Maskelerin Ardındaki Duygular

1K 47 64
                                    

"Maddenin etkisinden çıkmışsın ki normal konuşabiliyorsun."

"Maddenin etkisinden çıktım da acı kahve gözlerinin etkisinden çıkamıyorum."

"Adamın nefesini böyle keserim."

"Dikkat et o adam senin nefesini kesmesin."

"Kalbinle bir iddiaya girersen hep kaybeden olursun Akıncı."

"Kalbim sana yenilecekse her iddia da kaybetmeye hazırım."

Son zamanlarda yaşadığımız onca şey bir, bir gözümün önüne geliyordu. Sanki aklım kızlarla bir anlaşma yapmış gibi o güzel denecek anıları teker, teker hatırlatıyordu. Zihnim sanki beyaz perdeden oluşan bir sinemaydı. Kıraç'ın bakışları, yoğunluğu, tutkusunu gözlerimin önüne ışık süzmeleriyle yansıtırken nefessiz kaldığımı hissetmiştim.

Sağ elim yine kasılmaya başlamıştı. Sanki yanımdaydı ve tenime dokunuyor, elim istemsizce dudaklarıma giderken boğazım yanmaya başlamıştı. Kocaman oda birden kuş kafesine dönmüştü ve nefessiz, küçücük bir kutunun içine hapsolmuştum. Karnımın içinde gıdıklanma hissiyle başımı iki yana hızlıca salladım.

Hayır! Ondan etkilenmeye başlamış olamazdım.

B-Bu imkansızdı. Sonuçta o başından beri düşmanımdı. Bir ant içmiştim. Onu hayatımdan def edene kadar her şeyi deneyecektim. Ama bu deneyeceklerimin arasında etkilenmek olamazdı. Bu duygular onun için ve benim için birer yasaktı. Kıraç bu yasağı çiğnemişti ama ben çiğneyemezdim. Eğer ezer geçersem o aynada yemin ettiğim kızın yüzüne nasıl bakabilirdim?

"Alya?"

Umay'ın sesini duyduğumda yerimde sıçramıştım. Kendimi kapıdan uzaklaştırıp derin bir nefes aldım. Ellerimi boynuma götürüp ovaladıktan sonra üzerimi bir çırpıda değiştirmiştim. Onları bekletmeden kapıyı açıp dışarı çıktım. Hazır görünüyorlardı.

Ekin "İyi misin yüzün kireç gibi olmuş?" dediğinde elimi yüzüme götürme isteği doğsa da yapmadım.

"İyiyim sadece başım dönmüştü." Diyerek yanlarından geçip gitmiştim.

Umay "Kıraç'ı gördüğündendir." Dediğinde merdivenlerin ortasında tökezlesem de korkuluklardan tutunarak inmiştim. Onların gülüşmelerini duymayarak kendimi evden dışarıya atmıştım. Şu an evler, odalar bana nefes aldırmıyordu.

Dışarının soğuk havasını içime çekerek rahatlama çalışsam da olmuyordu. Her nefesimde içim sıkışıyordu. Benim bir an önce bu histen kurtulmam lazımdı.

Umay ve Ekin bana yetişmişti. Ve çok şükür okula varana kadar ikisi de sınav tekrarı yapıyordu. Kıraç muhabbeti o evin içinde kalmıştı. Onlara katılarak bilgilerimi tazelerken okulun bahçesine çoktan girmiştik.

Girdiğimde adımlarım yavaşlarken onu motoruna yaslanmış Mirza ve Barış'la gülüşürken görmüştüm. Gülüşünü bir anlık dalsam da Ekin'in omuz atmasıyla kendime geldim.

"Ne oldu Ekin?"

"Bir daldın sanki..." Dediğinde gözlerimi ona çevirmemeye çalıştım.

"Ben dalmam, dalarım kuzum." Dediğimde gözlerini devirirken Umay'ın güldüğünü duymuştum.

"Az ara ver Ekin. Biraz daha böyle devam edersen Alya'nın hiç yapmadığı bir şeyi yapmaya zorlayacaksın." Dediğinde Ekin kaşlarını çattı.

"Ne mesela...Kedi gibi beni mi tırmalayacak?" dediğinde Umay gülerek;

"Bu bakışlarda o olasılık var ama ilk kez sana trip atabilir." Dediğinde bu fikir daha cazip gelmişti. Ama trip saçmalığını kesinlikle yapmayacağımı biliyordum. Çok saçma bir şeydi.

Siyah Leke (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin