4🥀

711 103 82
                                    

Yatağımda uzanmış düşünüyordum. Ne yapmam gerektiğini. Aslında hiçbir şey anlamıyordum olanlardan. Kabus gibiydi. Birazdan uyanacak gibi hissediyordum. Ama kalbimdeki acı bir rüya olmadığını sürekli hatırlatıyordu bana. Uzun zamandır sahibi olan kişinin aldatması, kalbimin duvarlarına bıçak yaraları açması... Çok zordu nefes almak. Ağlamamı durdurmak. Ve en önemlisi 'Ondan boşanmalı mıyım?' düşüncesi...

Hiçbir şey yolunda gitmeyecek gibiydi bu saatten sonra. Sarhoşken yaşansa da ortada bir bebek vardı. Ve bu bebeğin kalmış tek ebeveyni oydu, benim evli olduğum adam. Ne zaman yaptığını bilmiyordum. Belki benden tanışmadan önceydi. Bebeğin yaşı attı 9 ay hamilelik düşünülünce baya geri gidiyordum. Belki tanışmadan öncedir. Bir ümit...

Bunu yapamazdı çünkü. Yapmazdı. Ben onu tanıyordum. İyi tanıyordum. Her halinde yanında olan biriydim ve biz birbirimize yalan asla söylemezdik. Hep böyle oldu. Aramızda bir duvar asla olmazdı. Ama şimdi kalın bir duvar örülüyordu aramıza. Sanki asla yıkılmayacak bir duvar.

Başım ağrıyordu bunlar yüzünden. Yatakta doğruldum, çekmecedeki baş ağrısı ilacımı çıkarmak için. Su ilacı paketinden çıkardığım sırada odanın kapısı açıldı. Kısa sürede geri kapandı. Ayağındaki -birlikte yeni evimiz için seçtiğimiz- terliklerinin sesini duyuyordum. Yatağın sırtımın dönük olduğu tarafında bir çöküntü oldu. Derin nefeslerini odanın sessizliğinden duyabiliyordum.

"otelde yer ayırttım onlara, koreymiş evi"

Söylediği kelimeler ile donup kaldığımı anladım. Cevap vermedim, ne söyleyebilirdim sanki... İlacın kağıdını tamamen açtığımda tam ağzıma atacakken yine onun sesi durdurdu beni.

"aç karna içme"

"başım ağrıyor"

"önce bir şeyler ye"

(arkadaşlar bunlar kabalık değil sadece evli oldukları için gerekmeyen resmiliğin göstergesi. Yani emir kipi ile konuşmaları bir evlilik için normal'öznel')

"istemiyorum bir şey yemek"

"Seungmin düzenli yemeyince ne olduğunu biliyorsun"

Derin bir nefes verdim ağzımdan. Bıraktım ilacı çekmecenin üstüne. Arkam ona dönük şekilde uzandım yatağa. O kadar uzak duruyordum ki birazdan yataktan düşecektim. Ben yattıktan sonra o da yataktaki hareketten anladığım üzere uzanmıştı. Gözlerimi kapatmaya, bir şey sormamaya çalışıyordum ama bunları sormak hakkımdı. Pozisyonumu bozmadan konuştum.

"ne zaman oldu?"

Bir süre ses kesildi. Sonra yatakta tekrar bir kıpırtı oldu.

"koreye ilk geldiğim zamanlarda"

Tanıştıktan sonra yani... Tanrım lütfen bana bir yol göster ne yapacağım ben. Sesim dolan gözlerim ve ağlamamak için acıyan boğazım yüzünden çatallanıyordu.

"nerede"

Düşündüğü için geç cevap verdiğini düşünüyordum.

"Hyunjin ve Changbin ile birlikte bir bara gitmiştik...

Yatakta kıpırdandı, bu sefer çaresizlik ile bana dönük şekilde oturduğunu düşünüyordum.

... Hayatım gerçekten çok fazla içmiştim, ben hiçbir şey hatırlamıyorum. Zaten sadece bir kere eve nasıl geldiğimi hatırlamadığım gece oldu"

Belime koyduğu eliyle kan akışım kısa süreliğine normale dönmüştü. Ne bok yerse yesin seviyordum onu ve temasları her zaman beni iyileştiriyordu. Ama bu seferki bir sarılma ya da öpücük ile çözülemeyecek gibiydi. Yatakta ben de onun gibi kalktım. Sırtımı yatak başlığına yasladım. Kızarık gözlerim ile ona bakmaya cesaretim yoktu.

"birinin ölümüne sebep oldun"

"ölümünün benimle bir alakası yok, kızın anlattığı gibi birinin korunmaması benim suçum olamaz"

Yaşlar çoktan akan gözlerim ile acır gibi baktım ona.

"yazık... Bunca zaman seni tanıdığımı zannetmiştim"

Yüzü anında düşmüştü. Onun da dolmuştu gözleri. Dudaklarını çaresizce ısırırken elimi tuttu sıkıca. İki eliyle kavramıştı elimi.

"hayır, hayır bebeğim beni tanıyorsun. Çok iyi tanıyorsun"

"benim tanıdığım Chan tek gecelik bir ilişkiye girmez, bunu bana kendisi söyler"

Gözleri başlamıştı akmaya. Benim göz yaşlarım donmuştu sanki akmaz olmuştu. Bu daha da kötüydü canımı yakıyordu.

"Seungmin ben hiçbir şey hatırlamıyorum, lütfen inan bana ben o her kimse yüzünü dahi hatırlamıyorum"

Tuttuğu elimi çekmeye çalıştım. Bana dokunmasına izin vermek istemiyordu bir yanım. Başkasına dokunmuştu bu eller. Başkasını öpmüştü dudakları. Başkasına bakmıştı...

"Chan... Beni aldattın"

"hayır aldatmadım o zaman birlikte bile değildik ve seni asla aklım başımdayken aldatmam ben, seni çok seviyorum Seungmin. Sana asla böyle bir kötülük yapmam"

Aynı anda hem ağlayan hem de cümle kurmaya çalışan bedene inanmak istiyordum ama canım yanıyordu. Yapamıyordum...

Elimi ondan alıp kalktım yataktan. Giyemedim terliklerimi. Onları da görmek canımı acıtıyordu çünkü. Yalın ayak kapıya yürüdüm. Arkadan tek duyduğum ses onun burun çekme sesiydi. Kapıyı kapatıp misafir odasına yürüdüm. Direkt yatağa uzandım. Hiçbir iş yapmama rağmen çok yorgundu bedenim. Gözlerim kendi kendine kapandı.

°~°

Deniz üstü köpürürr sgsjsgsjh

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Deniz üstü köpürürr sgsjsgsjh

Moralinizi bozmayın yaa sadece fic yani dimii

Çaktırmayın ben de ağlayarak yazıyorum.

Diğer bölümde görüşelim

💜💜💜

Connected (2. Sezon) - ChanminWhere stories live. Discover now