14🥀

563 85 36
                                    

Telefon konuşması

"buyurun?"

"Seungmin bugünkü görüşmende sürekli hata yapmışsın! Görüntülü görüşme olmasına rağmen sadece ilk başta görüntünü açıp geri kapatmışsın! Mikrofonun bile sürekli kapalıymış! Ne oluyor?!"

"efendim misafirim olduğu için evim çok müsait değildi üzgünüm"

"o yüzden şirkete gel orada çalış! İşin bu senin! Dünyanın parasını alıyorsun bu işten!"

"lütfen efendim, şirkete gelemem evden çalıştığım kurulu bir düzenim var, üstümde büyük bir sorumluluk da varken gelemem"

"o sorumluluk her neyse iki şeyi aynı anda yürütmeyi öğren, birkaç saat sonraki görüşmeyi düzgün yap!"

"halledeceğim efendim, iyi günler"

-

Yüzüme kapanan telefon ile küfür etmiştim içimden. Bugün Chul çok huysuzluk yapmıştı. Chan işe gitmek zorunda kalınca Jeongin bakmaya çalışmıştı. Ama Chul Changbin ve Jeongin den nedense nefret ettiği için sürekli beni istemişti. Aynı anda onunla ilgilenip aynı anda iş yapmak beni çok zorlamıştı. Zaten bu birkaç gündür ot gibi duruyordum. Mimiklerim oynamayacak kadar bitkin hissediyordum. Bu yorgunluğum bebeğimiz yüzünden değildi. İçten bir yorgunluktu. Beynim düşünmekten yorulmuştu. Bundan sonra ne olacak düşüncesinden yoruldu..!

"Seungmin, bebeğim müsait misin gelebilir miyim?"

"tabi gel Jeongin"

Kapıyı gülümseyerek açan ve içeri gelen Jeongin ile ben de gülümsedim zorla. Gelip benim gibi yatağın kenarına oturdu. Elimin üstüne güven vererek elini koydu.

"patronun muydu konuştuğun, sesini duydum kötü geliyordu"

Gözlerimi yere indirdim. Derin nefesler aldım.

"geldiğimizden beri böylesin, biz yokken böyle değildin biliyorum"

"sizinle bir ilgisi olmadığını biliyorsun, siz benim en iyi arkadaşlarımdansınız, bana ve bize yarardan başka bir şeyiniz dokunmaz"

Elimi, büyük ve uzun parmaklı elleri arasına aldı. Dudaklarını büzerek baktı bana.

"hayır gelip boş boş konuştum, çok ağır şeyler söyledim"

"sen gerçekleri söyledin bana, bu bebek büyük bir sorumluluk ve ben onun farkına varabilmiş değildim"

Diğer elimi omzuna koydum. Bana dayanamayıp sarıldı hemen. Sırtındaki ellerimi sıvazlarken gülümsemiştim.

"teşekkür etmeliyim aslında sana sayende farkına vardım olanların, yarını düşünmek geldi sonunda aklıma"

"sen yine de kendi duygularına göre hareket et"

Derin bir nefes verdim ve sıkıca sarıldım ona.

"Chan a ne kadar aşık olduğunu biliyorum, onun ne kadar pişman ve üzgün olduğunu görebiliyorum. Gözlerinden anlaşılıyor ne kadar üzgün olduğu, hem kendi kanından olan çocuğa sahip çıkmak, hem de sevdiği eşi olan sana sahip olmak istiyor. Sen de aynı şeyleri düşünüyorsun değil mi?"

"şey...evet"

Birden mutluluk ile fırladı.

"e ne duruyorsun o zaman, kocana güzel bir akşam hazırla!"

Göz devirdim söylediğine. Alaylı bir şekilde konuştum.

"bizim bir bebeğimiz var Jeongin"

Söylediğim ile ikimiz de gülmeye başladık. Jeongin kalktığı yere geri oturup fesat fesat baktı bana.

"bence kısa süreliğine olsa da Chul ile bir geziye gidebiliriz?"

"ama sizden resmen nefret ediyor"

"oyuncakçıya gideriz biz de?"

Söylediğini gülmüştüm. Ayağa kalkıp dolabıma yürüdü.

"eniştemin sevdiği bir kıyafetini seçmeye başla bence, ya da hiçbir şey giymemeni mi tercih ede-"

"JEONGİN!"

°~°

Selam canlarım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Selam canlarım

Ben kıyamadım bu Chanmin e ama bu demek değil ki kesin mutlu olacaklar hehe

Diğer bölümde görüşelim

💜💜💜

Connected (2. Sezon) - ChanminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin