85.

7K 354 193
                                    

Kırmızı kutu...

Giyinme odasının ortasına atılmış bir bomba gibi  öylece duran kırmızı kutuya bakıyordu Aden.
Aslan'ı odadan yolladığından beri tek yaptığı kutunun içindekilere bakmaktı.

Az önce şaşkınlıkla eline aldığı çamaşır demeye bin şahit isteyen bez parçalarına şimdi dokunmaya çekiniyordu.

Yabancısıydı.

Aden bir erkekti, ruhu da bedeni kadar erkekti ve bir adama aşıktı. Minicik bir bez parçasının onu kadınlaştıracağının korkusunu tabi ki yaşamıyordu ama bazı kalıplaşmış düşüncelerden de kolay kolay sıyrılamıyordu.

Aslan ile yaşadığı ilişki onun kendisini tanıması için bir ilkti. Daha birkaç aya kadar erkeklere güzel denmez diye büyük büyük laflar ederken ya da çevresindekilerin bir erkekle beraber olmasını duymasından çekindigi zamanlarda toplumun ona dayattıklarından bihaberdi. Yavaşça sıyrılıyordu kozasından. Aslan ile her şey mümkün oluyordu. Şu dakikadan sonra da öyle devam edecek korkusuzca ilişkisine sahip çıkacaktı. Ama her zaman her şey ha deyince oluvermiyordu işte.

Önündeki kırmızı kutu Aden'in farkında olmadan kendisine koyduğu yeni tabusuydu. Aslan ile özellikle seviştikleri zamanlarda hiçbir şeyde sınırları yoktu. Son zamanlarda sıcak anlarına kattıkları oyuncaklardan kemerlerden iplerden filan oldukça keyif alıyorlardı ama kadın çamaşırı olayı Aden'in kafasında apayrı bir yere götürmüştü.  Mini şortlar ya da seksi sayılacak çamaşırlar giyip Aslan'a bunları sunmayı seviyor kendi de giydiklerini beğeniyordu ama bir erkek bedeninde kadın çamaşırı için henüz Aden'in beyninde oranın kilidi açılmamıştı.

Önündeki kırmızı kutuya ilk baktığı anda şok olmasının bir çok sebebi vardı aslında. Aslan'ın bunları alması, giyme ihtimali filan diye bir sürü gereksiz düşüncenin içinde açık ara en çok kafasını siken Aslan'ın onu kadın gibi görme isteğinin olma ihtimali olmuştu. O dakika da adamı odadan kovmuştu.

Beyin tuhaf bir şey.  Mutlu olmak için saatlerce doğru dürüst bir araya getiremediği düşünceleri iş mutsuzluk olunca saniyenin onda birinde hepsini  biraraya getirip adamın anasını sikiyordu. Aden'in de beyni şu an fazla mesaiye girmiş olur olmadık her kötü düşünceyle dört bir yanından sınıyordu oğlanı.

Aslan, nasıl Aden'in ilk ilişkisiyse Aden de Aslan'ın ilkiydi. Aden'in belki Aslan dan önce kendisini tanımak için bunu istediğinden değil ama kadınlarla bir ihtimali olabilirdi ama Aslan için işler öyle değildi.

O Aden'e mecburdu.

Tabi bu sadece Aden'in kendi vesvesesiydu. Şu an olumsuz düşünceler bataklığına bile isteye balıklama atlayan oğlan birazcık sakin kalıp aklını başına toplasa işin görünen yüzünün bu kadar sığ olmadığını görebilecekti.

Belki Aslan'ın hastalığı olmasa kadınlarla beraber olabilirdi.

Belki ona muhtaç olmasa bir erkekle sevişmeyi  bırak bir erkeği sevme ihtimali bile aklından geçmezdi.

Belki bir kadını arzulamasa erkek olan sevgilisine kadın iç çamaşırı giydirmek istemezdi.

Bu belkilerin sonu gelmiyor gelecek gibi de durmuyordu oğlanın kafasında.  Aslan'ın hastalığını Aden'den aylarca saklamasının nedeni oğlanın bunları düşünme ihtimaliyken şimdi her şey yoluna girdiğinde bu  asılsız ihtimal üzerlerine karabasan gibi çökmüştü Aden'in.

Aden o gece belki iki saate yakın kırmızı kutunun önünde onu boğan düşünceleriyle hesaplaşmış en sonunda yerde dizlerini karnına çekerek uyuya kalmıştı.

Aslan mı?

Deli gibi pişmandı. Oysa pişman olması gereken hiçbir şey yoktu ortada ama adam alışmıştı Aden karşısında kendini hep hatalı olan taraf görmeye. Kafasına sıksaydı da oğlunu o çamaşırlarda hayal etmeseydi.  Elleri kırılsaydı da gidip tek tek onları seçip almasaydı. Yaptığı güzel bir şey olsa da malesef Aden'in zihnindeki kilitli kapıları yalnızca zorlamış ama kilidi açamamıştı. Odada bir oyana bir bu yana gerginlikten diken üstünde bir şekilde turlarken daha fazla dayanamayıp çocuğun yanına gitmeye karar verdi.

Kapıyı yavaşça araladığında ilk gördüğü adanın üzerindeki kırmızı büyük kutu olmuştu.  Asıl görmek istediğini göremeyince hızla odaya dalmış hemen adanın arkasında yerde iki büklüm yatan oğlanı bulmuştu. Aklına ilk bayıldığı gelse de oğlanın dibine kadar girdiğinde düzenli nefes alışlarından uyuduğunu anlamıştı.  Uykusunun ağır olmasına güvenerek elini saçlarına atıp yavaşça okşadı. Dikkatlice oğlanı yerden kaldırırken duyduğu mırıltılara rağmen uyanmadığını görünce rahatlamıştı. Kafası göğsüne dayanmış kucağında uyuyan bebeğine baktı.  Bir bilse ki bu gece bu beyaz tenli zayıf oğlanın aklına dolan asılsız vesveselerinin konularının başrolü olduğunu...

Kucağındaki oğlanla tam odadan çıkacakken gözü yine kutudaki çamaşırlara takılmış bu sefer onları tek tek seçip alırken ki heyecanıyla değil gözlerinin karaları nefrete bürünmüş bir şekilde bakmıştı onlara.

Aden'i yatağa yatırıp kendi de hemen yanına uzandı. Sabaha kadar uyuyamayacağını biliyordu tek bilmediği yanında yatan oğlanının uyandığınde ne tepki vereceğiydi.

TENİ TENİME [BxB]Where stories live. Discover now