Şişede kalanları da dikip boş şişeyi fırlattın. Bulutların üstünde bir tura çıkmak için ayaklandın. Sarhoş olmak güzel bir şeydi en azından bugün. Yalpalayarak, yüksek bir sesle yanındaki yürüyen pizza ile konuşarak mutfağa gittin canın ananas istiyordu.
"Biliyor musun bay pizza ben artık pamuk şeker diyarına yaptırdığım ön kaydımın kabul edilmesini istiyorum ama lanet unicornlar benimle oyun oynuyor. Bakın benimle hala alay ediyorlar."
Dolaptan ananası alıp yemeye başladın.
"Belki de powerpuff girls olmalıydım. Bubbles ile yavru kedilerle oynardım."
Derin bir iç çekerek sandalyelerde birine oturdun.
"Lolipop diyarı bana göre değil! Bunu kaç kere diyeceğim bay pizza?"
Bay pizza sana lolipop diyarının daha uygun olduğunu ısrarla söylemesine artık dayanamamıştın ve şimdi o bu ani tepkime kırılmıştı.
"Oh, çok özür dilerim bay pizza. Lütfen beni affedin yoksa yaramaz bir çocuk olup asla Castiel'i göremem."
Hüngür hüngür ağlamaya başladın. Seslerine Five ve Allison mutfağa gelmişlerdi.
"Y/N sen iyi misin?"
"Yanlış olan şey ne?"
"B-bay pizza beni affetmiyor çünkü onu kırdım. Asla Cas'i göremeyeceğim. Gabby ile şeker yiyemeyeceğim."
Tekrar ağlamaya başladın. Five öfkeyle konuşarak yanından ayrıldı.
"Bir daha bu evde kimseyle konuşmayacağım. En aklı başında olduğunu düşündüğüm kişi bile tozutmuş!"
Allison da söylenerek seni yalnız bıraktı. Sende hüzünle ananas yerken yerinde zıpladın çünkü arkadan kahkaha sesleri geliyordu.
"Yine o pembe aptal unicornlarsanız o pamuk şeker diyarına gireceğim ve her gün sizin kıçınıza tekmeyi basacağım."
"Seni hiç sarhoş görmemiştim."
"Sarhoş mu beh. Ben hiç içmem, yani az içerim, belki orta. Her neyse hem hep sen mi sarhoş olacaksın?"
"Hayır, bu sadece eğlenceli."
"Hah yani eğlenceli *hıçkırık* mi? Suratına kremalı kek fırlatınca da mı eğlenceli olacak?"
O cevap vermeden konuşman bitince ağlamaya tekrar başladın.
"Ama hiçbir şeyin önemi yok Castiel'i göremedikçe. Trençkotlu meleğim, üzgünüm."
"Castiel gerçek değil, o bir televizyon programı."
"Ne? Gerçek değil mi? Kıskanıyorsun onu! O tatlış masum gözlümü kıskanıyorsun."
"Onu mu kıskanacağım? Trençkotlu bir bunak o!"
"Ona bunak diyemezsin Klaus Hargreeves! Senden daha yakışıklı ve ponçik olduduğu için minnoşuma böyle davranamazsın! Hem abilerinden birini bana ayarlayacak kendisini ayarlandıktan sonra."
"O adamlardan ne buluyorsun anlamıyorum!"
"Oh tatlış kanatlı uçan perilerim onlar. Şeker Gabby, Ateşli Luci, Garip Gadreel, Masum Jack ve Yakışıklı Cassie. Ah..."
Masadaki ellerine çeneni koyup tavanı seyrederek iç çektin. Klaus ise daha çok öfkelenmişti.
"Lucifer kötü adam, Gabriel'i hiç sevmem, Jack masum değil şeytanın oğlu, Gadreel ihtiyar bir bunak ve Castiel'dan nefret ediyorum."
"Ah kıskanç ayıcık seni, bup."
Klaus'un burnuna dokunup bup dedikten sonra başın yavaş yavaş masaya düşmeye başladı ve masaya ulaşınca anında sızdın. Huzurla pamuk şeker diyarında unicorn çetesine haddini bildirirken Klaus, hala sana onlardan daha çekici olduğunu anlatmaya çalışıyordu.
Bonus (Alıştım bonuslara):
- Yaklaşık yarım saat sonra -
"Hadi ama ben çok havalıyım. Onlar hiç havalı değil ve daha yakışıklıyım. Hey Y/N! Çabuk uyan ve benim daha iyi olduğumu söyle!"
Klaus sızmış seni sarsmaya başladı. Sende mutlu bir mırıltıyla cevap verdin.
"Mmmh seni seviyorum..."
"Biliyordum!"
"Castiel."
The Umbrella Academy'i izlemedim. Araştırdığım kadarıyla bir şey yapmaya çalıştım umarım bölümü sevmişsinizdir.
Yine Cas aşkım kabardı. Oy benim maviş gözlü meleğim minnoşum benim. Ben çeni yerim.
(:
