Doruk benim ismimi hatırlamadı. Of bak şimdi ya. 4 yıldır aynı sınıftayız. Hiç mi önemsemedi? Yani aklında tutamayacak kadar önemsiz miydim? Neden bu kadar üzülüyorum ki! Seni umursamayanı sende umursama Arya! Hem ben zaten umursamıyorum ki Doruk'ta kimmiş... Kendimi teselli etme çabaları... Offf... Uykuda tutmuyor ki. Yatakta dönüp dönüp durdum. Artık nasıl hareket ediyorsam Ecem'in "Artık sabit kal" demesiyle yerime çivilendim. Kızı bile rahatsız etmiştim. Neyse ki uyarısıyla sabit kalmaya özen gösterdim. Peki ya beni rahatsız eden bu düşüncelerime ne olacak?


>>>>>>>>>>>>>>>>>>>


Şişmiş gözlerle okula gitmek... Offf berbat bir duygu... Dün rüyada o kadar ağlayıp üstüne bir de uyumasam olacağı buydu. Şimdi kızarmış ve şişmiş gözlerle güne merhaba! Güneş ve Ecem uyanır uyanmaz onlar daha sormadan dün olanların hepsini anlattım.


Güneş gözlerim için birkaç güzellik maskesi uygulayacağına ve birazda olsun insan gibi görüneceğime karar verdikten sonra kendi dolabından bir şeyler çıkarıp yüzüme sürmeye başladı. Kurtarıcı arkadaşım benim. Ona güvendiğim için hiçbir soru sormayarak (( böylece işini çabuk halletmesini sağlıyorum)) yerimde sessizce oturmaya devam ettim. İşimiz bittikten sonra kıyafetlerimizi giyip okula doğru gitmeye başladık. Yurdun kapısından çıkar çıkmaz yan tarafımızda bulunan yurdun kapısı da açıldı ve arka dörtlü çıktı. Yine hepsi sert duruyordu. Yine hiç biri konuşmuyordu. Sanırım dün bir daha göremediğim bir olayı yaşadım. Benimle konuşmuşlardı. Dün gece tüm yaşananlar gözümde canlanırken Ecem ve Güneş'e ayak uydurarak gitmeye devam ediyordum. Ta ki çok sevgili güvenlikçimiz beni ve hemen arkamızdan gelen arka dörtlüyü durdurana kadar.


-Okula gitmeden önce Handan hanıma hesap verseniz iyi olur.


Cidden akşamı bekleyemiyorlar mı? Sabahın köründe ne açıklaması bu. Sus Arya sus... Hak ediyorsun sen bunları. Gecenin bir yarısı bahçede ne işin vardı. Üstelik karşısında da 4 erkekle... İç sesim bile beni suçlarken adımlarımı sevgili müdiremizin odasının bulunduğu tarafa doğru yönlendirdim. Arka dörtlünün de hemen arkamda olduğunu ayak seslerinde anlayabiliyordum.


-Gelmemizi ister misin Arya?

-Aaa hayır kızlar siz gidin. Açıklamamı yapar yapmaz yanınızdayım


Sanki bir problem yokmuş gibi rahat konuşmaya özen gösterdim. Rahat mıyım? Asla! Hatta şuan panikten heyecandan, korkudan düşüp bayılabilirim. Handan hanıma ne diyecektim. Dün rüyamda Doruk'u öldürüyorlardı. Çok korkmuştum. Uykuda tutmayınca bahçeye çıktım. Sonra kamelyada oturan arka dörtlüyü gördüm. Ne konuşuyorlar diye merak edip yanlarına gidecekken ayağım taşa takıldı ve olan oldu... Ben yine düşüncelerimle savaşırken kızlar yanımdan uzaklaşıp gidiyorlardı.


Bir süre arkalarından baktıktan sonra başa gelen çekilir hesabı tekrar yürümeye başladım. Odaya girdiğimizde sevgili müdiremiz başını kaldırıp bakma tenezzülünde bulundu.


-Açıklamanızı dinliyorum.


