Sarsılan Pembe Düşler

1.8K 63 75
                                    

Kıraç'ın Gözünden

Dünya düzenine aykırı, kontrolsüz bir adamsındır.

İnsanlardan korkmak yerine korkutmaya seçensin. Çünkü sana öğretilen buydu. Ezilmek istemiyorsan bir böcek gibi ezeceksin. Acıdan zevk alacaksın ama kendi canını acıtmayacaksın.

Bana verilen bu hayat benim için bir nimet değil, bir cezaydı. Çocukluğunu on yaşında bırakan, zincir vuran yetişkin birisi olmuştu. Doktor oyunlarında eline oyuncak neşter kullanan çocuk şimdi elinde bıçaklarla oynar olmuştu.

Hayat kurtarmak isteyen çocuk büyüdü ve artık hayat alan adama dönüşmüştü.

Çocukluğunda bedenine bırakılan izler geçmişti, bazıları kalmıştı ama bedene bırakılan izler saklanırdı. Ruhuna işlenen izlerse seninle büyürdü. Ve onları hiçbir şekilde gizleyemezsin.

Düşüncelerimi yok eden şey, koltuğun diğer tarafında çalan telefonum olmuştu. Arabanın hâkimiyetini bozmayarak telefona uzanıp kimin aradığına baktım. Barıştı.

Aramayı kabul edip telefon sabitleyicisine taktım. Arkadan yoğun müzik sesiyle nerede olduğunu anlamıştım.

"Dostum ne yapıyorsun?"

" Erkan abinin yanına gidiyorum." Dediğimde eğlenerek konuşmaya devam etti.

"Alya'yı ne yaptın? Kıza yaptıklarını duymak istiyoruz."

" Barış canım burnumda istersen Alya'ya olan sinirimi senden çıkartmayayım." Diyerek sinirle soluduğumda Barış'ın gülmesini duydum.

"Tamam, şampiyon bir şey demedim. Buraya uğrayacak mısın?"

"Neredesiniz?"

"Mirza yeni bir mekân buldu. Burada sevdiklerinden var, konum atıyorum." Dediğinde cevap vermeyerek telefonu geri kapattım. Bir dakikadan daha kısa bir sürede Barış konum atmıştı.

Ankara hiç değişmemişti yıllar önce nasıl bırakmışsam yine aynıydı. Önümden akıp giden trafiğin içine katılırken telefonum tekrar çalmaya başlamıştı. Kimin aradığına baktığımda baba yazısıyla yerimde dikleşip bekletmeden açtım.

" Kıraç?"

Adımla seslendiği için kaşlarım sertçe çatılmıştı. Normal de adımla nadir seslenirdi. Genelde evlat derdi yada sinirlendirirsem piç kurusu demeyi daha çok severdi.

"Efendim baba." Diyerek zorla konuştum.

"Neredesin lan sen?" dediğinde yine beni düzgün dinlemediği için işlerini yapmadığımı sanıyordu.

"Ankara da olduğumu söylediğimi sanıyordum."

"Haddini aşma!" diye bağırdığında direksiyonu sıkmaya başladım. "Özür dilerim. Ne oldu?" dediğimde sesini düzeltmek için öksürdü.

" Barçınlara çalışan adamı bulabildin mi?" dediğinde o tamamen aklımdan çıkmıştı. Zihnimin içinde inandırıcı yalanlar dolanırken babam sessizliğimi fark ederek ukalaca güldü.

" Hah! Bende işlerimi devredebileceğim bir oğlum var diye seviniyorum. Gerçi ne sevineceksem kızların peşinde koşmaktan işlerini yapmayan bir serserisin. Kötü tohum olmaktan bir adım bile ilerleyemedin. " diyerek yine aşağılamaya başlamıştı. Çocukluğumdan beri zaten tek yaptığı şey buldu. İstedikleri olmadığında onun için sadece serseriydim.

" Ankara'ya Ediz'in işini bitirmek için geldiğimi söyledim. Ve onunla ilgilenirken senin işlerini geride kaldı baba," dediğimde sesinde ki sertlik hiç yumuşamadı.

Siyah Leke (+18)Donde viven las historias. Descúbrelo ahora