15.

19.9K 857 231
                                    

Dışarıdan söylediği çorbayı kaseye boşaltıp uyuyan çocuğun yanına oturdu Aslan. Kaseyi sehpanın üzerine bırakıp " Aden" diye seslendi.

"Hımm"

"Hadi yemek vakti."

Zorla gözlerini aralayıp yattığı yerden doğrulurken Aslan da ona yardımcı oldu.

"Ben içerim."

"Hayır ben içireceğim."

"Hayır!"

Çorba kaşığını dudaklarına kadar yaklaştırıp bekledi Aslan. Aden daha fazla diretmeyip kuş kadar açtı ağzını.

"Kendim içebilirim elim ayağım tutuyor çok şükür!"

"Biliyorum ama yine de ben içirmek istiyorum. Sen hastasın. "

"Abartma!"

" Ben küçükken hasta olduğum zaman her işimi kendim yapmak zorunda kalırdım. Benimle ilgilenecek, böyle çorba içirecek kimsem olmadığından yalnız hissederdim.  Senin de yalnız hissetmeni istemiyorum!"

Aden gerçeği bilmese de Aslan'ın böyle hissetmesine üzülmüştü. Şuan Aslan yanında olmasaydı o da  hastayken tek başına olacaktı. Bunu ona söylemedi ama içten içe şuan yanında olduğu için bir tarafı mutluydu.

"Ben içirdim."

"Anlamadım?"

"Ben sana hastayken çorba içirdim."

"Nasıl ?"

"Yaralı olduğun zaman kendinde değildin ya  işte çorba yapıp yavaş yavaş içirdim sana..."

"S-sen mi..."

Aslan, hayatı boyunca yaşamadığı şeyi baygınken Aden tarafından ona yaşatılmasına çok duygulanmış, gözlerinin dolmasını engelleyememişti. Elimdeki kaseyi sehpanın üzerine bırakıp sıkıca Aden' e sarılınca, hasta çocuk da itiraz etmeyip ona sarıldı.

Bir süre daha öyle kaldıktan sonra Aslan,  Aden'e çorbasını içirip ilaçlarını verdi.

Aden koltukta uzanmış karşısında açık olan televizyona bakarken Aslan'da pür dikkat onu izliyordu. 

"Ne kadar daha bana bakacaksın?"

"Bakabildiğim kadar."

"Ben burada ne kadar kalacağım?"

"İyileşene kadar." Aldığı kısa cevaplardan sıkılan çocuk gözlerini devirerek üfledi. 

"Yarın buradan gideceğim Aslan. Burada kalmam çok saçma!"

"İyileşene kadar hiçbir yere gidemezsin Aden!"

"Yapma ya! Buna sen karar veremezsin. Beni zorla burada tutup neyin değişmesini bekliyorsun. İki çorba içirip, hastayım diye ilgilendiğin için senin hakkındaki düşüncelerimin değişeceğini sanıyorsan boşa ümitlenme. Öyle bir şey olmayacak!"

"Olacak!"

"Bunu inada bindirmenin ikimize de faydası yok. Zorla seni sevmemi bekleyemezsin benden!"

"Beni zaten seviyorsun! En azından sevmesen de bir şeyler hissettiğine eminim."

"Hayır sevmiyorum. İster inan ister inanma sana karşı öyle bir şey hissetmiyorum!" Derken kalbiyle çelişiyordu Aden.

Aslan, Aden'in  söylediklerinin doğru olup olmadığını anlamak için gözlerinin içine bakıyordu. 

"Kaldı ki sana karşı bir şey hissetsem bile senin karakterindeki biriyle birlikte olmam mümkün değil."

"Ne varmış karakterimde?"

"Kendinden başka kimseyi beğenmeyen, insanları her fırsatta aşağılayıp tehdit eden bencil adamın tekisin. Tabiii bu mafyacılık işleriniz de cabası... Bunlar benim kaldırabileceğim şeyler değil. Daha önce de söyledim hayatım yeterince zor seni de içine alarak daha da zorlaşmasını istemiyorum. "

"Ben senin zorlaşan hayatını sana kolay hale getiririm Aden. Sen yeter ki kalbinde bana bir yer ver.  Bunun için bana beş dakika vermen yeterli"

"Al işte! Ya senden yardım istedim mi ben? Gücünü kullanıp benim beş dakikaya sığdırdığın hayatımı değiştir dedim mi sana? Senin gibi birinin gözünde insanların hayatı 5 dakikaya sığacak kadar değersiz. Seni suçlamıyorum sen busun, bunun içine doğmuşsun ama benim gibi beş dakikalık hayatları olan insanların da bir değeri var ve malesef sen bunu hiçbir zaman anlayamayacaksın."

Aslan konuştukça işleri daha da imkansız hale getiriyordu. Aden'in ona tuttuğu bu aynada en çirkin halini görmüştü. 

"Peki Aden. Sürekli kendi hayatının değerini ortaya koyup seni anlayamadığımı söylüyorsun. Sen beni ne kadar anlamaya çalıştın peki? Yapıştırdın bir etiket başından beri aynı şeyleri söyleyip söyleyip duruyorsun. Beni hiç tanımıyorsun Aden. Benimle ilgili gördüğün küçücük anları tüm hayatıma mal ediyorsun. Ben kendimi sana tanıtmaya hazırım. Seninle değişmeye de hazırım ama sen o cesur maskenin altına saklanmış korkak küçük çocuktan başkası değilsin. "

Aden, Aslan konuşurken  neden şuan üzgün hissediyorum diye sordu kendine. Aslan haklıydı başından beri en az Aslan kadar o da ona hakaretler ediyordu. Üstelik karşısındaki adam yaptıklarının affı için çabalarken kendisi hala ona kötü davranmaya devam ediyordu. Tam ağzını açıp söyledikleri için özür dileyecekti ki Aslan'ın ağzından dökülen kelimelerle dudakları mühürlendi.

"Bu saatten sonra senin istediğin gibi olacak her şey Aden. Geçirdiğimiz birkaç gün de sana yaşattıklarım için ayrıca geçmişte yaşattıklarım adına senden özür dilerim. Bir daha beni yakınında görmeyeceksin. Senden son bir ricam var iyileşene kadar bu evde kal. Adamlarım kapıda her ihtiyacın için hazırda olacaklar." deyip ela gözlere son kez bile bakmadan montunu alıp çıktı evden Aslan.

Her şey o kadar hızlı olmuştu ki Aden ne olduğunu bir an anlayamadı. Hemen uzandığı koltuktan kalkıp kapıya koştu. 

"Aslan!" diye seslendi ama arkasını bile dönmeden yürümeye devam etti üzgün adam.

****

TENİ TENİME [BxB]Where stories live. Discover now