7🥀

660 100 50
                                    

"ben geldim Seung'um"

Hala devam ediyordu sevgi sözcüklerine. Ağız alışkanlığı olmuştu belki de. Bana adımla seslenmek garip geliyor olmalıydı. Benim içinde zordu. Hoşgeldin birtanem diyerek boynuna sarılmak dudaklarını öpmek istiyordum ama yapamazdım işte.

Piştiğini düşünerek altını kapattım sebze çorbasının. Cevap vermiyor, konuşmuyordum onunla.

Mahkeme yarına alınmıştı. Chul u geçen 2 günde de görmeye gitmiştik. Hemen alışmıştım bize minik yavrucak. Hele ki Chan a... İlk benim geldiğimi görünce bir şeyler söylüyor, sonra içeri giren Chan ile oturduğu yerden kalkıp onun kucağına gitmek istiyordu. Yanında kaldığımız 10 dakika boyunca da inmiyordu kucağından. Soo Min in suratına birkaç gün daha dayanmak zorundaydık. Chul un neyden hoşlanıp hoşlanmadığını, alerjisini öğrenmeliydik. Neyseki hiçbir şeye alerjisi yoktu. Sağlığı gayet yerindeydi.

Çorba kaselerini çıkarırken üstünü değiştirmiş gelmişti yanıma. Kaseleri tezgaha koyarken sırtımda hissettiğim göğsü ile nefesim teklemişti. Kolları yavaşça belime sarıldı. Sanki ilk defa ban dokunmuş gibi heyecanlanmıştım. Uzun zamandır -birkaç gün- bana dokunmuyordu. Boynumda hissettiğim nefesler ile gözlerim kapandı. Üst üste birkaç kez yutkundum, hareket edebilmek için çabaladım. Dudaklarını boynuma bastırdığı gibi titredi bedenim. Dudaklarını kulağıma çıkardı. Hırıltılı sesi ile konuştu.

"seni özledim balım"

Gözlerimi açamıyordum anın verdiği zevkten. Zorla çıktı ağzımdan birkaç kelime.

"y-yemek, yemek yemeliyiz"

Kısılmış sesimi zar zor duyduğunu düşünüyordum. Belimdeki kolları hareketlendiğinde hızlıca beni kendine çevirdi. Gözlerimi açtığımda göz göze gelmiştik. Yorgun gözleri ile gülümsemeye çalıştı. Belimdeki kollarını tuttum ondan ayrılmak için.

"Seungmin *aniden ağlamaya başlar* bana neden inanmıyorsun. Ben sadece sana aitim ve seni seviyorum. O olay nasıl oldu hiçbir şey bilmiyorum. Biz sevgili olmadan önce de hep aklımdaydın. İlk görüşümden beri asla kardeşim olarak göremedim seni hep bir aşk besledim. O gece ne oldu bilmiyorum çok içmişim gerçekten hiçbir şey hatırlamıyorum. Amacım seni üzmek, kırmak değil asla. Bir çocuğum olduğunu evime gelen bir kadınla öğrendim hiçbir şey bilmiyordum. Özür dilerim binlerce kez özür dilerim..."

Ağlayarak belimden beni kendine çekti. Kafasını boynuma gömerek sessizce ağladı sıcak boynumda. Göz yaşları beyaz tenimde akıyor, giydiğim ev tarzı beyaz gömlekte sonlanıyordu. Kulaklarıma hala 'özür dilerim' kelimeleri geliyordu. Benim gözlerimden de yaşlar akıyordu fakat onun yanında ağlamak istemiyordum. Bu yüzden sıkıyordum kendimi. Sarılmasına karşılık vermemiştim.

Düşündüğüm zaman, Chul un annesi eğer ölmeseydi ondan kesin olarak boşanır ve çocuğunun annesi ile evlenmesini söylerdim. Bunu atlatmak benim için gerçekten zordu. Bu güne kadar olan tek travmam annemin küçük yaşımdayken ölmesiydi. Hayatımda yalnızca bir kere üzülmüştüm bu kadar. O da çocuk yaşımdaydı. Büyüyünce yaşanan kötü durumların acısı daha da can yakıyordu. Tam şuanki gibi.

"Chan sakinleş"

Yavaş yavaş benden ayrıldığında belimdeki kollarını ben indirdim. Tezgah üzerindeki peçetelikten bir tane alıp ona uzattım. Hiç umursamıyor gibi arkamı dönüp kaseleri yemekle doldurdum. Dudaklarımı birbirine bastırarak ağlamamı durdurmaya çalışıyordum. Masaya iki kaseyi koyup bir sandalyeye oturdum. Lavaboya gitmişti yüzünü yıkamak için. Geldiğinde saçlarının ıslaklığı ile burnumdan nefes vermiştim. Yüzünü yıkarken saçlarını da soğuk su ile ıslatıyor sonra da hasta oluyordu. Evet bu halde bile bunu düşünecektim.

Gelip o da sandalyesine oturdu.

"saçlarını neden ıslattın, hasta olacaksın"

"hasta olursam işe gitmemeye bahanem olur, bu sayede daha çok yanında kalabilirim"

"tanrım...ne diyorsun sen"

Sitem eder gibi başımı salladım. Çorbamdan bir kaşık aldım. Onu sürekli izliyordum. Normal zamanda yemeğime her zaman puan verirdi. Ama şuan vereceğini sanmıyordum. Bu yüzden yüz ifadesinden anlayacaktım artık. Gizlice baktığımı düşünüyordum ona.

"10 üzerinden 10 veriyorum. Puan vermeyeceğimi mi sandın?"

"b-ben..."

"çok güzel olmuş ellerine sağlık"

Kızarık gözleri ile gülümsedi bana. Ben de kendimi tutamamış ben de dudağımın kenarıyla gülümsemiştim. Önüme dönüp çorbamı içerken saçımda hissettiğim el ile tekrar göz göze geldik.

"ne kadar zor olduğunu biliyorum, seni anlıyorum ama sen de beni anla olur mu?"

Bir süre ifadesiz bir şekilde gözlerine baktım. Dudaklarımı ıalattıktan sonra konuştum.

"çalışacağım"

°~°

°~°

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Değişik bir bölüm oldu. Sonda dayanamadım küçük bir tatlılık yaptım. Kıyamam ben onlara...

Bugünkü 3. Bölümüm mü bu??

Aklıma geleni yazıyorum bitince anında atıyorum günde 1 atmak filan ben bile sabredemem size asla öyle bir eziyet yapmam hazırda bölümüm varsa

Diğer bölümde görüşelim

💜💜💜

Connected (2. Sezon) - ChanminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin