. Hep birlikte emniyete geçtiler. Halil'in yönlendirmesiyle özel avukat, yanında iki avukatla daha emniyette hazır bekliyordu.

Bekleme odası benzeri, pencereleri olmayan ve kapısı içeriden açılamayan bir odaya tıkıştılar.

Bahçıvan Nurettin, "Çok havasız burası, ben fazla dayanamam,"diyerek tepki gösterdi.

Kapıda duran Arda,"Ne yapalım amcacığım imkanlarımız bu kadar,"diye karşılık verdi,"mecburen bekleyeceksin."

Nurettin yine duymamıştı. "Ne diyorsun sen anlamıyorum?"

Arda bu kez kulağının dibine kadar sokuldu ve yine aynı şeyleri bağırarak söyledi.

Nurettin, "Ne bağırıyorsun kulağımın dibinde, sağır mıyım!"diye karşılık verdi.

Arda, "Hay Allah'ım! Yine şu aksi ihtiyar bana kaldı,"diye mırıldandı.

Nurettin, "Bana aksi ihtiyar deme,"dedi,"seni bile cebimden çıkarırım ben."

Arda, "Sen nasıl bir türsün amca? Yüksek sesle konuşuyorum duymuyorsun, mırıldandığımı anlıyorsun!"diye çıkıştı.

Nurettin, "Dudaklarını okudum. Aksi ihtiyar dediğini anladım!"diye karşılık verince odanın içinde bir gülüşme meydana geldi.

Halil, "Siz onun kusuruna bakmayın memur bey,"diyerek araya girdi. Hemen ardından, "Nurettin geç otur şuraya usluca. Yoksa akşama kadar çıkamayız buradan,"dedi ve Nurettin'i köşeye çekti.

Arda'nın sorumluluğunda hızlıca ifade işlemlerine geçtiler. Beyaz Ev'de çalışan herkese aynı soruları sordular. Hepsinin de yanıtı neredeyse aynıydı. Herhangi bir şey görmedikleri ve duymadıkları şeklindeydi.

Son olarak Semih'i ifadeye aldılar. Semih, siyaha boyanmış, filmlerde gördüğü gibi rutubetli ve karanlık bir oda bekliyordu. Ancak bulunduğu oda Kenan'ın odasıydı. Kenan, Semih'in ifadesinin kendi odasında alınmasını istemişti.

Klasik sorularla ifade başladı. Semih için tahmin ettiğinden daha rahat geçiyordu. Avukatın varlığı işini kolaylaştırmıştı. Üstelik Kenan neredeyse hiç sıkıştırmamıştı. Sanki sıradan bir kavga olayının ifadesini alır gibi sakin ve soğukkanlıydı.

İfadenin sonuna geldiklerinde Kenan, "Başka eklemek istediğin bir şey var mı Semih?"diye sordu.

Semih bakışlarını Kenan'a çevirdi. Göz göze bir süre kaldılar. Daha sonra, "Eklesem bile sanırım sizin ifadeye yazmayacağınız şeyler,"dedi.

Kenan güldü. "İstersen yazarız ancak şu aşamada bana çok mantıklı gelmiyor,"dedi,"gerekirse ileride ek ifade verebilirsin."

İfade işlemlerinin ardından bir süre daha beklediler. Daha sonra bekleme odasına Arda geldi ve "Hadi geçmiş olsun,"dedi,"işiniz bitti."

Halil,"Sanırım kurtulduk,"dedi,"yani artık şüpheli değiliz."

Arda,"Savcı ifadelerinizin soruşturma dosyasına eklenmesi ve sizlerin salıverilmesi talimatını verdi,"dedi,"sonuçta bu soruşturma aşaması ve halen şüphelisiniz. Ayrıca Semih Bey, belki sizin hakkınızda mahkemeden yurt dışına çıkış yasağı konması şeklinde bir adli kontrol talep edilebilir."

Bu cümle Semih'in canını sıkmıştı. "Peki, sağlık olsun,"diyerek karşılık verdi.

Bekleme odasından çıkarlarken Halil Semih'in yanına geldi. "60 yıllık ömrümde ilk defa emniyete geldim Semih Bey,"dedi,"bu da sizinle kısmetmiş."

Semih Halil'in koluna girdi. "Olur böyle,"dedi ve gülümsedi,"hem fena mı oldu? Bak bir anımız oldu işte. Şu Nurettin ortalığı karıştırmadan bir an önce çıkalım yeter."

Halil Semih'in son cümlesine kahkaha ile karşılık verdi. "Çok haklısınız Semih Bey. Nurettin'i yalnız bırakırsak herkesi sinir eder, topumuzu darağacına çektirir vallahi!"

Emniyetten sorunsuz bir şekilde ayrılmaları Semih'i kuş gibi hafifletmişti. Kafasında kurduğu sahnelerin hiçbirini yaşamamıştı.

Ancak şimdi başka bir sorun vardı. Bir an önce Beyaz Ev'e dönüp şu gizli kapıyı bulmalı ve cesedi kontrol etmeliydi.

Semih yol boyunca gece yaşadıklarını düşündü. Eve yaklaştıkça gerginliği yeniden nüksetti. Yaşadığı bu olayların nereye varacağını çok merak ediyordu.

Beyaz Ev'e giden yola girdiklerinde içindeki gerginlik neredeyse zirveye çıkmıştı. Ama evin dış kapısında gördüğü bir tablo küçük bir şaşkınlık yaratarak heyecanlanmasını sağladı. Gördüğü şey karşısında emin olduğumda ise üzerindeki stresten eser kalmamıştı.

Arden, dış kapının önündeki bir taşa oturmuş Semih'i bekliyordu.

İnönü'den Önceki Beyaz Ev & Semih KılıçsoyWhere stories live. Discover now