(43) Sol Göğsümdeki Damga

En başından başla
                                    

Şakaklarındaki damarlar belirginleşti. Gırtlağından çıkan hırıltılı bir sesle, "Sana bir soru sordum!" dediğinde tehdit eder gibiydi. Sanki her an belindeki silahı çıkartıp yanımdaki cama benim kanımı sıçratacakmış gibi bakıyordu.

İnatla sustuğumda çenesini sıkarak burnundan derin derin nefesler aldı. Öğrenmek istediği şeyi beni korkutarak elde edemeyeceğini bildiği için bakışlarını daha insancıl bir ifadeye sokması birkaç dakikasını aldı. "Bige," dediğinde sesini sakin çıkarmak için elinden geleni yapıyordu. "Nerede olduğunu bilmek istiyorum." Çocuk kandırır gibi çenemi tutup yumuşak bir sesle, "Bana nerede olduğunu söyler misin?" diye sordu.

"Hayır."

"Seni şu camdan atarım dışarı!"

"Bana bağırıp durma!"

Çıldırmak üzereydi. "Yavrum güzellikle sorunca da söylemiyorsun!"

"Bana yavrum deme, güzelim de deme."

"Peki, tertip şu saate kadar hangi cehennemdeydin!"

"Asker arkadaşın değilim senin!"

"Olmadığına şükrediyorum, Bige. Olmadığına şükrediyorum yoksa çoktan beynini dağıtmıştım!"

"Bana hâlâ bağırıp duruyorsun! Şimdi yere oturup ağlarım görürsün!"

Başını çevirip arabayı kullanan şoföre, "Durdur lan şu siktiğim arabayı!" diye bağırdığında sesi kükrer gibiydi. "Bu kadından derhal uzaklaşmazsam elimden bir kaza çıkacak!" Ciddiydi.

İrkilerek gözlerimi kırpıştırdım. "Bana vurmak mı istiyorsun?" diye sorduğumda hızla bana döndü. Sorduğum soru aklını başından almış gibi ifadesi sarsıcıydı. "Bunu nasıl düşünebilirsin?" İnanamayan gözlerle bana bakarken ondan korkma ihtimalimin hüznü gözlerine çöktü. "Sana asla el kaldırmam." Beni buna inandırmak ister gibi gözlerimin en derinine baktı. "Sana zarar vermem, vermeye kalkışanı da yaşatmam."

Yüzümde küçük bir gülümseme oluşunca bunu görmek onu rahatlattı. "Uyu biraz." Derin bir nefes aldı. "Eve gittiğimizde konuşuruz." Sorduğum sorudan sonra daha fazla üzerime gelmek yerine sorgu işini eve saklamıştı.

Şimdilik kurtuldum peki, eve gidince ne olacak?

***

Yol boyunca uyumadım ama başımı cama yaslayıp uyumuş taklidi yaptım. Karun buna ne kadar inandı, bilmiyorum ama numara yaptığımı da ortaya çıkarmadı. Sessizliğini koruyarak aklındaki tüm sorular için eve gelmemizi bekledi. Araba durduğu an kapalı gözlerimi açıp arabadan fırlamıştım. Bu yaptığımı görünce kısık bir sesle küfredip arkamdan, "Kaçarak benden kurtulamazsın!" dedi ama onu duymazlıktan gelip eve yürüdüm.

İçeri girip basamakları aceleyle çıktığımda peşimden geliyordu. Çatı katındaki odaya girdiğimde ne yazık ki kaçacak bir yerim kalmamıştı. Peşimden gelip kapıyı sertçe kapatınca derin bir nefes alıp ona döndüm. "Çok yorgunum bu konuşmayı yarına ertelesek olur mu?" Tüm gün sokaklarda boş boş gezip durduğum için ayaklarım şişmişti. Ilık bir duş alıp uyumak istiyorum. Daha doğrusu onunla tartışmaktan kaçınmak istiyordum çünkü son günlerdeki tüm konuşmalarımız kavgayla son buluyordu.

Kapının önünde dikilirken sorgulayıcı bakışlarını üzerimden çekmiyordu. "Tüm gün neredeydin?" Bunun cevabını almadan bu gece uyuyamayacağını iyi biliyorum. "Nerede olduğunu söyle."

"Tam olarak neyi bilmek istiyorsun?" Çantamı yatağın üzerine attım. "Asıl merak ettiğin şey nerede olduğum mu yoksa kiminle olduğum mu?"

Son söylediklerimle kaşları belli belirsiz çatıldı. "Benimle oynama, Bige." Biriyle olma ihtimalim bile yanında duran ellerini sıkmasına neden olmuştu. "Biriyle olmadığını biliyorum."

SAKA VE SANRIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin