93.

7.8K 298 90
                                    

31 Garanti

Aslan, konağa varana kadar oldukça sinirliydi. Hem ters giden işleri hem de Aden'i çıkışta almasını engelleyen son dakika toplantısıyla iyice tepesi atmıştı. Eve gidip bir an önce yüzünü Aden'in mis kokan boynuna gömüp tüm sıkıntı stresten bir şekilde arınmalıydı. Üstelik bebeği onu beklediğini söylemek için bir kere aramıştı o yüzden dakika başı arabayı süren Fatih'e "Hızlan, acele et "gibi emirler veriyordu ama malum İstanbul trafiği. Trafiğe çakılıp kalmış eve geciktiği her saniyede adamın cinnet geçirmesine ramak kalmıştı.

Neyse ki sağ salim kimsenin hayatını karartmadan geç de olsa konağa vardılar. Fatih'in "Hayırlı akşamlar abi" lafına bile cevap veremeyecek kadar hızlı arabadan inip eve doğru koşar adımlarla yürüdü. İçeriye girer girmez merdivenleri ikişerli ikişerli çıkarak nihayet bebeğinin içinde olduğu cennetine gelmişti. Kapı önünde soluklanıp kendine geldikten sonra yavaşça kapıyı açtığında loş ışıkların içinde siyah saten örtüyle kaplanmış yatağın üzerinde bembeyaz teniyle parlayan Aden'i gördü Aslan. Eli kapının kolunda kalmış öylece durduğu yerde nutku tutulan adamın eve geldiğinde kesinlikle görmeyi beklediği manzara bu değildi fakat bu manzaraya ölebilirdi...

Aden, siyah saten örtülerle kaplanmış yatağın üzerinde kalçalarını zar zor örten Aslan'a ait beyaz gömleğin içinde boylu boyunca uzanıyordu. Aslan'ı görünce kalbi yerinden çıkacak kadar hızlanan oğlan karşısında donup kalmış adamdan daha iyi bir durumda değildi. Titrek bir nefes alıp hafifçe uzandığı yerde tek kolunun üzerinde doğruldu.

"Hoş geldin Aslan'ım. "derken gülümseyişi oğlanın tüm yüzüne yayıldı. Aslan, bakışlarını Aden'in yüzünden beyaz bol gömleğin yana kaymış yakasıdan gözüken köprücük kemiklerine kaydırırken zihninde oluşan görüntülerle kapının kolundaki elini daha da bir sıktı.

"H-hoş buldum bebeğim "derken ne söylediğini kendi kulakları bile işitmemişti çünkü şu an zihni tamamen Aden'le meşguldü.

Aslan, kara gözleriyle oğlanı süzerken zihninde Aden'in üzerindeki beyaz gömleğin düğmelerini tek tek açmayı düşündü ama içindeki vahşi onu öyle zorluyordu ki gömleği tek seferde parçalayıp bebeğinin üzerinden çıkardı. Boynundan başlayıp ayak bileklerine kadar pürüzsüz teninde ellerini dolaştırdığını düşündü ama bu da yetmezdi. Daha fena şeyler yapmalıydı ona. Çıplak kalçalarına yüzünü gömüp defalarca ısırıp her yerini morartmalıydı. Biraz daha kapı ağzından çocuğa bakıp kirli hayaller kurmaya devam ederse kafayı yiyecekti.

Yutkundu.

Nihayet odaya doğru birkaç adım atabildiğinde zaten heyecanlı olan Aden daha da heyecanlandı. Bu heyecanının bu gece Aslan için planladıklarını bozmasını istemiyordu. Farkında olmadan elinin altındaki örtüyü avucunun içinde sıkıp titrek bir nefes aldı. Ela gözleri yalnızca Aslan'ın kara gözlerine bakıyor adamdan hevesle bir tepki bekliyordu ama hala istediği gibi bir tepki alamadıkça geriliyordu. Oysa onun Aslan'ı, kendi içinde delirirken Aden'i birçok farklı pozisyonda sikip tüketmenin hayalini kuruyordu.

Yatağa yaklaştıkça adamın gözleri oğlanın süt beyazı çıplak bacaklarına kaydı. Onları bu gece defalarca omzuna kaldırıp koymayı elleriyle okşarken öpücükler bırakmayı düşündü. Aden, şu an lezzetli ve savunmasız bir avdı Aslan ise vahşi bir avcı. Avını zaten yakalayıp parçalayacağını bildiğinden ağır hareket etmesinin sebebi onu ürkütmemekti.

"Sen..."

Gözlerini oğlandan alabilse konuşacaktı ama alamıyordu Aslan. Loş ışıkta bile parlıyordu oğlan bu da yetmezmiş gibi sol elmacık kemiğinden şakağına kadar bir parıltı sürmüştü. Aden'de İlk defa böyle bir şey görmüştü ama nasıl da yakışmıştı çocuğa.

TENİ TENİME [BxB]Where stories live. Discover now