Karanlık Masalların Çaresiz Kahramanı

1K 46 47
                                    

Tanıdık olan yollardan yürürken Meva ve Esilanın koşarak gittiğini görmüştüm. Ona baktığımda gözlerini kardeşlerinden bir dakika olsun ayırmıyordu.

"Yuvaya geleceğimizi neden söylemedin ki?" dediğimde gülümseyerek üstten baktı.

"Sana sürpriz yapmak istedim. Beni şaşırttığın iki mucizeyi bir araya getirdim." Dediğinde neyi kast ettiğini anlamıştım. Birincisi Meva ile olan bağım ikincisi Gözde...

"Onlar biliyor mu burayı?" dediğimde başını bir kez salladı.

"Bir kere getirmiştim." Dediği zaman yuvaya giriş yapmıştık. Kıraç, kızları diğerlerinin yanına bırakırken beni de alarak müdürün odasına götürmeye başlamıştı.

"Unutma burada,"

"Yağız'ımsın." Dediğimde eli havada asılı kalırken sözlerime duraksamıştı. Dudaklarını aralayacağı sırada kapı açılmıştı. Ve yuva müdüre hanımla karşı, karşıya gelmiştik. Bizi gördüğünde ilkte şaşırsa da yine her zamanki hoş görüyle karşılamıştık.

Biraz sohbet ettikten sonra Kıraç yuvanın eksiklerini ve ne eksikse onların listesini istemişti. Yüklü bir para ortaya bıraktığında müdüre hanım en içten dileklerini söylemişti.

"Bunlarla kızlara güzel kıyafetler alacağım, hiç aklınızda şüphe olmasın Yağız evladım."

"Biliyorum kızlara çok iyi bakacağınızdan gözüm arkada kalmayacaktır." Dediğinde müdürü araştırdığına yemin edebilirdim ama kanıtlayamazdım. Kıraç'ın çocuklara özellikle de kız çocuklarına düşkün olduğunu kardeşlerinden biliyordum.

"Sonunda sessiz kızımızın gönlünü kazanmışsın." Dediğinde Kıraç gülerek elimi sıkıca tuttu.

"Zor oldu...Aynı bu yuvayı kurmak gibi, ama eninde sonunda gönlüne yuvamı kurdum." Dediğinde yanaklarım yine kızarmaya başlamıştı. Müdüre hanım bize imrenerek bakarken Kıraç söze girdi.

"Eksik bir şey kalmamışsa müdüre hanım. Kızlarla ilgilenmek istiyorum." Dediğinde kadın yine aynı şekilde bizleri götürmüştü. Kapıdan içeriye girdiğimiz an hepsi koşarak gelmeye başlamıştı.

Kıraç "Beni iki dakika bekler misiniz prensesler?" dediğinde hepsi sevimli çığlıklar atarak sorusunu cevaplamıştı. Kıraç giderken benim gözüm hepsinde gezindi. Ama birisinde durmuştu. Beni gördüğünde en içten şekilde gülümsemişti.

"İşte çılgın pres sizlere sürpriz diyarından hediyeler getirdi!" diyerek bir sürü oyuncaklarla içeriye girdiğinde yuvanın içi en güzel şarkıyla dolmuştu. Sevinç çığlıkları...

Gözlerim Gözde'ye kaydığında çekingenliğini görebiliyordum. Onda kendimi gördüğümü söylemezsem olmazdı. Çocukluğumu sanki izliyor gibiydim. Çekingen, suskun bir şey yapmak istiyor ama yapamıyordu...Kıraç'ın yanına giderken gözlerimden okumuş olmalı ki elindeki oyuncağı bana doğru uzattı.

"Dejavu yaşamayı çok seviyorsun."

"Belki de de yaşatanı seviyorum." Diyerek elinden aldığımda gülüşü asılı kalırken denizleri berraklığı ile ortaya serilmişti.

"Beni büyülüyorsun."

"Huyumdur." Diyerek yanından ayrılırken o gülerek arkamdan seslenmişti. Ama ben çoktan Gözde'nin yanına varmıştım.

"Ürkek prenses, bu güzel gözlere sahip kıza minik bir hediye getirdi." Dediğimde gözleri yüzümde kaydı.

"İyi ki geldin!" diyerek birden boynuma atladığında öylece kalakalmıştım. Sesini yine duymuştum. O güzel sesi tekrar bedenindeydi. Çalınan sesi geri gelmişti.

Siyah Leke (+18)Where stories live. Discover now