Kapanmayan Yaraların Açılışı

976 50 68
                                    

"Seni güzelce uyardım ama sen ne yaptın. İlle de bu kızın içinde ki manyağı çıkartayım dedin!" diyerek bağırdığımda kilitli olan kapıya doğru koşmaya başlamıştı.

"I-ıh nereye gidiyorsun? Daha benimle ilgili neler düşündüğünü öğrenmek istiyorum." Diyerek elimi saçlarına geçirip kabine doğru fırlattığımda topuklu ayakkabılarıyla dengesi sarsılarak yere düşmüştü. Üzerimde ki elbise hareketimi kısıtlasa da artık kayışımı koparmıştım.

"Alya...Çok üzgünüm yalvarırım bırak beni özür dilerim." Diyerek ağlarken donuk bakışlarla onu izlemeye başladım. Yüzünü hangi ara tırnaklarımı geçirip yırttığımı bilmiyordum ama bu sefer kulak hizasına kadar inmiştim.

"Sen böyle birisi değildin...H-hanım hanımcık, sessiz bir kızdın." Dediğinde delirmişim gibi gülerek ona baktım.

"Her zaman sessizlerden korkman gerektiğini öğrenemedin mi? Ben hep böyleydim sadece damarıma iyi basamamıştın. Şimdiyse..." diyerek işaret parmağımı yüzünde gezindirdim.

"Beni uyandırdın."

"A-Alya..." diye fısıldarken sinsice gülerek hizasına indim. Elini yüzüne götürüp yırtmış olduğum yüzünü tutarken, elimi kaldırıp kanlı saçlarını geriye doğru ittim.

"Alya yok." Diyerek tırnaklarımı yüzüne geçirirken dudaklarında ki iniltilerle gözlerimi kapatmıştım.

"K-Kes şunu yapmayı..." diye ağlayarak dizlerinin üzerinde yalvarmaya başladığında gözlerimi usulca geri aralamıştım.

"Bir daha, birisine artığı demeden önce yüzünde ki yarayı hatırla, gerçi hatırlamana gerek yok bu anı hep yüzünde taşıyacaksın." diyerek yerimden doğrulurken Ayça korkarak yüzüme bakıyordu.

"Sen hastasın. Kontrolden çıkan bir canavarsın!" diye bağırdığında bir anda kendime gelmiştim. Ayçanın acı çığlıklarıyla gözlerimi ellerime çevirmiştim.

Dora...

"Senin kapatılıp tedavi olman lazım." Dediğinde bakışlarım tekrar ona kaymıştı.

"Eğer bunu birisine söylersen emin ol bu halimi ararsın." Dediğimde korkarak geriye doğru sinmişti. Kendine gel! Ne yapıyorsun ondan bir farkın kalmaksızın aynı tehditleri savuruyorsun Alya...Derin bir nefes almak istesem ellerime ve lavabonun içine sinen kan kokusuyla başım ağrımaya başlamıştı.

Lavaboya dönüp ellerimi yıkarken ayna da kanla yazılmış SORRY yazısını görmüştüm. Kontrolü...Tamamen k-kaybetmiştim... Bu yazıyı kendimi sobelemem için yazıyordum. Ve şuan kendimi sobelemiştim. Savaştığım onca yıl bir gece de yenilgiye uğraşmıştı. Hayır! Hayır! Kontrol bende...Kontrol bende asla diğer kişiliğimde değil bende! Daha fazla geçmişin izlerini görmemek için kendimi hızla dışarı atmıştım.

Lavabodan çıktığımda tırnaklarımın arasında kalan kırmızılıkları saklayarak masaya doğru yürümeye başlamıştım. Ellerimi ne kadar saklamasam da tir, tir titriyordu.  Tamam şimdi sakinleşiyoruz Alya...Derin bir nefes al kontrolünü yine sağladın. Sonuçta tamamen kopabilirdin. Dudaklarımdan titrek bir nefes çıktığında yüzüme yalancı bir gülüş ekledim. Geceyi kötü bitiremezdim. Kendime zorla da olsa toparladığımda bakışlarım bizimkilerin olduğu masaya kaymıştı.  Ekin ve Barış'ın hareketli bir şekilde dans ettiğini görmüştüm. Bunlar da bir iş vardı yakında kokusu çıkacağına eminim.

Kıraç "Siz ne yapıyorsunuz ha?" diyerek yakınlarımda sesini duyduğumda bakışlarım o yöne kaymıştı. Mirza ile konuşuyordu.

"Niye sinirlendin oğlum. Gayet arkadaşça takılıyoruz." Dediğinde Kıraç gülerek ellerini sarı, kahverengi saçların atıp karıştırdı.

Siyah Leke (+18)Where stories live. Discover now