64.

7K 353 174
                                    

Eve dönerken yol boyunca Kemal arabada yerinde duramıyor kaçamak kaçamak değil de gayet aleni bir şekilde yanında arabayı çatık kaşlarıyla süren mavişine içi giderek bakıyordu.

Koskoca adam elini kolunu koyacak yer bulamıyor bu soğuk havada terleyen avuç içlerini bacaklarına sürtüyordu. Doğu sevgilisi olmuştu. Zaten hiç kaçarı yoktu her türlü olacaktı ama yine de işte heyecanına engel olamıyordu dağ ayısı.

Doğu, yanındaki adam tarafından göz hapsinde olmaktan epey bir gerilirken sesini çıkaramıyor tek yapabildiği elinin altındaki direksiyonu on parmağıyla beraber sıkmaktı. Utanıyordu. Hem arabada yalnız olmayışları hem de yabancısı olduğu bu sevgililik olaylarında ne yapacağını bilememesi deminden beri kaşlarını çatmasına sebep oluyordu.

Evin oraya geldiklerinde arabayı park eder etmez arabadan indiler. Hep birlikte aldıkları şeyleri içeriye taşıyacakları sırada Aslan tam elini poşetlere atıyordu ki Kemal ona bakarak " Sen dur, bırak ben alırım. Yüzünün rengi gitti yine içeri geç hadi" dediğinde, Aslan itiraz etmedi. Kendini çok bitkin hisseden adam arabadan inince başı dönmüştü ama yine de yardım etmek istemişti. Kemal'in lafını ikiletmeden doğruca eve girdiğinde az önce heyecandan yüzünde güller açan Kemal'in Aslan'ı böyle görünce gülleri tek tek solmuştu.

"Düzelecek "

Mavişi ona bakmadan bagajdaki poşetleri alırken" Düzelecek " demesiyle hemen ona dönmüş istemsizce dudaklarının yanları yukarıya doğru kıvrılmıştı.

Doğu önden o arkadan peş peşe eve girip doğruca ellerindekileri mutfağa bıraktılar. Kemal üzerindeki montu çıkarıp girişteki portmantoya asarken Doğu da onun arkasından gelip aynısını yaptı. Kenara çekilip sevgilisini hayranlıkla izleyen Kemal'e bakan Doğu " Ne var? Niye öyle bakıyorsun?" diye sorarken yine Kemal'den ne gibi bir saçma cevap alacağını düşündü.

"Takriben kaç dakika sonra öpüşebiliriz?"

Bunu soracağını beklemiyordu Doğu. Anlık olarak boynundan yukarıya doğru kızarmaya başlamıştı.

"Yok öpmek filan işim gücüm var!" deyip, olduğu yeri terk ederken Kemal arkasından onu mız mız çocuklar gibi isyan ederek takip ediyordu.

"Niye mavişim ya daha siftah yapmadık o güzel dudaklarından!"

Koca mutfak şu an Doğu'ya dar geliyordu. Kemal kuyruk gibi peşinde dolanıyor mavişini ikna edecek süslü cümleler kursa da utanan Doğu'yu daha da utandırıp ondan kaçmasına sebep oluyordu.

Doğu birkaç küfür eşliğinde Kemal'i mutfaktan yollayınca o da mecbur Aslan'ın yanına gitmişti.

Kolunu alnına dayamış sırt üstü uzanan Aslan'a kapının eşiğinden bakıp "İyi misin?" diye sorunca Aslan yattığı yerde doğrulup sırtını yatak başlığına dayadı.

"İyiyim. Gelsene?"

İçeriye girip camın önündeki tekli koltuğa oturdu.

"Kovdu mu seni?"

Sıkıntıyla yüzünü sıvazlayan Kemal başını olumlu anlamda salladı.

"Hee yaa!"

Aslan, kardeşinin bu haline gülümsedi. Kemal gibi içi dışı bir, hareketli, konuşkan, sıcak kanlı bir adamın Doğu gibi tam zıt bir karakterle işi gerçekten zordu.

"Dün bir bugün iki çok üstüne gitme."

"Ne yapıyorum ki?"

"Utanıyor. Kafası karışık. Alışık değil böyle bir şeye zaman ver biraz yoksa fazla gelip daha da kaçar benden söylemesi."

TENİ TENİME [BxB]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin