Bölüm 6: Sonsuzluk Aynası

221 154 0
                                    

Keyifli okumalar (^^)ノ

24.07.2307

Arden uyandığında, odasının sakin atmosferi, ona her şeyin rüya gibi görünmesine neden olmuştu. Ancak bu geçici yanılgı, gözleri masasının üstündeki kitabı fark ettiğinde son buldu. O, hayal gücünün ürünü olamayacak kadar gerçekçi bir nesne gibi duruyordu. Kalkıp kitabı sessizce alarak, dolabının derinliklerine gömerek odasını daha az şüpheli hale getirdi.

Yatağını toplarken midesinin guruldaması, acıktığını hatırlattı. Eski evinde, ailenin bir araya gelip yemek yediği sıcak anılar, buradaki yalnızlıkla birleştiğinde içini burkan bir hüzün hissiyle dolmuştu. Arden, paravanı açarak Harold'a doğru döndü. Harold, anında tepki verip kalkmıştı; ancak masanın üzerindeki kağıtlar bir çırpıda uçuşarak yere düştü.

Kağıtların yere serilmesi, odanın sessizliğini bozan tek ses olmuştu. Harold, çabucak eğilip kağıtları toplamaya başladı. Arden, ona yardım etmek için yaklaştı.

Gözlerini yere dikmiş, hızla kağıtları toplayan Harold'ın çabası, onun ne kadar özenli ve işine sadık biri olduğunu gösteriyordu. Arden, derin bir nefes aldı ve kendi varlığının bile onu rahatlatamadığını fark etti. Harold, kafasını kaldırarak Arden'e baktı. Onun bakışları, derin sevgi ve takdir doluydu.

Harold, onu rahatlatmak için bir şeyler söylemek istedi. "Ben toplarım prensim. Siz kendinizi yormayın," dedi ve kağıtları hızlıca topladı, birbirlerine düzgünce hizalamak için çaba gösterdi. Arden'in derin bir nefes alması, Harold'ın yüzünü kaldırmasına neden oldu. Arden'in bakışları, ona olan sevgisini açıkça gösteriyordu. Harold, bir tebessümle, "Kusura bakma. Ben sadece her şeyi derhal halledebileceğimi kanıtlamaya çalışıyorum," dedi ve odanın atmosferini bir nebze olsun yumuşattı.

Arden, Harold'ın koluna girerek onunla birlikte hareket etti. "Biliyorum, ama her zaman olduğu gibi bu işleri birlikte yapacağız. Ayrıca nefret ediyorum bu konuşma tarzından. Özel gücüm neyse ilk senin üstünde deneyeceğim," dedi Arden. Harold, bu samimi yaklaşım karşısında hafifçe gülümsedi. Kağıtları masaya bırakarak Arden'e döndü.

"En azından gülümsüyorsun o da bir gelişme," dedi ve gözlerini devirdi. Harold, masaya koyduğu kağıtları alıp tek tek yazdıklarına bakmaya başladı. İstediğini bulunca diğerlerini tekrar masaya koydu. "Bugün yapmamız gerekenleri buraya yazdım. Çok fazla işimiz var aslında o yüzden vakit kaybetmeden kahvaltıya katılalım. Bugün kahvaltı büyük salonda yapılacak," dedi Harold.

Arden, sessizce "Demek onlar da bizim gibi ailecek kahvaltı ediyormuş," diye fısıldadı. Onun için, kıyafetlerini değiştirmek ve saçını düzeltmek, toplum içinde kusursuz bir görünüm sergilemesi gerekiyordu. Bu, sürekli kendine hatırlattığı bir düşünceydi. Zamanla, bu davranış onu yorup tüketebilirdi ama elinden bir şey gelmiyordu. Kafasında sürekli olarak bu ses dolaşıyordu. Ayrıca, kardeşlerini de görmüştü ve hepsi bakımlı ve düzenli duruyorlardı. Bu durum, onu daha fazla baskı altına alıyordu.

Arden için, Albert her zaman bir ilham kaynağı olmuştu. Onun güçlü ve kararlı duruşu, ona her zaman örnek olmuştu. Ancak Albert'in yaşını tam olarak bilmiyordu çünkü kendi yaşını bile tam olarak hatırlamıyordu. On bir yaşında olduğunu biliyordu ancak Albert'in yaşını öğrenmek için hiç cesaret edememişti.

"Prensim, hazırlanın isterseniz," dedi Harold, onu gerçek dünyaya geri getiren sesiyle.

"Benim bir adım var. Arden. Bir daha prensim de bakayım sana ne yapacağım," diye yanıtladı Arden, ardından paravanın öbür tarafına geçti. Harold, özür dilerim diye mırıldanırken, Arden hızla duşa koşmuştu. Suların sesi, onun zihnindeki karmaşayı bir nebze olsun yatıştırdı. Hızlıca yıkanıp saçlarını kuruladı. Odada bir krem buldu ve saçlarını şekillendirmek için onu kullanarak saçlarına biraz şekil verdi.

Gölge ve TaçWhere stories live. Discover now