Steve Rogers

548 31 23
                                    

Sen ve ekibinin geri kalanı quinjetteydiniz, görev alanına gidene kadar teçhizatlarınızı düzenleyip savaşa hazır bir motivasyon elde etmeye çalışıyordunuz. Bu senin için önemliydi, ekibinin iyi bir ruh halinde olmasına önem veriyordun. Bu senin ilk büyük görevindi ve sen bu motivasyonu henüz kendinde yakalayamamıştın.

Elindeki silahın çekim şarjörünü yerine takarken dirseğinden bir el tuttu ve seni ona dönmeye zorladı. Başını hafifçe yana çevirdiğinde Steve'i gördün ve yüzündeki donuk ifadeyi kendini zorlayarak bir gülümsemeye çevirdin.

"İyi misin?" dedi Steve sert bir bakışla. Kaşlarını kaldırdın ve ona neden sorduğunu sordun. "Kaşlarını çattığını gördüm."

"Ah, planı tekrar gözden geçiriyordum." dedin yalanını ustaca gizlediğini umarak. Oldukça kayıtsız ve sakin görünmeye çalıştın.

Olmamıştı, seni senden daha iyi tanıyan birine yalan söylemek zordu.

"Y/N."

İçini çekerek başını öne eğdin. "Biraz gerginim." diye itiraf ettin, daha fazla gizlersen onu da endişelendireceğini biliyordun.

Steve kolunu beline sarıp seni kendine yaklaştırdı, başının üzerine bir öpücük kondurdu. "Merak etme, seni korumak için orada olacağım."

"Ben de bundan korkuyorum." dedin ve Steve senden yavaşca uzaklaştı.

"Bu ne anlama geliyor?" dedi kaşlarını çatarak.

"Benim yüzümden başının derde girmesini istemiyorum." dedin çabucak ve ekibinizden Alex inmeniz gerektiğini bildirdi.

"Lütfen dene, halledemeyeceğim bir şey değil." diye ekledin ayağa kalkarken.

"Umarım." dedi Steve düz bir sesle, ona iç çekip uçaktan ekibinle beraber atladın.

Sorunsuz bir şekilde iniş yaptınız ve üsse daldınız. Önünüze çıkan ilk adamın size doğrulttuğu silahı bir tekmeyle yere savurup elinizdeki silahın dipçiğini adamın suratına geçirdiniz. Arkanızdan gelenlere görünmeden yukarıdaki havalandırmaya yanınızdaki kutudan destek alarak sıçradınız. Sırtınızı tavana destekleyip sessizce bulunduğunuz bölgeye gelmelerini beklediniz. İlk adam geldiği an üzerine atlayıp bacaklarınızla boynunu kırdınız ve diğerlerine birkaç el ateş ettiniz.

"A bloğu temiz." dedin telsize, koridorun sonundaki demir işlemeli  kapının kilidini açmak için casus cihazı kapıyı taktın.

"C bloğu da temiz." dedi Hannah, ardından Steve B bloğu hakkında bilgi verdi.

"D bloğunun güney kısmına destek lazım." dedin kapı açılınca. Kontrol odasındaki kameradan John ve Emma'yı tek görünce. Onlara yaklaşan çok kişi vardı. "Emma ve John dikkatli olun." diye ekledin ve sisteme giriş yapmak için bilgisayarın başına geçtin.

"Ben ve Olivia boştayız." dedi Hannah. "Oraya gidiyoruz."

"Tamam." dedin telsize, şifreler seni biraz uğraştıracak gibiydi. Elinden geldiğince hızlı sisteme girmeye çalışıyordun, işine çok odaklanmıştın ki bir anda patlayan silah sıçramanı sağlamıştı.

"Y/N!" diye bir bağırma duydun telsizden.

Başının yanından geçip ekranlardan birine saplanan kurşunu görünce arkana hızlı bir bakış atıp kendini yere attın. Kimse yoktu, ikinci bir kurşun az önce durduğun yere saplanındı. Odanın dışında bir sniper vardı ve röntgen işini oldukça iyi yapıyordu.

"Bir sniper var," dedin telsize. "Sisteme girme işi uzayacak." dedin kendini sağa doğru yuvarlayarak. Seni duvarların arasında kullandığı cihaz yüzünden geç görüyordu ve bu sana zaman kazandırıyordu. Yanında getirdiğin tableti çıkarıp odadaki bilgisayara taktığın USB'yi alıp ona bağladın ve yüklemeyi başlattın.

"Y/N!" diye bir ses duydun tekrar, gelen sıradaki kurşundan kaçarken.

"Steve?" dedin kapının önünde düşen bedeni görünce. "Lanet olsun!" dedin, Steve'un düşen bedeni ardından inen namluyu görünce.

Hemen Steve'in düşen bedeninin yanına gittin. "Steve!" dedin göz yaşlarıyla bedenindeki yara izini bulmaya çalışırken. "B-ben çok üzgü-" Bir anda duraksadın yara izi yoktu ve Steve hafif bir hırıltıyla gülüyordu, gelmesini bastırmaya çalışıyordu.

"Pislik." dedin kalkarken.

"Bir sniperin kurşununu fark edemeyecek kadar kötü değilim." dedi  Steve kalkarken. "Benim için endişelendin." diye devam etti. "Beni seviyorsun."

"Şu an seni elektrikli testereyle doğramak istiyorum." dedin arkandan gelen kurşunla vurulmadan önce. Omzuna saplanan kurşunla öne doğru savruldun.

Steve seni düşmeden önce tuttu. Vurulduğun yerden kan yerine akan mavi sıvıyı görünce sesler boğuklaşmış ve gözünün önü kararmıştı. Steve destek çağırırken bilincini çoktan kaybetmiştin.

 Steve destek çağırırken bilincini çoktan kaybetmiştin

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Devam edecek, yani umarım.

Bu bölüm Tony bölümünden önce olacaktı ama neyse djsjsj.

Herkese mutlu günler!

(:

Multifandom Hayal EtWhere stories live. Discover now