1🥀

1.3K 140 96
                                    

"Thank you, sir. See you soon"

Telefonu kapatıp mutlu bir şekilde oturduğum koltukta sevinçten kıpırdandım. Avustralya'ya taşındığımız gibi üniversitede okuduğum bölüme yatkın bir iş aramıştım. Chan, yani biricik eşim sayesinde kısa sürede bulmuştum. Chan ın burada zaten bir işi vardı. Annesinin şirketinin Avustralya'daki yöneticisi son zamanlarda zaten sorun çıkarıyordu. Annesi de Chan ın daha iyi yapabileceğini düşünerek onu başa koymuştu.

Burada, şehir merkezinde bir gökdelene tanışmıştık. Planımız iki katlı bahçeli bir ev olsa da daha çok erken diye düşünerek bu evi almıştık. Hem bulutlara kadar uzanan bu büyük binanın manzarası bir harikaydı.

Bilgisayar masamın önündeki beyaz perdeyi ve -yüksek bina güvenliği için sadece hava gelecek kadar açılan- pencereyi araladım. İlkbahar esintisi öyle güzeldi ki... Ekranı kapatıp ayağa kalktım sandalyeden. Çalışma odamızın kapısını açıp küçük koridora çıktım. Salonla birlikte olan mutfağa gittim. Chan birazdan gelirdi, yemek hazırlayacaktım.

Ben genelde evde çalışırdım. İş yerine gitmelik işlerim pek olmazdı. Görüşmeleri ben yapıyordum zaten. Avustralyalı olmadığım için İngiliz aksanım yoktu, tabi bu bana artı puan kazandırıyordu. Aksanım olmadığı için kolay anlaşılıyor ve ana dili İngilizce olmayanlarla kolay iletişim kurabiliyordum. Bu yüzden de görüşmeleri yöneten kişi bendim. Tabii İngilizce öğrenmek konusu biraz zor olmuştu. Chan olmasa hala sözlük kullanıyor olurdum. Evde o İngilizce ben Korece konuşuyor ikimize de fayda sağlıyorduk. Chan ın Korece kelime haznesi küçüktü ama pek sorun olmuyordu bu, hiçbir zaman olmamıştı. İkimiz birbirimizi anlıyorsak gerisi gelirdi.

Pirinçleri ocağa koyduğumda kapının çalması ile heyecanla kapıya gittim. Daha saat erkendi ama Chan gelmiştir diye açtım kapıyı. Karşımda gördüğüm kadın ile şok oldum. Oldukça şık, güzel ve genç olan bu hanımefendinin bir elinde bebek çantası diğer elinde ise, elindeki bisküviyi minik dişleri ile ısırmaya çalışan bir bebek vardı. Bebek diyordum çünkü yürümek hariç bildiği bir çocukluğu yoktu. Tombul yanaklarındaki küçük gamzeleri ve cam gibi, parlak gözleri ile yüzüme sebepsiz bir gülümseme gelmişti. Sonradan gelmişti aklıma kadına neden kapım önünde olduğunu.

Kadının yüzüne baktığımda sanki beni burada beklemiyormuş gibi bir ifade vardı. Deli midir nedir?

"kimsiniz?"

Konuşmam ile kadın yüzümü incelemeyi durdurmuş ve yutkunmuştu. Gözlerini sıkıca kapatıp açtı ve zorla gülümsedi.

"Bang Christopher'ın neyi oluyorsunuz?"

Söylediği ile kaşlarım çatıldı. Ne ayaksın be benim evim önünde bana soru soruyor?! Sadece cevap ver Seungmin sakin ol.

"eşiyim siz nereden tanıyorsunuz ve neden buradasınız?"

'eşiyim' sözcüğü ile kadın şok olmuştu. Gözleri kocaman açılırken ben daha da meraklanmıştım. Kadın dudaklarını ıslattı ve tam konuşmak için nefes alırken içerideki kapıya gelen köpeğimiz puppy ile susmuştu. Elini tuttuğu bebek puppy yi görünce onun elini bırakmış gülümsemesi ile yaklaşmaya çalışmıştı. Puppy altın rengi tüyleri ile kendi türlerine göre daha kısa bacaklı olsa da büyük bir köpekti. Bebeğe zarar vermemesi için yere eğilip tuttum onu. Bebek dudağını sarkıttığında dejavu olmuştum sanki. Bu çok tanıdık bir hareketti. Ağlayacağını anladığımda bıraktım puppy yi. Hiçbir şey yapmadan bebeğin önüne yattı. Bebek bu sefer gülmeye başladı ve ikinci kez dejavu oldum. Bu mimikler ve yüz şekli çok tanıdıktı. Ekrana fazla bakmıştım sanırım.

Tekrar doğrulduğumda göz temasına girmiştik tekrardan.

"bir şey söyleyecek misiniz artık, neden buradasınız?"

"Cha- Bay Bang ile görüşmem gerek"

"ne konuda, bana söyleyin ileteyim"

Gözlerini yere indirdi. Köpeğe bakarak gülen bebeğe baktı.

"özel bir mesele"

Elini ince paltosunun cebine attı ve bir kağıt çıkardı. Bana uzattı.

"lütfen beni aramasını söyler misiniz?"

Kağıdı almadım. Neden alayım ve neden güveneyim. Birincisi tanımadığım birisi kocamla görüşmek istiyor ve ben onlara buluşma mı ayarlayacağım? Asla! İkincisi ise belki buluşup bir şey içirecek Chan a. Sonuçta şirket yönetiyor ve rakip bir firmanın ajanı filan bile olabilir. Tamam fazla kafamda kurmamalıyım. Kadında öyle bir tip yok ve bir bebeği var daha iyi niyetli davranmalıyım. Seçebilecek en saçma şıkkı seçtim tabiki de.

"birazdan gelecek içeri buyurun burada konuşun"

°~°

Nerede bakalım Connected severler?

Hoppla! Dieses Bild entspricht nicht unseren inhaltlichen Richtlinien. Um mit dem Veröffentlichen fortfahren zu können, entferne es bitte oder lade ein anderes Bild hoch.

Nerede bakalım Connected severler?

Angst yapmam herhalde ya merak etmeyin

Çok heyecanlı başladım bakalım kaç bölüm yazabileceğim

Sizi seviyorumm

Diğer bölümde görüşelim

💜💜💜

Connected (2. Sezon) - ChanminWo Geschichten leben. Entdecke jetzt