23🥀

559 85 42
                                    

"onların yanına gitmeyecek misiniz?"

Felix in sorusu ile hepimizin yüzü düşmüştü. Bahsettiği kişileri hepimiz anlaşmıştık. Gözlerimi yanımdaki sandalyeye oturttuğum Chul dan, Chan a çevirdim. O da bana bakınca bir iç çekti. Ağzını açıp Felix e döndü.

"bizi ayırmaya çalışıyorlar, gitmeli miyiz sence Lix?"

Felix ikimizde gözlerini gezdirmiş daha sonra önündeki yemeğine dönmüştü. Yanındaki sandalyedeki Hyunjin in onun tarafındaki kolu hareket etmişti. Belliydi onu iyileştirmek için elini bacağına attığı. Bu durumdayken bile onların bu hallerine sırıtabiliyordum.

Hyunjin bizde gözlerini gezdirip, konuştu.

"siz de haklısınız ama onlar sizin anne, babanız"

Bu sefer ben kendimi tutamayıp konuşmuştum.

"ben de istemiyorum babamla aram böyleyken geri dönmek ama onlar bizi kabul etmiyor, düzenimizin bozulmasını istiyorlar resmen"

Beni onaylamıştı ikisi de. Onlarda gözlerimi gezdirip sonra önüme dönmüştüm. Yanımdaki Chul doyduğu için sandalyeden inmeye çalışıyordu. Ona yardım ettikten sonra kendi yemeğime devam ettim.

* * *

"geldiniz ve bundan bizim bir gün sonra haberimiz oluyor?"

Birlikte salonda otururken kapıyı sertçe çalanlarla irkilmiştik. Hyunjin kapıyı açtığında hızlı adımlar ardından da Jisung un yüksek sesini duymuştuk. Refleks ile hepimiz ayaklanmış ve Jisung -eskiden çok samimi olmasak da- boynuma sarılmıştı. Burnunu çekişinden ağladığını anlamıştım. Tanrım ne olmuştu bu çocuğa?

Sarılmasına eşlik ettim. Gülümsemeden edemiyordum. Bir yandan da şaşırmıştım bu haline. Biz hala sarılırken arkadan gelen Minho hyung u görmüştüm. Bıkkın bir surat ifadesi ile ikimize baktıktan sonra benim yanımda beliren Chan ın yanına gidip kardeşçe bir sarılma gösterdiler.

Jisung beni sonunda bıraktığında omuzlarımdan tutmuştu.

"neden haber vermiyorsunuz geldiğinizi, sizi ne kadar özledim biliyor musunuz?! Hem neler yaşamışsınız biliyorum hepsini"

Anlayamadığım için soru sorar gözlerle baktım ona.

"anlamadım neyi biliyorsun?"

"Jeongin bana her şeyi anlattı, şu ünlü ceonun sizden bahsettiği haberi okuduktan sonra sıkıştırdım onu anlatması için"

Elimi alnıma götürmüştüm. Jeongin bir kere de bozma işi... Sözüne devam etti.

"bana dayanamayıp anlattı her şeyi, kimseye söylememek şartıyla"

Beni bırakıp Chan ın yanına gitti. Ona da sıkıca sarıldı.

"hyung bilerek yapmadığını biliyorum, kendini üzme tamam mı Seungmin seni çok seviyor"

Ağlamaya başladığında Minho hyung onu almıştı. Sevgilisine sarılarak ağlamasının dinmesini bekliyordu. Olanlardan habersiz, şuan büyük ihtimalle bu adamın neden ağladığını düşünen minik Chul ile garip garip bakıyordu onlara. Jisung onu fark ettiğinde gülümsedi. Minho hyung un elindeki bez çantayı aldı ve yere çöktü. Bacaklarımın yanındaki Chul ondan ürkerek arkama saklandı.

"bak Chul bunu sana aldım"

Çantadan bir araba çıkarmıştı. Chul gülmeye başlamış ve bana bakmıştı. Sanki alabilir miyim diyordu suratı. Bende tıpkı Jisung gibi yere çöktüm.

"hadi bak bakalım arabana Chul"

Söylediğim ile gülerek ona doğru yürüdü. Arabayı parlayan gözleri ile aldı ve inceledi. Paketinden çıkarmasına Jisung yardım etti. Kırmızı, lüks spor arabayı çok beğenmişti.

"Chul hadi Jisung amcaya teşekkür et"

"hayıy"

Verdiği cevap ile şok olmuştum. Gülmeye başlamıştım. Chul poposunu yerden kaldırıp hızla babası Chan ın yanına koşmuştu.

"baba!"

Konuşması git gide ilerliyordu. Çok tatlı görünüyordu. Hele ki Jisung bir teşekkür veya sarılma alamayınca oluşan yüz ifadesi... O oldukça komikti.

^~^

Birazcık geç kaldım en son geçen sene bölüm atmışım hahaha

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Birazcık geç kaldım en son geçen sene bölüm atmışım hahaha

Jisung çok tatlı...

Diğer bölümde görüşelim

💜💜💜

Connected (2. Sezon) - ChanminWhere stories live. Discover now