(15) Mahşerin Resmi.

Start from the beginning
                                    

Lakin amcası silah zoruyla tehdit ederek evlendiği o kızdan hâlâ boşanmamıştı. Piç kurusu büyük yemin etmişti. "Oraya gelip ya babasının canını ya da kızını alacağım!" derken şaka yapmıyordu. Tekrar ortalığı birbirine karıştırmasın diye Gurur'u yurtdışında tutmaya çalışıyordu. Gurur Kalender asla Türkiye'ye gelmemeliydi.

Bir gün tekrar karşısına çıkacak diye kızın ödü kopuyordu. Duyduğuna göre kız korkudan odasından hiç çıkmıyordu. Gurur'un yanında kaldığı o bir haftada ne yaşadıysa hâlâ atlatabilmiş değildi.

"Amcam bir hata yaptı ve cezasını çekiyor," dedi Karun. "Bana gelirsek-" diyerek masadakilere sırasıyla baktı. "Carlos'u bulup ecdadını sikeceğim!" diyerek ayağa kalktı. "Güven veya bir başkasının eli de karıma uzanırsa," dedikten sonra ellerini masaya bastırıp öne doğru eğildi. "Önce hadım eder, sonra dansöz yapıp masamda oynatırım. En sonunda ise tüm adamlarımın altına atarım! Herkes haddini bildiği sürece bende bilirim!" dedikten sonra buradaki işi bittiği için kapıya doğru yürüdü. Söylemesi gereken her şeyi söylemişti, aklı olan onu dinlerdi.

Karun ve Kenan salonu terk edince herkes gerginlik içinde birbirine bakarken Duha, "Acaba dansözlere bir ilgisi olabilir mi?" diyerek güldü. O kadar rahattı ki bir tek elindeki içkisini höpürdeterek içmediği kalmıştı.

Korhan Bey, "Sen bu konuda ne düşünüyorsun?" diyerek Duha'ya baktı. Duha ve Karun'un arasındaki düşmanlığı çok iyi bildiği için Duha'ya oynamaya başlamıştı. "Kontrolden çıkmaya başladığını görüyorsun."

Duha sıkıldığını belli ederek esnedi. "Sorun Karun değil, sorun Güven," dedikten sonra kafasını kaldırıp Korhan'a baktı. "Ruslarla anlaşma yaptığından beri bize ait olan mıntıkalara dadandı. Bana ait bir araziyi bile satın almak istedi. Böyle devam ederse Karun'a gerek kalmadan ben sıkacağım kafasına. Henüz size ait olan şeylere göz koymadığı için onu savunanlar var ama yarın aynı şeyleri sizlere de yapmaya başlayınca ne olacak? Bence düşünmeniz gereken asıl şey tam olarak bu," dedikten sonra ayağa kalkıp o da kapıya doğru yürüdü. Şimdilik onun da buradaki işi bitmişti.

Karun daha yeni yola çıkmıştı ki Kenan'ın telefonu çaldı. Telefonun ekranına bakıp, "Celil arıyor," deyince Karun'un tüm dikkati ona yöneldi. Malikanede ciddi bir şeyler olmadıkça Celil aramazdı. Arama sebebinin Saka olduğuna o kadar emindi ki.

Kenan telefonu açıp birkaç saniye karşı tarafı dinledi. Celil ne söylediyse, "Onca adamı atlatıp kaçmayı nasıl başardı?" diye sorunca Karun'un bedeni gerildi. Bahsettikleri kaçak Bige'ydi, değil mi?

Başına bela almadan duramıyordu!

Kenan, "Hayır, şu an için sadece takipte kalın," dedi. "Bu kadar öfkeliyken kıza yaklaşmasınlar, bir de onları hastaneden toplamak istemiyorum!" dediğinde Karun sinirden güldü. Daha önce onu dövüşürken hiç görmemişti ama karısının tersi fena olabilirdi. Bu kadarını tahmin edebiliyordu.

Kenan telefonu kapatıp Karun'a doğru döndü. "Bige elini kesip kan kaybından öleceğim diye evi birbirine katmış. O kadar iyi rol yapmış ki hatta ağlamış," dediğinde Karun buna hiç şaşırmadı. İstediğinde çok kolay ağlayan biriydi. İşkence etsen bile kolay kolay ağlamayacak bir kadına benziyordu ama olmayacak şeylere gözyaşı dökmeye çekinmiyordu.

"Bizim çocukları onu hastaneye götürmeye ikna etmeyi başarmış," dedi Kenan. "Yolda tuvalet bahanesiyle bir benzincide durup kaçmış. Merak etme fazla uzaklaşmadan bizimkiler onun izini bulmuşlar. Uzaktan onu takip ediyorlar." Duraksayıp Karun'un yüzüne dikkatlice baktı. "Bige kaçar kaçmaz en yakın adliyeye gidip boşanma davasını açmış," dediğinde Karun'un vereceği her tepkiyi görmek ister gibi bakıyordu. Bige'nin yanında çoğu zaman mutlu gibiydi ama Kenan, hislerinin boyutunu kestiremiyordu. Şu anda bile ifadesiz bir şekilde ona bakan adamın ne hissettiğini anlamak çok zordu.

SAKA VE SANRIWhere stories live. Discover now