Bölüm 33: Son Yudum

56 40 0
                                    

Keyifli okumalar ( ˘⌣˘)ノ

30.09.2314

Dikkat: İntihar ve Kendine Zarar Verme Unsurları İçeren Bölüm

Arden, korku ve şok içinde, ağırlaşan adımlarıyla merdiven basamaklarına bastı. Sessizce ve nefesini tutarak karnında bir hançerle yatan Harold'ın yanına vardı. Harold, hareket etmeden sadece yerde yatıyordu.

Harold'ın yüzü hâlâ huzursuzdu, gözleri kapalıydı ve yara almıştı. Hançerin neden olduğu kan lekeleri giysisini kaplamıştı. Arden, dostunun yanına çöktü ve onun yaşamasını umarak ellerini sıkıca tuttu. Ancak görünüşe göre Harold, ağır yaralıydı ve hareket etmiyordu. Bu üzücü manzara karşısında Arden, dostunun hayatını kurtaramamanın acısıyla doluydu.

Arden yavaşça yanına çömelerek boynuna dokundu ve titreyen elleriyle nabzını hissetti. Nabzının dokunuşlarını hissetmesiyle hızla Harold'ı sarstı. ''Harold, gözlerini aç. Lütfen!'' diye yalvararak ona seslendi.

Harold, zoraki bir şekilde gözlerini araladı. Gözleri donuk ve hala acı içindeydi. Bir an için çevresine bakındı, gözlerindeki kararsızlık ve korku okunuyordu. Arden'in yalvarışlarına yanıt verdi ama birçok zorlukla dolu olduğu belli olan zorlu bir nefes alışıyla geldi. İkinci bir şansa sahip olmanın farkındaydı ama bu zorlu mücadelede hayatta kalmak için daha fazla çaba sarf etmesi gerekecekti.

Hafifçe bir gülümsemeyle, Harold, ''Geldin.'' dedi, mırıldanarak. Arden, sevdiği dostunun bu nazik sözlerine gülümseyerek yanıt verdi.

Ardından gözlerini kapatarak, Harold'ı gölgelerle sardı. Gölge gücüyle, dostunun vücudunu hafifçe yerden kaldırdı ve onu yavaşça boş bir odaya doğru taşımaya başladı. Harold'ın bedeni havada süzülüyordu, gölgelerin zarif dokunuşlarıyla taşınırken. Arden, bu hassas anı yaşarken, dostunun hayatta olmasının verdiği sevinçle doluydu ve onu güvende bir yere taşımak için elinden gelenin en iyisini yapıyordu.

Arden, Harold'ın elini tutarak, telaşlı bir ses tonuyla, "Seni iyileştireceğim. Az daha dayan," dedi. Dostunun yaşadığı acıyı hafifletmek için elinden geleni yapmaya kararlıydı.

Hızlıca kilidi kırarak içeriye girdi ve aynı yavaşlıkla Harold'ı yere bıraktı. Yanına çömelerek hançeri inceledi. Hançer, kanla kaplıydı ve yaralanmanın ciddiyetini yansıtıyordu. Harold'ın öksürmesiyle, Arden hızla yanındaki taşıdığı suyu aldı ve birazını Harold'ın ağzına döktü. Su, dostunun boğazını ıslattı, ona nefes almayı biraz daha kolaylaştırdı. Arden, onu iyileştirmek için elinden gelenin en iyisini yapmaya kararlıydı çünkü dostunu kaybetmek istemiyordu.

Harold, zoraki bir ses tonuyla, "Arden," dedi ancak Arden onu durdurdu, "Lütfen konuşma, sana yardım bulacağım," dedi. Arden, dostunun durumunu iyileştirmeye odaklanmıştı ve hızlıca ayağa kalkarak dışarıya doğru koşmaya başladı.

Ancak Arden'in pelerininden çeken Harold, onu durdurdu. Güçlü bir çekişle, pelerininden tuttu ve Arden'in hızını kesmek için elinden geleni yaptı. Harold, dostunun acelesinin ne kadar acil olduğunu anlamış olmalıydı ancak kendisi de söyleyecekleri vardı. Arden ve Harold arasındaki bu kritik an, dostluğun ve dayanışmanın gücünü yansıtıyordu.

Arden, hızla arkasını dönerek Harold'a baktı. Harold biraz öksürdü ve boğazını temizledi. Ardından fısıltılı bir ses tonuyla, "Bu kaleye ilk geldiğin günü hatırlıyorum," dedi. Bir süre durakladı, gözleri geçmişe dalmış gibi görünüyordu.

Bu an, dostların zorlu anlarında birbirlerine destek olduğu ve geçmiş anıları paylaştığı bir an gibiydi. Harold'ın sözleri, kalede yaşanan olayları düşünmelerine neden olmuş olmalıydı. Arden, Harold'ın hatırladığı anıları ve duyguları paylaşma isteğine saygı duyuyor, dostunu bu zor anlarda yanında hissettirmeye çalışıyordu.

Gölge ve TaçWhere stories live. Discover now