Leke ve Ölümün Geride Bıraktıkları

1.1K 58 159
                                    

Umay'ın Gözünden

Alya'nın onlarla beraber gitmesine hala inanamıyordum. İlker hemen arkalarından gitmişti. Ama bir daha dönmemişti. Ona sinirliydik ama benim sinirim şimdiden soğumuştu.

Bile isteye gitmediğini biliyordum Kıraç denen kuzenim olacak pislik onu peşinden sürüklüyordu. Ve bizleri korumak adına susuyordu. Her şeyi anlayabiliyordum da Kıraç'ı evine davet etmesini bir türlü aklım almıyordu.

Flashback

"Selam kuzen görüşmeyeli düşman mı kesildik?" duyduğum tanıdık sesle bakışlarım arkama kaymıştı. Kıraç ellerini pantolonunun cebine atmış bir şekilde yüzüme bakıyordu.

"Ne saçmalıyorsun lan? Ekin ve Alya bitti sıra bana mı geldi?" dediğimde başını önüne eğerek gülmüştü.

"Kuzenime asla zarar vermem." Diyerek yanıma doğru yürümeye başladığında tamamen ona dönmüştüm.

"Ne kuzeninden bahsediyorsun Kıraç, defol git elimden bir kaza çıkacak." Dediğimde dudaklarını büktü.

"Küçükken de beni tehdit ederdin. Ama asla birbirimize zarar vermezdik Umay." Dediğinde kaşlarımı daha çok çatmıştım. Kıraç yüzüme dikkatlice bakarak güldü.

"Yanlış taraftasın Umay," dediğinde kollarımı göğsümde bir birleştirerek ona baktım.

"Doğru taraf sen mi oluyorsun?" dediğimde başını iki yana olumsuz yönde sallamıştı.

"Ben hiçbir zaman doğru taraf olmadım. Ama hep ailemin yanında oldum. Düşmanımla bir olmadım."

"Öf Kıraç kafan güzel sanırım. Seninle kuzen mi olunur?" diyerek arkamı dönüp yürümeye başlamıştım.

"Saklambaç oynarken sürekli çamaşır makinesinin arkasına saklanırdın. Hiç kimse seni bulamazdı, sadece ben bulmuştum!"

Kurmuş olduğu uzun cümleyle adımlarım yavaşlarken içimde ki his kendini korkuyla birleştirmişti. Olabilir miydi? Kuzenim olabilir miydi? Arkamda kalan adım sesleri yavaşça önüme geçtiğinde gözlerini kısarak yüzüme bakıyordu.

"Her saklambaç oynadığımızda oraya saklanırdın en sonunda seni tavan arasında camların arkasında saklanırken buldum." Diye duraksadı. Kolumu göstererek "Seni oradan çıkartırken camların üzerine düşmüştün ve koluna cam girmişti." Dediğinde bakışlarım dikiş izli olan koluma kaymıştı.

Nefessiz kaldığımı hissederek bir adım gerilediğimde Kıraç bakışlarımdan anlamışçasına güldü.

"Artık kuzenin olduğumu hatırlamışsındır." Dediğinde zihnimi toplamaya çalıştım.

"Hayır kuzenim değilsin. Bunu da o Mirza denen arkadaşın araştırmıştır." Dediğimde sabır çekerek derin bir nefes aldı.

"Saklandığın yeri de mi Mirza araştırdı ne saçma bahane üretiyorsun. Gerçi sen kolunu cama geçirdiğin zaman da annene saçma bir bahane üretmiştin. Neydi? Hah tavan arasında oyuncaklarımı almaya gittim ama böcekleri görüp korkmuştum demiştin. Hatta o günde annen tavan arasına asla oyuncaklarını bırakmam demişti." Dediğinde onun Yağız olduğunu anlamıştım. Ama bu nasıl olabilirdi?

"Yağız..." diye mırıldandığımda başını usulca sallamıştı.

"Naber minik kopyam." dediğinde sertçe yutkunmuştum. Bunu...Çocukken birbirimize söylerdik... Ama o çocuk nasıl şuan ki haline bürünmüştü?

"Allah senin belanı versin. Oğlum ne yapıyorsun sen!" diye birden bağırdığımda sıçrayarak gerilemişti. Ama yüzünde ki gülüş solmamıştı.

Siyah Leke (+18)Where stories live. Discover now