Bahanelerin Gögeleri

1.3K 65 44
                                    

Gözlerim sürekli kıza gitmek istese de bunu engellemeye çalıştım. Söyledikleri zihnimde dolaşıp duruyordu. Kıraç'ın yanından biran önce gitmem gerekti. Hatta onu hayatımdan tamamen çıkartmam lazımdı. Ve bunu tek başıma yapacaktım.

"Ne zaman gideceğiz?" dediğimde halinden memnunmuş gibi çevresini izledikten sonra bana baktı.

"Rahatsız mı oldun?" dediğinde gülümseyerek "Senden mi?" dedim. Kıraç bu tavrımı beklemediği için duraksa da, gülerek gizlemeyi tercih etti.

"Sert kızı mı oynayacaksın?" dediğinde dudaklarımı bükerek omuzlarımı indirip kaldırdım.

"Daha belli değil." Dediğimde eğlenerek içeceğini içti.

"Beni nasıl eğlendireceğini iyi biliyorsun ürkek kuş," diyerek göz kırptığında masada ki küçük renkli taşları elime aldım.

"Valla şunu gözlerinin içine sokarım." Dediğimde bu sefer içeceği genzine gitmişti ki öksürerek başını sağa çevirip sakladı. Kendini topladığı zaman yine o ürkütücü mavi gözlerle yüzüme bakmaya başladı.

Tek kaşını kaldırarak "Şakanın dozunu kaçırmasak mı?" diye uyararak konuştuğunda bu hali beni ürkütse de pes etmeyecektim. Madem tektim o zaman bütün gücümü kullanacaktım. Yoksa ondan kurtulamazdım.

"Şaka yaptığımı nereden çıkarttın?" dediğimde etrafa gülücükler saçarak yanıma gelip, izini bıraktığı kolumu tuttu. " İki dakika yanından ayrıldım. Yürek mi yedin?" dediğinde acıma rağmen yüzüne gülerek baktım.

"Sanırım itibarını yerli bir edeceğim bir yerdeyken canımı yakmak istemezsin." Dediğimde sinirle gülerek yüzüme baktı.

"Buranın çıkışı da var güzelim, araba ile uzun bir yolculuk yapmak istemiyorsan sus." Diyerek kolumu bıraktığında bir ona bir koluma baktım. Peki, tehditlerini gerçekleştireceğini biliyordum. O yüzden rolümü ikili oynayacaktım. Hem onun dediği ürkek kız hem de sert kızı, bakalım kafasını karıştırıp bir şeyler öğrenebilir miydim?

"O konuştuğun kişiler kimdi?" dediğimde gözleri yine o yöne kaydı. Ama çok kısa sürdü.

"Sevgili rolüne iyi bürünmüşsün. Ama fazla alışma sonra üzülürsün." Dediğine elimi kulağıma götürüp hafifçe çektim ve masaya vurdum.

"Allah yazmışsa bozsun. Senin gibi birisini şuan rol icabı olsa bile zor katlanıyorum. Bir de bu hallerine mi alışacağım?" dediğimde yaptığım harekete anlam vermeye çalıştı.

"Mahalle kadını gibi ne yaptın az önce?" dediğinde dudaklarımdan istemsizce bir kıkırtı kaçmıştı. Kesinlikle bu yüz ifadesini beklemiyordum.

"Olmaması için yapılan batıl inançlardan birisidir. Hatta onunla birlikte 'şeytan kulağına kurşun' diyerek tahtaya vururlar." Dediğimde merakla "Neden tahta?" dedi.

"Kurşun olursa sekermiş," diyerek kafasını iyice karıştırmaya çalıştım ki başarmışa da benziyordum. Şuan gözlerinin içi anlam arayan sorularla doluydu.

"Beynimi siktin. Ne saçma sözler bunlar," dediğinde çok küfür etmesi rahatsız etse de pes etmedim.

"Sen cahilsen benim ne suçum var?" dediğimde ellerini ceplerine atarak;

"Senin gibi beynime aptal düşünceler sokmadığım için bırak cahil olayım." dedikten sonra gülerek "Aptallığının nereden geldiğini anlamış oldum." Diyerek laf çarptığında elimi kaldırıp koluna sertçe vurdum. Gerçi benim için serti ama onun içinse sinek dokunuşu gibi olduğu bakışlarından anlaşılıyordu.

" Az önce bana mı vurdun?" diyerek sakin bir sesle konuştuğunda sinirleneceğini anlamıştım.

"Vurdum itirazın mı var?" dediğimde sakin halini sürdürdü. Hazırlan kızım yine bir tehdit geliyor.

Siyah Leke (+18)Where stories live. Discover now