89.

5.2K 336 184
                                    

Bir insanın hissedebileceği maksimum acı 70 dolorimetreymiş. Bedene saplanan minicik kurşunun acısı 48 Dol'ken kalp krizi geçirmenin acısı ise 33 Dol'muş. Peki sevdiği adam tarafından kalbinin orta yerinden kırılmanın acısı ne kadardır? 70 Dol'e yaklaşır mı dersiniz...

Aden'in şu an göğsünü delip geçen acısı 70 dol'e epey bir yakındı. Ağzından tek bir kelime dökülmezken aralık dudaklarından çıkan soluğunun sesi bile kesilmişti oğlanın.  İçinde öyle yıkımlar başlamıştı ki ona buz gibi bakan kara gözlere daha fazla bakacak takati bile kalmadı. Şanslıydı ki gevşemiş göz yaşı vanaları hala Aslan'ın karşısındayken tutukluk yapıp da akmamıştı. Bir de aksaydı eğer incinen gururunu kolay kolay toparlayamazdı oğlan.

Aden'in yüzündeki bozulmayı an be an izleyen Aslan için de zordu. Kıyamadığı bebeğine böyle ters yapmak mahvediyordu onu ama ilk defa Aden'e bu kadar kırılmıştı. Belki bir hata yapsa özrünü diler affedilmek için her yolu denerdi kaldı ki iç çamaşırı olayında Aden'e de hak veriyordu ve oğlanın affetmesi için her yola basvururdu ama...

Ona olan sevgisinin sorgulanmasını hele de bunca zaman ve zorluktan sonra şüphe duyulmasına fazlasıyla kırılmıştı. Her ne kadar bebeğini kırmak onu üzse de bu soğuk tavrından da geri duramıyordu.

Nutku tutulmuş oğlan üzerindeki bakışlardan gözlerini kaçırarak  yavaşça yataktan çıktı. Bacakları titriyor, aglamamak için kendini sıkmaktan gözleri yanıyordu.  Adımları kapıya yaklaştıkça boğazında onu sıkan hıçkırık duyulmasın diye hemen elini ağzına kapatıp koşar adımla odadan dışarıya attı kendini. Kapıyı kapattığı gibi olduğu yere yığıldı. Zayıf bedeni bu kadar dayanabilmişti. Ağlarken sesi duyulur korkusundan elini ağzından dahi çekemiyordu. Belki birkaç dakika o duvar dibinde sessizce hıçkırıklarını yuta yuta ağladı oğlan ama artık gitme vaktiydi. Aslan'a bu halde yakalanmak istediği son şey bile değildi.

Duvardan destek alarak çöktüğü yerden kalkarak odasına gitti. Yatağın içine girip örtüyü başına çekerek dakikalarca sesli sesli ağladı.  Öyle çok ağladı ki başını dayadığı yastık su gibi olmuştu. Sümükleri akmış yüzü gözü kıpkırmızıydı. Şişen gözleri canını acıtıyordu ama umursamadı kalbi daha fena bir haldeydi. O halde saatler geçti. Herkes uyanmış odalarından çıkmışken bu sefer de ağlayan oğlan uyuya kaldı.

Kemal, salonda Aslan'ı suratı beş karış halde görünce ona bir şey sormadan doğruca Aden'i kaldığı odaya gitti. Kapıyı tıklayıp içeriye başını uzattığında oğlanın arkası dönük yattığını görünce olanlardan habersiz rahatlamıştı. En azından uyuyor, sorun yok diye düşündü.  Gerisingeri salona inip sevgilisinin yanına oturdu.

"Aden'in yanına mı gittin?"

"Aynen, uyuyordu uyandırmadım"

"İyi yaptın şu kuyruksuza bak sabah sabah dişlerini bileylemiş zaten konuşanı ısıracak gibi şerefsiz !Bu halde boşu boşuna çocuğu üzer."

"Aden'in bir lafına bir gülüşüne bakar onun kuyruğunu tatlı tatlı sallaması yavrum."

Onlar aralarında konuşurken Ekin çekinerek Vlad'ın yanında oturuyordu. Ortalıkta ne Aden vardı ne de Şehrazat. Vlad olsa da tanıdık birileri olmayınca ister istemez yalnız hissediyordu. Bir de Aslan'ın sabah sabah negatif havası daha da geriyordu oğlanı. Onun sessizliğini bile içi giderek izleyen adam Ekin'in elini tutup şakağından öptü.

"Lann! Herkesin içinde ne yapıyorsun?"

" Sevgilimi öpüyorum, öpemez miyim?"

Ekin, dibine dibine girmiş adamın mavilerinin tam içine bakarken aksi bir cevap nasıl verebilirdi ki.

TENİ TENİME [BxB]Where stories live. Discover now