Kenan, yaptıkları son çalışmaları zihninden geçirerek olay yerine gitti. Yine aynı yerde, Beyaz Ev'in sınırının bitip sit alanının başladığı ormanlık alandaki otoparkta durdu. Bu kez kıyafetlerini ve ayakkabılarını değiştirmeden yürüdü. Her zamanki gibi elleri yine cebindeydi. Kolum bulunduğu noktanın 30 metre ilerisindeki şeritlerle çevrili alanı gördü. Ağaçların arasında görünmeden ilerledi. Kısa bir süre, iri gövdeli bir ağacın arkasına saklanarak meraklı vatandaş kitlesini seyretti. Geçen seferki kitle ile aynı kişiler var mı diye gözleriyle tarama yaptı. Sadece olay yerine sonradan gelen temizi görevlisi aynı kişiydi. Temizlik görevlisinin yüzüne dikkatle bakarak beynine işledi. Hemen ardından her zaman olduğu gibi kalabalığın içerisine girerek düz vatandaş taklidi yaptı.

"Abi ne olmuş burada böyle?"

Vatandaşlardan birisi, "Biz de anlamadık. Polisler samanlıkta iğne arar gibi etrafı didik didik ediyorlar,"dedi.

Kenan dikkatle şeritlerin içine baktı. Gerçekten de ne buldukları belli değildi. Şeridin arkasında duran Arda Kenan'ı fark etti. Ancak her zaman olduğu gibi göremezlikten geldi. Bu esnada Kenan, Kaş ve göz hareketleri ile kalabalığın görüntüsünün alınması talimatını Arda'ya iletti.

Uyum noktasında zirvede olan Arda, mesajı anında aldı ve olay yeri incelemenin video kamerasıyla kalabalıkta bekleyenlerin videosunu çekti.

Kalabalıktan beklediğini alamayan Kenan şeridin arkasına geçti. Arda, kuru öksürük taklidi yaparak diğer polis memurlarına rütbeli birisinin geldiğini işaret etti. Diğerleri de toparlandı.

"Hoş geldin şefim."

"Hoş bulmadım Arda. Yine ne bulunmuş?"

"Benim hesaplar tutmadı be şefim. Ben tırnak bekliyordum ama kulak çıktı."

"Ne hesabı, ne tırnağı?"

"Bak şimdi şefim; ilk olarak ne bulduk, bir kol. Arkasından ne bulduk, bir parmak. Gittikçe küçülen bir değer. Yüzdelik dilime vurduğumuzda, aynı küçülme ile bulabileceğimiz tek şey tırnak olması gerekirdi."

"Ne saçmalıyorsun Arda!"

"Aa,saçmalama deme şefim. Ben olaya tamamen bilimsel yaklaşıyorum!"

Kenan Arda'dan ön bilgiyi aldıktan sonra kulağın olduğu yere doğru adımladı. Bir ağacın gövdesine yakın, toprağın üzerine taşmış iki büyük kökünün arasında duruyordu. Sanki buraya özenle yerleştirilmiş gibiydi.

"Var mı yaş, cinsiyet tahmininiz?"

Kenan'ın yanında duran olay yeri inceleme uzmanı karşılık verdi. "Maalesef komiserim. Meslek hayatımda ilk defa kesik bir kulak buluyorum."

"Fotoğraflarını çektiniz mi? Biraz inceleyebilir miyim?"

"Hallettik komiserim. Şu maşayla inceleyebilirsiniz."

Kenan, uzun bir maşa ile kulağı yerden kaldırdı. Kesik bölgesini detaylıca inceledi. Kesinlikle profesyonel bir kesikti. Hiç zorlanma olmadan, sanki lazerle ayrılmış gibi düz bir kesik...

"Şefim, bence katil veya katiller bize mesaj vermeye çalışıyorlar."

Kenan, elinde maşayla yanına çöken Arda'ya baktı. "Ne mesajı?"

"Kol ve parmaktan bir şey çıkaramadım. Ama kulak manidar. Mafya işi olabilir."

"Ne manidarı? Ne mafyası?"

"Ne mafyası olacak şefim, bildiğimiz suç işleyen mafya. Yıllar önce böyle iki ceset bulmuştuk. Ağızlarına para sıkıştırılmıştı. Mafya kapışmasından dolayı. Bir mafyanın adamı başka bir mafyaya ispiyonculuk yapıyormuş. Mafyalar yine mesaj veriyor olabilir. Para karşılığı ispiyonculuk yapanların sonu budur gibi."

"Peki kulaktaki mesaj nedir?"

"Yani yine muhbir infazı olabilir. Kulak nedir, dinleme. Bizi dinleyip başkalarına anlatanların kulağını keseriz demek istiyor olabilirler."

"Madem öyle, kol ve parmağın mesajı ne?"

"Henüz o kısma çalışmadım şefim. Malum ben tırnak bekliyordum."

Arda'nın söylediklerini bir komplo teorisi gibi düşündü. Ancak arka arkaya bulunan uzuvların illaki bir mesajı olmalıydı. Eğer bu kulak, önceki iki kişiden birisine ait değilse fail sayısı üçe çıkabilirdi. Bu durum ise Kenan'ın canının çok daha fazla sıkılmasına neden olacaktı. Olayın basına yansıması ise tam bir facianın habercisi olabilirdi. Bu nedenle olayların basına sızmaması için de ayrı bir gayret göstermeleri gerekmekteydi.

"Bu bölge daha önceden taradığımız alanda kalıyor değil mi?"

"Doğrudur şefim. Sahil boyunca kilometrelerce alanı taramıştık. Kesinlikle o günden kalma değil. Yeni bir vaka."

Kenan tuttuğu maşayla kulağı eski yerine bıraktı. Ayağa kalktı. Her zaman olduğu gibi etrafına detaylıca bakarak tam bir tur döndü. Derin bir nefes aldı.

"Yeni bir olay daha olacak Arda. Artık bu kaçınılmaz. Çok güvendiğin üç ekibi ayarla. Buraya tuzak kuracağız!"

İnönü'den Önceki Beyaz Ev | Semih KılıçsoyМесто, где живут истории. Откройте их для себя