57.

7.5K 358 170
                                    

3 Ay Önce...

Göğsüne giren kurşunla yere yığıldı Aslan.

Abiimmm!!! Kapama gözlerini yalvarırım. ABİM! "

Aslan, kesik bir öksürükle dudağının kenarından kan akarken nefes almaya çalıştı.

"K-kar-deşim..."

"Abim dayan Allah aşkına dayan. Yardım edin laaannn!!!"

Kemal öyle bir bağırıyordu ki ağlamaktan dolan gözlerinden hiçbir şey göremiyordu. Abisi ellerinin arasından kayıp gidiyordu.

Aden, Kemal'in feryatlarıyla ona sıkıca sarılan adamdan kurtulup ayağa kalktığında sevgilisinin yerde kanlar içinde yattığını görünce bir saniye bile durmadan ayağındaki kesikleri dahi umursamadan ona koştu.

"ASLAN!"

Kendini onun yanında yere öyle bir attı ki dizlerinin yara olmaması imkansızdı.

"As-lan... Aç gözlerini sevgilim. Aslan!!!"

"Yapma bunu bana beni bırakamazsın Aslan!"

Aden, feryat ediyordu, sevgilisini deli gibi sarsıyordu ama kanlar içindeki adamın tek bir yerinde bile hareket yoktu.

Aden, beyaz parmaklarıyla adamın yüzünü ellerinin arasına almış ona daha da yakınlaşırken farkında olmadan adamın kanlı dudaklarını öpüp geri çekildiğinde hala "Aslan!" diye, feryat ediyordu.

Aslan, gözlerini yummadan önce son bir kez sevdiği çocuğu görmek istemişti ama bu ikisine de nasip olmamıştı.

**

Buzlu camdan yapılmış kapının ardında cihazlara bağlı yatan adamdan ufacık da olsa iyi bir haber alabilmek için iki gündür kapının önünden bir an olsun ayrılmamıştı Aden. Ağlamaktan helak olmuş iki gündür ağzına bir lokma yemek bile koymayan oğlan alnını yasladığı soğuk duvardan destek almak istercesine ayakta dikiliyordu. Kendi gibi küçük olan kalbi acıyordu. Kaburgalarının altındaki ciğerleri sanki nefes almasını istemiyormuş gibi küçülmüşlerdi. Üzerindeki kazağın kolunu avucuna doğru çekmiş ağlamaktan bitmek tükenmeyen göz yaşlarını avucundaki kazağıyla siliyordu. Kızarıp şişen göz kapakları artık tahriş olmuş canı yansa da hissetmiyordu oğlan. Zaten sevdiği adam içeride hayatta kalmak için uğraşırken Aden'in umurunda bile değildi ki bir yerlerinin acıması.

Kimi zaman sesli çoğu zaman ise sessizce iç çeke çeke ağlıyordu. Aslan'ı bekleyenlerin doldurduğu koridorda kimseyle konuşmak hatta göz göze bile gelmemek için herkesten uzakta bekliyordu sevdiği adamın uyanmasını.

İçerideki adam kısa sürede onun her şeyi olmuştu. Tüm hayatını onunla yaşamasa da bundan sonrasında onsuz yaşayabilmesi imkansızdı Aden için. Ne kadar ağlayıp üzülse de bir yanı Aslan'ın onu asla geride bırakmayacağına emindi.

"Beni bırakmaz!"

"Hiçbir zaman bırakmadı ki hep geldi"

"Gitmez"

"Oğluyum ben onun beni bırakıp gitmez!"

Kendini ikna etmek ister gibi aynı şeyleri tekrar tekrar aklından geçiriyordu. Aslansız bir ömür hayallerinde bile mümkün değildi. İki gün ondan ayrı kaldığında bile bedeni onun her bir dokunuşunu ezberlemiş gibi eksikliğini hissediyordu. Kollarına kapanan güçlü kollarını, elini avcunun içinde hapseden büyük ellerini, boynuna değdiğinde ateş gibi yakan dolgun dudaklarını unutması imkansızdı bedeni. Müptelası olduğu bir uyuşturucunun yoksunluk krizini yaşıyordu bedeni sanki şu an. O olmayınca her şeyi eksikti.

TENİ TENİME [BxB]Where stories live. Discover now