Bölüm 24: Wathong Kalesi

89 49 0
                                    

Keyifli okumalar (>.<)ノ

20.09.2314

Arden, derin bir nefes alarak odanın zemini üzerine korkuyla uzandı. Son günlerde tekrar kabuslar görmeye başlamıştı ve bu onu rahatsız ediyordu. Gördüğü kabuslar genellikle düşen yıldızlarla ilgiliydi. Bir süredir bu tür kabuslar görmüyordu, en azından güçlerini tekrar kullanabildiğinden beri. Ancak şimdi tekrar başlamışlardı ve Arden, bu gizemli rüyalara dair anlamı çözme isteğiyle doluydu. Gecenin sessizliği içinde, odasının içindeki huzursuzluğunu hissediyordu.

Arden, yavaşça yerden kalktı ve biraz zorlanarak tekrar yatağa uzandı. Kolunda oluşan çizik şeklindeki yaraya dikkatlice dokundu ve hafifçe kanamıştı. Yüzünü buruşturarak yarasını temizledi ve dikkatlice bir bandaj ile kapattı. Gördüğü kabuslar, küçük de olsa kendisini bu şekilde yaralıyordu, ancak bir günü geçmeden yaraları genellikle iyileşiyordu.

Bir bardak su içtikten sonra tekrar yatağa uzandı. Odanın sessizliği, gördüğü rüyaların etkilerini üzerinde bıraktığı huzursuzluğu daha da artırıyordu. Arden, yavaşça gözlerini kapattı ve kabusların neden geri döndüğünü ve onlardaki gizemi çözmenin yolunu düşünmeye başladı.

Pencerenin içinden süzülen soğuk hava, Arden'in yüzüne serinlik taşıyordu. Arden, soğuk havanın ferahlığını her zaman sevdiği için penceresini genellikle açık tutardı. Dışarıda, hafif bir kar yağışı etrafa beyaz taneler seriyordu, sessizce yere düşüyor ve dünyayı bir beyaz örtüyle örtüyordu.

Arden, gözlerini yumarak derin bir nefes aldı ve soğuk havanın temizliğini içine çekti. Ellerini yorganın sıcaklığından çıkardı ve hayal dünyasına daldı. Beyaz karın üzerine uzanmış gibi hayal etti kendini, tıpkı yatakta sırt üstü uzanmış gibi. Elleriyle karı hissetmeye çalışarak bu pozisyonda bir süreliğine hareketsiz kaldı.

Avcuna düşen bir kar tanesiyle irkildi, bu anın aniden kendisini yakalamış gibi geldi. Yüzünde hafif bir gülümseme belirdi, içindeki huzur ve mutluluk hissiyle doluydu. Ardından ikinci bir kar tanesi daha gözlerinin önünden geçti ve onu büyüledi. Gözleri büyüdü.

Arden, şu an elindeki kar tanesini izlerken geçmişteki anılara daldı. Bir zamanlar gölgeleri kullanarak Visterya'yı izlemişti ve bu izleme sırasında yaralanmıştı, aynı şekilde şu anki yarası da eline düşen kar tanesinin bulunduğu noktadan kaynaklanmıştı. O dönemde birkaç gün boyunca iyileşmek zorunda kalmıştı ve sonunda yarası kapanmıştı.

Arden, bu anıları hatırlayarak düşündü. Acaba geceleri bilinçsizce birisini mi izliyordu? Ancak bu kabuslar, Visterya'daki gibi kendisini dışarıdan bir göz olarak değil, doğrudan olayların içinde bir katılımcı olarak gösteriyordu. Her iki durum arasındaki farkı düşündü. Belki de bu kabuslar, geçmişteki deneyimin bir sonucuydu ve hala üzerinde etkileri vardı. Arden, bu karmaşık düşüncelerin içinde kaybolmuş gibi hissetti.

Arden, gölgeler üzerinden insanları izlemek konusunda hiç deneyim sahibi olmadığını fark etti. Ancak son zamanlarda gelişen yetenekleri sayesinde büyük gölgeleri yönetme konusunda oldukça iyiydi. Belki de bu yeteneği Ajan Yedi üzerinde kullanabilirdi, çünkü birkaç gündür ondan haber alamıyordu. Bilekliği aracılığıyla sinyal göndermeye çalışsa da sonuç değişmiyordu.

Arden, bu yeni yeteneğini test etmek için önce tek başına denemek istedi. Odasının içinde sessizce gölgeleri toplamaya başladı. Ellerini hareket ettirerek gölgeleri büyüttü ve şekillendirdi. Gölgelerin istediği yönde hareket etmesini sağladı. Yavaşça, odanın bir köşesindeki masanın üzerine büyük bir gölge oluşturdu. Bu deneme süreci onun için oldukça heyecan vericiydi.

Gölge ve TaçWhere stories live. Discover now