Rahatlatıcı Destinasyonlar

1.5K 42 61
                                    

Alya'nın Gözünden

Zamanın akreple birleşip zehrini bedenlere işlediği o gece de bitmişti. Avuçlarımın içinde sanki bir sürü jilet vardı ve yumruklarımı her sıkışımda o kesikler büyüyordu. Kanıyordu...Kanı bütün odayı kaplasa da bunu sadece ben ve benim gibi beyaz izlere sahip kişiler görebiliyordu.

Bir süredir yatağın üzerinde oturuyordum. Dün gece yaşanan garip, anlamlandıramadığım olayı geri de bırakmıştım. Ve yine onunla birlikte uyumuştum.

Kabussuz bir geceydi...

Ama zihnim uyandığımda yine beni rahat bırakmıyordu. Bileğimi yine kestiğim an kesikler artmıştı. O şerefsiz bilerek bunu yapmıştı. Kıraç bileğimin kırmızı izini görse de o zamandan kaldı diye geçiştiriyordum. Oysa kabuslarımın bitmesi için yapmıştım. Ama bir işe yaramamıştı. Ta ki dün geceye kadar...Gözlerim uyuyan bedenine gezindi.

Sırtında ki izleri gördüğümde bileğim sızlamıştı. Aynı izleri, ben bilerek yapmıştım ve bedenim de kalmıştı seninse...Baban olacak herif bırakmıştı. Bir yastığa sarılmış uyurken kol kasları ortaya serilmişti. Sırtı gerilmişti ve gözlerimi üzerinden çekemeyeceğim bir konuma gelmişti. Derin bir nefes alırken gözlerim duvarda ki saate kaymıştı. Evet...Gitme zamanımız geldi.

Birkaç saatlik uykunun etkisiyle yerimden kalkacağım sırada başımda derin bir sızı oluşmuştu. Ellerim yine titrerken bacaklarımda aynı ritmi tutmuştu. Çevrem dönmeye başladığında dizlerimin üzerine temkinli bir şekilde oturmuştum. Derin, derin nefesler alarak baş dönmemin geçmesini bekledim.

Yaklaşık iki dakikanın sonlarına doğru çevrem dönmeyi bırakırken bacaklarım artık titremiyordu. Gözlerimi araladığımda hava hala aydınlanmadığından odanın turuncu loş ışığını net görebiliyordum.

"Ne zaman son bulacak." Diyerek yerimden kalkıp Kıraç'ın yanına doğru yürümeye başladım. Gözlerim yüzünde gezinirken çok huzurlu uyuduğunu görmüştüm. Bir dizimi kırıp yataktan destek alarak yaklaştım.

Elimi kahverengi sarı karışımı saçlarına götürüp alnına düşenleri geriye doğru ittim. Ve kulağına doğru eğilerek;

"Uyumadığını biliyorum." Diye fısıldadığımda tepki vermedi. Ama uyandık olduğunu vertigo atağım tuttuğu an anlamıştım. Yerinden kalkacaktı ama yapmamıştı.

"Uyan uykucu, gitme zamanımız geldi." Diye yine fısıldadığımda tepki vermemişti. Gıcık...Bilerek uyanmamaya yokuş sürüyordu. Ama zamanımız azalıyordu. İlker ya da Onur birazdan arardı. Gözlerim sırtında gezinirken içimde ki şeytan kızım beni dürtmeye başlamıştı. Aklım yapmak ile yapmamak arasında gidip geliyordu. Yaparsam sonucu ne olurdu?

Elimi sırtına götürüp tırnaklarımın ucunu hafifçe sürtmeye başladığımda gerildiğini, tüylerinin diken diken olduğunu görmüştüm. Sahtekâr!

"Akıncım..." diye mırıldanırken tırnaklarımı bastırmadan sadece sürümeye devam ettim.

"Hmm..." diye aynı ses tonuyla mırıldandığında gülümsedim.

"Uyanır mısın artık?"

"I-Ih." Dediğinde tek kaşımı kaldırdım.

"Uyanır mısın?"

"I-Ih." Diye yine aynı uykulu bir sesle mırıldanmıştı. Peki günah benden gitti.

"Son kararın mı?" dediğimde sesini çıkartmamıştı. Bir süre durduktan sonra 'hıhı' diye mırıldanmıştı. Aklıma giren minik şeytan kızın gülüşü dudaklarıma doğru yayılırken, sırtına doğru yaklaşmaya başladım. Kıraç yaklaştığımı hissettiğinden daha da gerilmişti. Bu beni aşırı eğlendiriyordu.

Siyah Leke (+18)Where stories live. Discover now