62. Bölüm

5.5K 384 21
                                    

Göksel'in sevgilisi olmayacak.

İyi Okumalar :)
...

Göksel'in Ağzından

Alarmın sesi kafamın içinde çınlarken oflayarak yataktan kalktım. Hayatımda ilk defa işe gitme isteğim yoktu. 'Yok artık, inanmam. Senin mi? Cidden mi? Ateşin mi var yoksa? Ayyy, havale mi geçiriyorsun yoksa Göksel? Ölüyor muyuz? Ölmek için çok genciz olmaz!'

Bi' dur be! İçimden bir ses küçük kızımın yanından ayrılmamam gerektiğini söylediği için gitmek istemiyorum.

'Bak bu aralar benden başka iç sesler de konuşup duruyor seninle, olmuyor böyle. İsim ver bana, isim! Kim onlar? Söyle de icabına bakalım, alalım boylarının ölçüsünü.' Sen yine neden boş konuşuyorsun? 'İçimden bir ses konuşuyor dedin?' Mecazen dedim onu. 'Ha iyi, ayağını denk al. Yoksa ben alırım seni ayağımın altına.' Senin ayağın yok. 'Neden yüzüme vurup duruyorsun?! Hm?!'

İç sesime gözlerimi devirip gerindim ve yatağımdan kalktım. Halbuki ne güzel sarmıştı beni. Sıkı sıkı sarılıp 'gitme!' demişti. Bana tüm sıcaklığını hissettirmişti. Ama yapacak bir şey yok. İşe gitmem gerekiyor. Bu güne kadar sarılmalarını bir kez bile umursamadığım yatağı terk ederken vicdan azabı çektiğimi söylesem yalan olurdu.

Çıplak ayaklarımın parke zeminde bıraktığı izler eşliğinde küçük tavşanımın odasına yöneldim.

İçeriye girdiğimde gördüğüm görüntü karşısında çığlığıma engel olamamıştım. Duru kanlar içindeydi.

'Kendine gel geri zekalı, boya o!' Uyku sersemi beynim basmadı birkaç saniye, ne atarlanıyorsun hemen?

Bana şok içinde bakan ve beşiğinden nasıl çıktığını anlamadığım Duru, boyalı ellerinden birini bana salladı gülerek. Dün onunla birlikte parmak boyası yapmıştık. Kutuları da ortalıkta bırakmışım. Şimdi her yer kırmızı renkte boya olmuş. Hazal'a boyayı temizleme konusunda bol şans diliyorum.

"Tavşanım ne yaptın sen?"

"Cici."

"Resim mi yaptın?" diye sordum söylediği şeyi anlamak istercesine. Birkaç saniye şapşal şapşal bana baktıktan sonra kafa salladı.

"Kağıdı boyaman gerekiyor ama, kendini ve zemini değil. Gel bakayım buraya." Ayağa kalkıp paytak adımlarla yanıma geldi ve uzattığım elimi tuttu. Üstümün boya olmasını umursamadan onu kucağıma aldım.

Onu banyoya götürüp küveti doldurdum. Pijamalarını çıkarıp onu küvete oturttuğumda, çeyreği dolu olan küvetin suyu kırmızıya dönmüştü. Saçlarını ve bedenini yıkadıktan sonra suyu boşaltıp tekrar doldurdum. "Hemen geliyorum bi' tanem."

"Tamam." dedi safir mavi gözleri sudaki pembe ve sarı ördeklerin üstündeyken.

Hızlı adımlarla odasına gidip dolabından temiz kıyafetler aldım. Geri banyoya girdiğimde, duyduğum Duru'nun sıktığı pembe ördeğin 'vik vik' sesiyle yüzümü buruşturdum istemsizce. Bu sesi hiç sevmezdim.

Kaç yaşında olduğumu hatırlamıyorum ama o zamanlar okuma yazma bilmediğimi hatırlıyorum. O kadar küçüktüm yani. Babam söylene söylene beni yıkarken bu ördeklerle oynuyordum. Babam ördeğin sesine katlanamayıp bana tokat atmıştı. Sonra da babaannemin aldığı ördekleri çöpe.

Beklenmeyen Misafir (Tamamlandı)Where stories live. Discover now