57. Bölüm

6.7K 468 34
                                    

Sınavlarım geliyor. İki hafta bölüm atamayabilirim. Haberiniz olsun.

İyi Okumalar :)
...

Ada'nın Ağzından

"Azra nereden bilebilirim ben? Buse söylememiş diye niye ben azar yiyorum ayrıca?"

(Hatırlatma: Azra kızların İzmir'den arkadaşı. Hani bir oğlu vardı, Göksel'in kupasını kırmıştı, o.)

"Buse'nin söylememiş olması, senin de söylememiş olmanı haklı çıkarmıyor. Ayrıca sizin ne biçim hayatınız var? Daha birkaç ay önce bir yerden bebek fırladı Göksel'in kızı diye. Şimdi de kardeşi fırlamış, üstelik Buse'yle evleniyor. Valla helal olsun! Ayakta alkışlıyorum sizi!"

"Yalan yok. Ben de yetişemiyorum artık."

"Düğün ne zaman peki? Belli mi?"

"Buse'nin sağı solu belli mi oluyor Azra? Birden karşıma çıkıp biz evlendik deme ihtimali bile var."

"Haklısın." dedi Azra gülerek.

"Azra, sonra konuşsak olur mu? Benim işim var da."

"Tamam canım, görüşürüz."

"Görüşürüz." diyerek kapattım telefonu.

O esnada telefona yollanmış birkaç mesajı fark ettim.

Kimden: 05** *** ** **
Çevrendekilere dikkat et.
En yakınındakiler sana zarar vermek istiyor.
Gözlerini aç.

Göz devirdim. Yine kim nasıl bir şaka yapıyor acaba? Telefon ekranını kapatıp arka cebime koydum.

"Nerede bu ya?" diye mırıldandım. Ofisin ortasında duran masanın üstündeki onlarca teknik çizim kağıdı ile boğuşuyordum. Onları da masaya saçılmış yüzlerce dosya ve evrak arasından toplamıştım. Son toplantıdan sonra çizimim birden kaybolmuştu ve Muhittin Bey'e danıştığımda bu masanın üstüne bakmamı söylemişti.

"Ada!" diyerek birden karşıma çıkan Buse ile yerimde sıçradım.

"Allah iyiliğini versin Buse! Efendim?"

"Biz evlendik!" dedi yüzünde kocaman bir sırıtmayla.

Saniyelik olarak gözlerim karardı. Hafif bir denge kaybı yaşadığımda beni tutup güldü. "Şaka yapıyorum, Azra'yla olan telefon konuşmanı duydum." dedi gülerek.

"Şirkette olmamıza dua et." diye tısladım.

"Tamam, tamam kızma. Derya nerede biliyor musun?"

"Göksel'in asistanının takibini yapmıyorum. Kendi asistanım nerede onu bile bilmiyorum ki! Cidden Gonca nerede?"

"Daha kendi asistanının yerini bilmeyen birine soru soranda kabahat zaten."

Kafamı iki yana sallayarak güldüm ve çizimimi aramaya koyuldum yeniden. "Sen Derya'yı neden arıyorsun?"

"Feyzi'nin avukatı ile görüşmeye gideceğim birazdan. Göksel'in şunları imzalaması gerekiyor. Ancak hanımefendinin iş ahlakı sebebiyle, birden odasına giremiyorum. Şu an azarını çekecek havada da değilim."

Kafa sallayarak anladığımı belirttim.

"Neyse ben gidiyorum, Derya'yı arayacağım 30 katlı şirkette. Gonca'yı görürsem yollarım sana."

"Sadece bu katın çeyreğine bakacağını tüm ArchLife biliyor Buse!" dedim gülerek.

Beni takmayıp yanımdan ayrıldı.

Beklenmeyen Misafir (Tamamlandı)Kde žijí příběhy. Začni objevovat