Son Kabus

1K 55 121
                                    

Umay'ın korku dolu gözleri ile dengem sarsılmıştı

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Umay'ın korku dolu gözleri ile dengem sarsılmıştı. Gözlerim atılan mesajın üzerinden defalarca gezindi. Defalarca okundu. Bu iş ne zaman bitecekti?

Çocukluk dostumun, aşkımın bu derece pislik nasıl olabiliyordu! Beni sevdiklerimden teker, teker vuruyordu. Bunu Kıraç yapsa düşmanımdır beni mahvetmek istiyordu derim ama bunu yapan en yakınımdı.

Umay'ı ve Ekin'i nasıl ele geçirebilmişti aklım almıyordu. Barış ve İlker'ler neredeydi? Telefonumdan rehbere girip İlker'in telefon numarasını tuşlayarak sabırla beklemeye başladım. Belki bu da bir oyundu.

Aradığınız kişiye ulaşılamıyor... Telesekreteri duyduğumda telefonu geri kulağımdan çekmiştim. Ne yapacaktım ben şimdi, öyle kurbanlık koyun gibi gidecek miydim? Asla!

En son olanları düşünerek adımlarımı merdivene çevirip hızlıca çıktım. Banyodan su sesi geldiğinde Kıraç'ın hala duşta olduğunu anlamıştım. Kapısına giderek vurmaya başladım.

"Kıraç!" diye bağırsam da bir cevap alamamıştım. Kapıyı tekmelesem de içeride ki suyun sesinden ve dinlediği şarkı yüzünden beni duymuyordu. Pes ederek odasına girdiğimde ne yapabileceğime baktım.

Gözlerim masasının üzerine bıraktığı silaha kaydığında zihnimde bir sürü şey geçmeye başlamıştı. Adımlarımı o yöne çevirip silahı elime aldığımda neredeyse elimden düşecekti. Silahların bu derece ağır olduğunu unutmuştum. Peki bunu elime aldım da nasıl kullanabilirdim?

Keşke pikniğe her gittiğimde dedemle ateş oyunlarında dikkat etseydim. İşte o zaman silahların nasıl kullanıldığını biliyor olurdum. Ama nerden bile bilirdim ki atış yaptığımız o silahların bir gün işime yaracağını...

"Tamam kızım ilk kez eline silah almıyorsun. İlk kez ateşte etmeyeceksin. Dedenle kuru silah ateşlediğin zamanları düşün ve öyle kullan." Diyerek kendi, kendime konuşarak silahın şarjör kısmını açmıştım. Mermiler hala yerinde duruyordu. Zaten ağırlığında da belli oluyordu.

"Peki zor durumda kalmadığın müddetçe asla silahı kullanmayacaksın." Diyerek silahı kemerime sıkıştırarak odasından çıkıp aşağı kata inmiştim. Montumu giyindikten sonra derin bir nefes alarak kendimi evden dışarı atmıştım.

Merdivenlerden inip apartmandan dışarı çıktığımda içimde ki korku daha da büyümeye başlamıştı. Resmen ölmek için gidiyordum. Ama ben gitmezsem Umay ve Ekin'e zarar da verebilirdi. Hatta Onur, İlker ve Barış'a bile benim yüzümden zarar gelebilirdi.

Biraz yürüdükten sonra sokağın sonunda bir aracın beklediğini görmüştüm. Gözlerimi kısarak baktığımda şoför koltuğunda ki adam aşağı inerek arka koltuğun kapısını açmıştı.

"Buyurun Alya Hanım." Dediğinde Ediz'in gönderdiğini anlamıştım. Gözlerim Kıraç'ın evine kaydıktan sonra hiç düşünmeden arabaya binmiştim. Adam kapıyı kapattıktan sonra, zaman kaybetmeden şoför koltuğuna geçmişti ve aracı çalıştırmıştı.

Siyah Leke (+18)Where stories live. Discover now