Al işte ben arka dörtlüye arka dörtlü bana bakıyor. Lütfen ilk siz konuşun. Lütfen, lütfen, lütfen... Ben şimdi panikten konuşamazdım ki... Arka dörtlü hala bana bakarken içimden lanetler okudum. Hadi ama neden bir kez şans bana gülmez ki? Kendini rezil etmeye hazır ol diyen iç sesime de lanetler okudum. Hadi Arya! Sen yaparsın kızım. Sen güçlüsün. Sen neler neler atlattın. Ufak bir açıklamamı yapamayacaksın. Sahi ben neler neler atlattım? Bir şeyler anlattım da benim mi haberim yok? Tanrım!... Ne saçmalıyorsun Arya! Kendine gel! Müdiremiz artık sıkılmış olacak ki derin bir nefes alarak konuşmaya başladı.


-Bütün gün sizi bekleyemem. Bana artık açıklamanızı yapın!

- Dün gece uyku tutmadı ve bende bahçede hava almak istedim. Bahçede son bir tur atıp odama çıkacağım sırada ayağım taşa takıldı ve yere düştüm. Refleks olarak ağzımdan çıkan çığlıktan dolayı arkadaşlarım merak etmiş ve benim iyi olup olmadığımı soruyorlardı. Bu sırada güvenlikçimiz Erol Bey geldi ve durumu ona açıklamamızı istedi. Ona bir açıklama yapmamız gerektiğini bilmiyordum. Yurt ile ilgili bir sorun olduğunda konuşmamız gereken yani açıklama yapmamız gereken kişinin siz olduğunu sanıyordum. Görüyorum ki çok yanılmışım. Erol Bey sizin görevinizi üstlenmiş bile Handan Hanım.


İşte bu! Bravo Arya! Bir dakika bile durmadan ve hiç takılmadan konuştun. Bakışlarımı hafifçe arka dörtlüye çevirdiğimde Doruk ile göz göze geldim. Lanet olsun gülümsüyordu. Ben onun gülümsemesine takılı kalırken müdiremiz tüm ortamı sesiyle bozmuştu. Tüm grup ciddileşti birden. Doruk'unda o saatlerce izleyebileceğim gülümsemesi yok oldu.


-Açıklaman için teşekkür ederim Arya... Erol Bey'e açıklama zorunluluğunuz tabiki de yok. Bu konuyu onunla konuşacağım. Şimdi sizi dinliyorum beyler...

-Uyku tutmadığı için bahçede biraz oturmaya karar verdik. Arya'nın çığlığı üzerine iyi mi diye bakmaya gittik. Sonrası Arya'nın anlattığı gibi...

-Emin misin Demir? Bana başka sebepler varmış gibi geldi.

-Sizi inandırmak zorunda değilim. Açıklama istediniz bende açıklama yapıyorum. Ha bu arada Erol Bey konusunda Arya'ya katılıyorum. Bence de bir an önce bu konuyla ilgilenmelisiniz. Karşımızda bir an yurt müdürümüz varmış gibi hissettik. Ve son olarak içiniz rahat etsin diye diyorum. Bizi diğerleri ile karıştırmayın. Yalan söyleyecek kadar itibarımızı zedeleyebileceğimizi düşünmeyin. Sözlerime inanmıyorsanız kamera kayıtlarını izleyin. Her şeyin açıkça ortada olduğunu umuyorum.

-Ne yapıp yapmayacağımı senden iyi biliyorum Demir.

-O zaman sorun yok Handan Hanım. Açıklama yapmamızı istediniz yaptık. Burada durmamıza daha fazla gerek yok. İyi günler!

Handan Hanım'ın ağzını bile açmasına izin vermeden dördü birden odadan çıktı. Handan Hanım'ın sinirlendiğini çatık kaşlarından anlamamak mümkün bile değildi.

-Bende çıkabilir miyim?

-1 dakika canım daha konuşmamız bitmedi, sana sormak istediğim bir şey var.

Hadi ama neden bende onları takip etmedim ki. Şimdi ne konuşacaktım ben bu kadınla?




ARKA DÖRTLÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin