Özel Bölüm

6.8K 302 15
                                    

500 Bin olmuşuz, çok teşekkürler!

Yazmayı çok istediğim kızların lise anısını büyük bir mutlulukla sizlere sunuyorum.

Beklenmeyen Aşk'a da uğradınız mı bu arada?

İyi Okumalar Dilerim Efenim :)
...

Göksel'in Ağzından

"Ada! Buse nerede?"

"Bağırma bana!"

"Sen de bana bağırıyorsun!"

"Sen bana bağırıyorsun diye bağırıyorum ben bir kere!"

Derin bir nefes verdim. "Tamam, sakin olalım. Buse'yi en son nerede gördün?"

"Gelin odasına gideceğini söylemişti. Ama tahmin et gelin odasında ne eksik?"

"Ne?"

"En iyi mimarlık fakültesinden mezun olan salağa bak hele! Gelin eksik Göksel! Buse eksik Göksel! Buse hiçbir yerde yok Göksel!"

"Bana ne kızıyorsun? Ben mi yok ettim kızı!"

"Göksel susmaya ve Buse'yi aramaya ne dersin? Özgür ve bir saate gelecek davetliler bir şey fark etmeden önce? Hmm?"

Ada'nın bıkkın ses tonunu duyunca omuzlarımı düşürdüm. "Koca İzmir'de Buse'yi mi arayalım?"

"Gidebileceği yerlere göre eleme yapsak?"

"Nereye gidebilir ki-" İkimiz de göz göze geldiğimiz esnada sustuk. Peş peşe odadan çıkarken ikimizin de aklında, eminim ki tek bir yer vardı.

On dakika sonrasında restorasyon nedeniyle bir yıldır kapalı olan eski lisemizin önündeydik. Otuz dakikalık yolu, on dakikada sürmüştü Ada.

Kamu Spotu! Ada'ya uymayın!

"Öldürecektin lan bizi!" diyerek indim araçtan. Yüreğim ağzıma gelmişti.

"Göksel, yürü Göksel. Yürü!" Kelimeleri bastıra bastıra söylemişti. Onu ilk defa bu kadar sinirli görüyorum. Bizim sarı kafanın düğünden kaçması onu fazla sinirlendirmiş gibi duruyor.

'Bu aynı zamanda kardeşinin de düğünü olduğu için senin de sinirli olman gerekmiyor mu? Sanarsın her gün düğünden kaçan gelin görüyor.'

20 yıldan uzun süredir Buse'yi tanıyorum canım, benim bünye alışkın bunlara.

'Ada'nın bünye niye değil?' O sadece Buse'yle değil, aynı zamanda benimle, Özgür'le ve Kıvanç'la da uğraşıyor çünkü. 'Acıdım biraz.'

Zavallı Ada. 'Zavallı Ada.'

Ada için bir saniyelik saygı duruşundan sonra lisenin restorasyona rağmen açık olan kapısından içeriye girdik. İçeride korku filmi havası vardı. Üstümüzdeki giysilere de bakarsak, balo gecesi öldürülen zavallı Madeleine olmaya çok uygunduk şu an.

"Ada?" Fısıldayarak seslendim.

"Hm?"

"Burası çok karanlık."

Durup tuhaf tuhaf bana baktı. "Korkuyorum deme."

"Tamam demeyim." dedim dudak büzerek.

"İki yıl öncesine kadar duygusuzluk zehirlenmesi geçiriyordun sen! Ne korkması?!" Bana ayak uydurarak o da fısıldıyordu. Neden fısıldadığımızı ikimiz de bilmiyorduk.

"Dediğin gibi, iki yıl öncesine kadar!"

Yanaklarını şişirerek ofladı. "İyi elimi tut."

"Teşekkürler." dedim gülümseyerek.

Beklenmeyen Misafir (Tamamlandı)Where stories live. Discover now