Bölüm 5: Davetsiz Misafir

234 153 0
                                    

Keyifli okumalar (ღ˘⌣˘ღ)

24.07.2307

Gözlerini açtığında, odanın içi karanlıktı ve hafif bir eterik ışıkla aydınlanıyordu. Odanın kokusu, bilinmeyen bir dönemden esintiler taşıyordu; belki de uzak bir gezegenden gelmiş gibi hissettiriyordu. Yatağında otururken, dün yaşadıkları zihninde yeniden canlanıyordu; yeni bulduğu aile, alışık olmadığı bir hissiyatla kalbinde bir tebessüm oluşturuyordu.

Eğitim aldığı yerde kazandığı bilgi ve yetenek, onu çevresindeki insanlardan farklı kılıyordu. Küçük yaşta bir prensin alması gereken eğitimi aşan bilgilerle donanmıştı. Ancak bu bilgelik, onu aynı zamanda bu Dünya'ya da yabancı kılıyordu. Gezegenin gizemleri, henüz çözülmemiş sırlarla doluydu.

Komodinin üstündeki su sürahisi, onun ilk adımlarından biriydi. Elleri titremeden dikkatlice bardağı doldurdu ve sessizce içti. Odada yalnız olmadığı gerçeği, onu dikkatli olmaya itiyordu. Yatağın kenarına doğru eğilirken, yorganı hafifçe itti ve kendini doğrulttu. O an, odanın sessizliği etrafında dolaşan gizemli bir huzur yaratıyordu.

Bir an soluklandı ve ardından ayaklarını yatağın kenarından sarkıttı. Elleri, terliklerini aramaya başladı. Bulamayınca, hafif bir hayal kırıklığıyla aşağıya baktı. Ancak aniden, terliklerin yerini belirledi ve kendisini onların üzerine doğru itti. Her adımında, yeni başlangıçların heyecanıyla dolu bir geleceğe adım atıyordu.

Ayağa kalktığında, odadaki sessizlik Harold'ın huzurlu uyku halinden emindi. Paravanı yavaşça açtı, hafif bir hava esintisi eşliğinde oda aydınlandı. Kısa bir süre boyunca, dostunun sakin nefes alış-verişini izledi ve ardından paravanı tekrar kapattı. Arden, odasındaki atmosferi inceleyerek etrafına göz gezdirdi. Saatin daha dört olmadığını görmesi, biraz şaşırtıcıydı.

Bir kitap masada duruyordu. Arden'ın dikkati, bu odada daha önce hiç görmediği bir nesneye çekildi. Kitabın kırmızı dikenlerle kaplı kapağı, ona garip bir çekicilik kazandırıyordu. Kitabın ortasında ise siyah bir damga yer alıyordu ama Arden daha yakından incelediğinde, bu "damganın" aslında bir taş olduğunu fark etti.

Taş, göz şeklindeydi ve kırmızı detaylarla süslenmişti. Arden, elini taşın üzerine koyduğunda, kitap ansızın yeşil bir ışıkla parlamaya başladı. Bu olay karşısında büyülenmişti. Kitabın içinde bulunan taş, odağı oluşturarak ışıldıyordu. Arden, bu kadar parlak bir taşı daha önce hiç görmemişti.

Kitabı alıp hızla yatağına oturduğunda, titreyen elleriyle kapakları araladı. İlk sayfaya baktığında, yazılanları anlamak mümkün değildi. Ancak etrafta, fısıltılar duymaya başladı. Sanki oda, eski zamanlardan gelen gizemli bir sesin içine gömülmüştü. Bu fısıltılar, gizemli taşın ve kitabın içindeki sır perdesini aralamak için ona rehberlik ediyormuş gibi hissettiriyordu. Arden, bu anı, kendini bilinmeyenin derinliklerine çekilmiş gibi hissettiği bir andan daha heyecan verici bulamazdı.

Arden, kitabın içine daldıkça, gerçeklik duygusu giderek kayboluyordu. ''Yükselenler Kitabı'' adındaki bu eser, onun hakkında mıydı? Bu düşünce, zihninde birçok soruyu beraberinde getiriyordu. Titreyen elleriyle kitabı tekrar açtı ve gözleri sayfalardaki görsellere ve yazılara kaydı.

Her sayfa, bir zamanlar yaşanmış gibi hissettirdi. El yazısıyla dolu sayfalar arasında, bir tür günlük gibi duran metinler ve çizimler yer alıyordu. Arden, bu sayfaları incelerken, bazı yerlerde kesilip yapıştırılmış metinler ve resimler gördü. Fotoğraflar ise, yabancı insanların yüzlerini ve yaşamlarını anlatıyordu.

Bir sayfada durdu ve içeriği incelemeye başladı. Fotoğrafların arasında dolaşırken, tekrar kulağına doğru gelen fısıltıları duymaya başladı. Ancak bu sefer, fısıltılar daha yoğun ve netti. Sanki o kitap, bir tür iletişim aracıydı ve içinde saklı olan bilgiler, ona özel bir şekilde aktarılmaya çalışılıyordu.

Gölge ve TaçWhere stories live. Discover now