(46) Uyanmaktan Korktuğum Bir Rüyasın.

Mulai dari awal
                                    

Ensesini kaşıyarak kafa karışıklığıyla bana baktı. "Ruhani varlıklar size saldırdığında ben Felak okumaya başlayınca kaçarlar ama korktukları için değil, sıkıntıdan. Ne de olsa 83 Ayetten oluşan bir surenin bitmesini beklemek her babayiğit cinin harcı değil." 83 ayetten oluşan mı?

"Sen neyden bahsediyorsun Felak suresi-" demiştim ki rahmetli babaannemin verdiği mevlitlerden bir şeyler hatırlayınca, "Hadi be!" dedim şaşkınca. Şoke olmuş bir halde ona bakıyordum. "Yâsin-i Şerifi mi hatmettin dengesiz herif?"

Demek ki diğer korumaların kıkırdamalarının sebebi buymuş çünkü hepsi gülerek başını sallayınca şaşkınlıktan level atladım. Bu herifler ciddi mi? Ağzım bir karış açılmıştı. Gerçek anlamda Yasin suresini ezberlemiş olamazdı, değil mi? Furkan hiçbir şey anlamayarak bana bakınca ona yanlış sureyi ezberlettiklerini anladım. Nedim, Celil ve diğerlerine bakıp gülmeye başladım. "Adisiniz." Onlar gibi bende gülüyordum. Bunu yaptıklarına inanamıyorum.

Furkan kahve gözlerini bize dikerek, "Burada ne haltlar dönüyor?" diye sordu. Birazdan olacakları az çok tahmin edebiliyorum.

"Ezberlediğin bu Felak suresini sen hangi kitaptan buldun?" Bunun kimin başının altından çıktığını merak ediyorum. Furkan'ın iki ayda Yâsin suresini ezberlediğine hâlâ inanamıyorum. Ezberinin bu kadar iyi olduğunu bilmiyordum.

Gittikçe ondan uzaklaşan hatta küçük adımlarla onun yanında tüymeye başlayan Nedim'i işaret etti. "Ondan istedim o da çıktı halinde tüm o sayfaları bana verdi." Kendimi tutamayıp kahkaha attım. Anlaşılan Nedim, Yasin Suresinin fotokopisini çıkarmış ve başına da Felak yazıp bu aptala vermişti.

Nedim'in arabasına doğru koştuğunu görünce kıkırdadım. "Daha hızlı kaç birazdan ona gerçeği söyleyeceğim."

"Ben arabayı çalıştırmadan söylemeyin, Bige Hanım!" diye bağırınca güldüm. Çocuk gibi haylazlar.

Furkan aklı karışarak onun arkasından bakıyordu. "Bu piç neyden kaçıyor?"

"Senden," diyen İsa'da bu işin içinde olmalı ki gülerek kendi arabasına doğru koştu.

"Beni bekle lan!" Celil'de koşmaya başladı. Onun arkasından Yakup, Halil, Nazım, Mert ve birkaç kişi daha arabalara doğru koşunca kahkaha attım. Suçlular nasıl da kendini belli ediyordu.

Onlar arabalara atlayıp yola çıkınca merakla bana bakan Furkan'a döndüm. "Tatlım seni kandırmışlar." Çantamdaki telefonumu çıkartıp Google'dan Felak suresini açtım. Dört satırlık sureyi ona gösterdim. "Felak bu." Sertçe yutkununca gülmemeye çalışarak başımı salladım. "Sana ezberlettikleri şey Kuran'ın en uzun surelerinden olan Yasin suresi."

Önce bir süre telefonun ekranındaki sureye baktı, daha sonra bana. Bunu birkaç kez yaptıktan sonra sertçe yutkundu. Yaşadığı şaşkınlığı üzerinden atmaya çalışıyordu. Başardığı şeyin güzelliğine sevinemiyordu çünkü arkadaşları tarafından tuzağa düştüğünü anlamıştı. Sinirden gözü seğirdiğinde kaşlarını çattı. "Onları sikeceğim!" Sinirle hırladıktan sonra hemen benden uzaklaştı. Onların peşlerine düşmek için arabasına doğru koşarken ağza alınmayacak küfürler ediyordu.

Onu tuzağa düşürdükleri için çok kızmıştı. "Bela olup o piçlerin üzerine yağacağım! Günlerdir gece gündüz yanlış sureyi mi ezberledim!"

"Tatlım ne kadar güzel bir şeye vesile olduklarının farkında mısın?" Arkasından seslendim. "Bu başarın için seni ödüllendireceğim. Birkaç ikramiye maaş nasıl? Nedim'in yakışıklı suratına zarar verirsen parayı unut!" İlk günden beri Nedim'in yüzünü sevdiğimi hepsi biliyordu çünkü çok yakışıklıydı.

SAKA VE SANRITempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang