TENİ TENİME [BxB]

59.

Bacağına gelen tekmeyle gözlerini aralayan Aslan kendine gelemeden yüzüne çarpan buz gibi suyla neye uğradığını şaşırdı.

"Lan!!!!"

Yattığı yerden doğrulmaya çalışırken eliyle yüzünü sıvazladı. Doğu, elindeki kovayı odanın bir köşesine fırlattığında raftaki bazı eşyalar büyük ses çıkararak yeri boylasa da umurumda değildi.

"Doğu!!"

"Sesini kes! "

Üstü başı su içinde kalan Aslan oturduğu yeden karnına giren sancıyla üzerindeki kazağı yukarıya doğru kaldırdığında karnındaki morlukları görünce şok oldu.

"Lan senin ben..."

Sandalyedeki yastığı aldığı gibi bu sefer de Aslan'ın kafasına geçirince Aslan olduğu yerde yana doğru savrulurken dengesini koruyamadı. Fırsat vermiyordu ki Doğu,  Aslan'ın kendisine gelmesine. Çok sinirini bozuyordu önündeki karaktersiz herif. Ne kadar hıncını alana kadar dövse de yetmemişti ona. Daha da canına okuyacak, adam edecekti  bu salağı.

"Lan dursana yeter amına koyayım ağzıma sıçmışsın yetmedi mi?"

Kolunu kaldıracak hali bile yoktu Aslan'ın.  Her yeri çürük içindeydi. Acıyan dudağına parmağını götürdüğünde eline gelen ıslaklığı görünce bir kere daha küfür etti.

"İstediğin bu değil miydi yavşak? Bunun için gelmedin mi buraya? Ben de sana istediğini veriyorum işte daha ne!"

Canı yansın istiyordu ama bayıltıp dövmek de ne bileyim. Fazla İnsanlıktan uzak be Doğu. Gerçi  Doğu gibi bir adamdan insanlık namına bir şey beklemek hata. Gebertse daha iyiydi. Sesini çıkaramadı Aslan. Başını öne eğdiğinde gece olan biten aklına dolunca yumruklarını sıktı. Bu dayaktan daha fazlasını hak ediyordu. Aden'in gözünden akan her bir damla yaş için bin posta da dövülse kolu bacağı kopartılsa da yine de yetmezdi ya...

"Beş dakikaya hazır ol!" diyerek çıkan Doğu'nun arkasında bön bön baktı. Eliyle destek alarak yataktan kalktığında karnı diğer yerlerine nazaran daha da çok ağrıyordu.  Üzerine kan bulaşmış kazağını çıkartıp yatağın üstüne fırlatırken yeni bir kazak geçirdi üstüne. Altındaki eşofmanı da çıkardığında bacaklarındaki morluklara bakıp küfür ettikten sonra temiz bir altlık giyip doğruca banyoya yol aldı. Girer girmez aynadaki yansımasını görünce kendi kendine şaka bu der gibi gördüklerine inanamaz bir şekilde baktı aynaya.

"Ulan!  Ben senin elinin ayarına sokayım.  Bu ne?!"

Dudağı, kaşı filan derken haşatını çıkarmıştı yüzünün. Küfür ede ede avucuna doldurduğu bol suyu yüzüne çarpıp tekrar aynaya baktı.  Baya kötü gözüküyordu tipi. Günlerdir üzüntüsünden iştahı kapalı olan Aslan öyle bir zayıflamıştı ki eski heybetinden eser yoktu şu an. Çöken yanaklarının üstündeki Doğu'nun eseri yeni morluklar daha da bitik gösteriyordu Aslan'ı. Ellerini lavabonun kenarına dayayıp gözlerini kapatarak derin bir nefes aldı. Aldığı nefesi verirken öyle yavaştı ki sanki ruhu bedeninden ayrılacakmış gibiydi. Gözlerini açıp kenarda duran havluyu eline alarak yaralarına değdirmeden ıslaklığını alıp banyodan çıktı.

Askılıktaki montunu alıp üzerine geçireceği vakit kolunu kaldırmasıyla bir sancı daha girdi bedenine. Zorla geçirdi kolunu. Bir tek göğsüne vurmamıştı Doğu orasından vurulduğu için, geri kalan her yerinde özenle imzasını bırakmıştı.

Evden dışarı çıkar çıkmaz el arabasındaki malzemelerle evin önüne gelen Doğu'ya gözlerini kısarak baktı.  Sabahın köründe kalkmış olduklarından soğuk hava göt kesiyordu. Plastik masa ve sandalyelerin üstünde çiğ vardı. Avucundaki beresini kafasına geçirerek merdivenlerden indiğinde ağzından çıkan duman ile Doğu'ya bakıyordu ama Doğu onun yüzüne bile bakmıyordu.