Pietro ile aşırdığınız atıştırmalıklar ve koca bir kutu peçeteyle Titanik izliyordunuz. Piet çok duygusaldı ve bu bazen seni sinirlendiriyordu. Senin gibi sert olmasını istiyordun ama bunun gerçekleşemeyeceği biliyordun çünkü o fazla pamuk kalpliydi.
"Y/N, Jake ve Rose ne kadar yakışıyorlar baksana! Aman Tanrım! Gördüğüm en tatlı çift!"
"Normal bir çift işte."
Pietro çok abartıyordu. Daha filmin başıydı ve o kendini kaptırmıştı bile. Sense sadece atıştırmalıklarla ilgileniyordun. Ama cidden Jake ve Rose çok tatlı bir çifti. Onları saatlerce izleyebilirdin ama hayır sen çok ciddi biriydin, olmazdı.
Filmin sonlarına doğru Bucky kafasında buzla kuleye giriş yapmış ve sizin film izlediğinizi görüp yanına oturmuştu. Ama siz bunu farketmediniz çünkü Pietro yerde ağlayarak ve senariste söverek dondurma yiyor, sen ise buz dağını görmeyen görevliye kızıyor ve hıçkırarak ağlıyordun. Favori çiftiniz ölecekti, gemi batıyordu. Jake ve Rose'un Y/N adında 9 çocukları olamayacağını anlamıştın. Bu çok acıydı. Ve o sahne gerçekleşti Jake, Rose'u kurtardı ve Jack öldü. Hüngür hüngür ağlıyordun. Yanında Piet sandığın Bucky'e sıkıca sarılıp ağlamana devam ettin. Seni izlerken transa geçmiş Bucky bu duruma çok şaşırmıştı ama belli etmedi. Sakinleştiğin ve Pietro'nun da hıçkırıklarının dindiği zaman kafanı kaldırıp can dostuna baktın ama onun yerine kendinden geçmiş sırıtarak boşluğa bakan Bucky'i görünce çığlık attın ve yerdeki Pietro'nun üstüne düştün. Bu sevimsiz bir sürprizdi.
"Manyak sapık! Piet'in evini nereden biliyorsun sen? Nasıl girdin?"
"Burası ku-"
"Bir de cevap veriyor! Pietro 911'i ara çabuk!"
"Y/N, o yenilmez hani sana anlattığım metal kafa."
"Her neyse beni Tony'ciğimin bana özel hazırlattığı odama götür Pietro. Sapıkla aynı ortamda kalmak istemiyorum."
Pietro ayağa kalktı ve onun koluna girip saçını savurup odana gittin. Şu metal kafa canını fazlasıyla sıkıyordu. Senin gibi ciddi, sert ve mükemmel birine böyle yaklaşması hiç hoş değildi. *Bucky'i kınıyoruz.* Düşüncelerinle uyuya kaldın derin, sessiz ve huzurlu bir uykuydu. Ta ki o sesi duyan kadar. Kulede bir fil beslediklerini bilmiyordun. Wanda'nın pembiş pijamalarıyla yan odanın kapısını yumruklamaya başladın. Senin uykunu bölen hadsiz fil ile göreceğin bir hesabın vardı. Yaklaşık 3,5-4 dakika sonra horlama kesildi. Kapıyı metal kafa açınca daha da sinirlenmiştin.
"Merhaba canım, bir sorun mu var? Odalarımızın yan yana olması çok güzel değil mi?"
Bucky'nin suratına yumruğu geçirdin. Ve gece üçten sabah sekize kadar süren laf dalaşına başladınız. Kuledekiler sizin atışmanızı izliyor ve çeşitli iddialara giriyordu. Clint ve Nat sizin çok uyumlu olduğunuzu ve sonunda sevgili olacağınızı söylerken Tony ve Bruce senin sonunda Bucky'i öldüreceğini söylüyordu. Kule halkı çeşitli fikirler öne sürüyor ve karşıt fikirlerle kavga ediyordu. Gitgide bahisler arttı ve herkes birbirine girdi. Ta ki bir tuhaflık hissedene kadar -pardon duyana kadar- Bucky ve sen yerde birbirinize sarılarak uyuyakalmıştınız.
Ehem ehem saat 23:23 ve bölüm pek iyi değil benim gibi. Neyse umarım bana çok sövmezsiniz.
Soru cevap falan yapalım mı? Sormak istediğiniz soru olursa sorun. Ben de size sorarım. Böyle bölüm yazarım. Amma da uzattım he, neyse hepinize birer Klaus diliyorum.
(:
